Bölüm 52

1.1K 53 4
                                    


YEŞİM ÖZGÜR

Gözlerim bana ihanet ediyorlardı. Ayaklarım da öyle.

Burada olmamam gerektiğini biliyordum. Karşımdaki kızın gözleri abisi ile benim aramda gidip geliyordu. Kız, şaşkınlığın bir sonraki boyutuna geçmişti. Yaşadığı hayal kırıklığı ise yüzünde fark edilir diğer şeydi. 

Ellerimi göğsümde birleştirerek etrafıma bakınmaya başladım. Belki de Oğuz kapıda karşılaştığımızı ve beni tanımadığını iddia edecekti. Aslında bu ihtimal kulağa olabilitesi yüksek olan seçenek gibi geliyordu. Böyle bir cümlenin üzerine onun izinden gidip kardeşine karşı zor durumda kalmaması için ona yardım edebilirdim. Az önce olanlardan dolayı ona sinirli olsam bile başladığı oyunu bozmazdım. Tıpkı onun benim için yaptığı gibi.

"Burada ne işin var? Onunla." dedi kız ifadesizce bana bakıp. Bir an için beni hatırlamamasını ümit etsem bile lisedeki ilk yılını cehenneme çeviren kişiyi unutmanın mümkün olmayacağını biliyordum. 

Oğuz'un kardeşine cevap vermesini beklerken etrafa bakınmaya devam ediyordum ki ürpermenin elimden başlayıp tüm vücuduma yayılmasıyla titredim. Elimde hissettiğim sıcaklık ve güven şaşkınlığı da beraberinde getirmişti.

Beynim karışmış düşüncelerimi toplamaya çalışırken kulağıma fısıldayan hislerime odaklandım. 'Elimi tuttu' 

Kardeşinin gözlerine baktı ve hayatında hiç unutamayacağı bir günü ona yaşatan kızın elini tuttu. Bunun anlamı kafamda yerini bulamadı. Beni savunması kafamdaki onayını kazanamıyordu.

Aslında kişiliğim elimi çekmemi yadırgamazdı ama hislerimin ağır bastığını kabul ediyordum. Her şeye rağmen elimi tutan adamın elini bırakamazdım. 

"Bu sorunun cevabını bende bilmiyorum. Gözlerimi her kapadığımda kendimi onun yanında buluyorum." dedi. Bunu söylerken ses tonundan hala bana kızgın olduğunu anlayabiliyordum. Hatta kaşlarını çatıyor desem yeriydi.

Karşımdaki kız ise anlayışlı olmayan bir tavırla başını salladı. "Altı ay boyunca yanımıza gelmeme sebebin de bu muydu?" Ben yokmuşum gibi davranması normal bir durumda ona karşı cephe almamı gerektiriyordu. Ona yaptıklarımı ve Oğuz'un kardeşi olduğunu hatırladıktan sonra bu fikir kafamda siliniyordu.

"Aslında üniversite sınavına hazırlanıyordum." diye dalga geçti. Yaptığı espri kardeşini de beni de güldürmemişti. Ortamın gergin olduğunu fark ettiğinde "Onun elini tutuyorum Eliz. Bunun senin için bir önemi olmalı." dedi ciddi bir tavırla.  

"Onu kabul edebileceğimi düşündün mü gerçekten? Okulumu onun yüzünden değiştirdim. Hayatımda en çok ne zaman aşağılandım biliyor musun abi, elini tuttuğun kızı gördüğüm gün." dedi. Hayal kırıklığı yaşayan küçük bir kız oluşu bana geçmişimi hatırlattı. Sesini yükseltmişti ama bağırmıyordu. Sanırım bir kardeş için en etkili olan ses tonunu kullanıyordu.

"Değişti." dedi tepkisizce Oğuz. 

Kendimi onun yerine koyduğumda kendimden nefret ediyordum. O ise hala beni savunmaya çalışıyordu, canı yanıyor olmalıydı. Bu kendimden daha çok nefret etmeme sebep oluyordu.

Eliz'in acı gülüşü ardından bardan çıkan ve ayakta durmakta zorlanan Pınar dikkatimi çekti. Ona kendisini dağıtmaması gerektiğini söylemiştim. Bugün her şey berbat gidiyordu. 

Pınar sarhoşluğunun etkisiyle aptalca gülmeye başladığında Oğuz'un tuttuğu elini bıraktım. Pınar'ın kolunu omzuma attığımda gülmeye devam ediyordu. "Zavallı küçük kızda buradaymış." diye dalga geçtiğinde Oğuz'un öfkeli bakışlarına maruz kaldı. Ellerini havaya kaldırıp ağzını kapattı. "Ups!"

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin