Bölüm 47

1.6K 72 6
                                    


SİNEM HANVAN

Hayal kırıklığım bir neden olmamasına rağmen kendini belli ediyordu içimde. Gözlerim olmaması gereken yerlerde Yağız'ın üzerinde gezindi. Bunu kafamdan uzaklaştırdım.

Eve geldiğimizde yeşil renkli elbisemi çıkarıp köşeye fırlattım. Saçlarımın sımsıkı topuzunu bozarken canımı yakmıştım. Canımın yanması ve hissettiklerimin ağır gelmesiyle ağlamaya başladım.

Banyoya koştum ve soğuk suyu açtım. İç çamaşırlarımla beraber suyun altında ağlıyordum. Hep en kötüsünü hak ediyormuş gibi hissetmeme engel olamıyordum. Mutsuzluk sanki ruhuma çizilmiş kaderdi. Sessiz çığlıklarımı kimse duymuyordu ve ben çığlıklarımın içinde boğuluyordum. Ansızın bir yerde, herhangi bir zaman diliminde mutlu olsaydım şaşırırdım. Alışılmışlıklarla geçirilmiş bir hayat yerine durdurulamaz ve özgür olsaydım.Soğuk su hücrelerime işler gibi titretti içimi. Belli belirsiz bir uyuşukluk gezindi üzerimde. Suyu kapatıp banyodan çıktım. Birinin beni görecek olmasına aldırmadım. Odama girdiğimde üzerime kuru ve temiz çamaşırlar geçirip pijamamı giydim. Bahçeden gelen seslere bakıp orada olduklarını anladım.

Cemre'nin sesi kulaklarımı doldurdu. "Sinem nerede?"

"Yorgun görünüyordu. Eve girdiğini gördüm." diye yanıtladı Yeşim.

Yastığıma sarılıp kışın örttüğüm yorganı üzerime çektim. Üşüyordum. Kapının açılma sesini duydum ve Cemre'yi yanımda hisettim. Arkam dönük olduğu için ne yaptığını görememiştim. Bana sarıldığında yutkundu. Acı çektiğini anlamıştım.

"Annesi tarafından terk edilmiş çocuklar çok yalnız olurmuş biliyor musun?" diye fısıldadı.

Bizden bahsediyordu. İkimizde annemiz tarafından terk edilmiştik. Bu konuda pek fazla konuşmazdı ama içinde ne yaşadığınıda bilemezdim. "Çünkü bu hayatta onu en çok sevmesi gereken insanın aslında bir yabancıymış gibi gittiğini görmek, bu çok farklı."

Haklıydı. Neden bu konu hakkında konuştuğumuzu bilmiyordum ama düşünmeden edemiyordum. Eğer annem bana inanıp, babama karşı beni savunsaydı şimdi intikamı alınmış kötü ve kalpsiz bir kızdan fazlası olurdum. O zamanlar bana inanan birine ihtiyacım vardı. Şimdi ise sadece yanımda olan birine ihtiyacım var. Her şeyi unutturacak birine.

"Keşke kötülüğün bizi ele geçirmesine izin vermeseydik." dedi acıyla. "Belki o zaman mutlu olurduk."

...

Kafamı geriye yatırıp baş ağrımın geşmesi için işaret ve baş parmağımla ağrının üstünde gezindim. Erek yattığım halde uyuyamamıştım. Yeşim'in mutluluğunu gözünden okuyabiliyordum. Her şey istediği gibi gidiyordu.

Cemre ise dün gece konuştuklarımızın etkisinden çıkamamıştı. Bu onu tıpkı benim gibi derin yaralamıştı.

"Sıcak simitler geldi." dedi Eren gülerek. Neşelerine ortak olmak istesemde yapamıyordum. Dün gece bana çok benzeyen bir kız bırakmıştık arkamızda.

"Ne düşünüyorsun Sinem?" dedi Yeşim şüpheyle. Bende bir gariplik olduğunu sonunda fark edebilmişti.

"Başka bir yol olup olmadığını düşünüyordum. Nişan töreninde yaptığımız şey çok... canice geliyor." Yine duygusal olduğum için böyle söylediğimi düşüneceklerdi ama durum farklıydı. Nişan töreninde bir kızın hayatını mahvetmek bana göre değildi. Ne kadar kötü olursam olayım bu fazla gelmişti.

"Öyle bir adamla evlenmesine izin vermek daha canice geliyor." dedi Oğuz beni taklit ederek. Bunu söylerken yüzünü buruşturmuştu.

"Bunu o anda yapmanın onu nasıl etkilediğini bilemeyiz." dedim.

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin