Bölüm 14

3.9K 240 5
                                    

YEŞİM ÖZGÜR

Çıkık elmacık kemikleri sanki her nefes verişinde daha da çukurlaşıyordu. Yüzündeki masum ifade sert yüz hatları sayesinde arada bir kaybolsa da ben iyiyim diye bağırıyordu resmen. Küçük gözleri uykuya dalmamak için kısık bakıyordu ama her an kapanabilirdi. Ona baktığımı fark edince kafasını bana çevirdi.

"Çok yakışıklıyım değil mi?" Oğuz'un bu haline gerçekten de sinir oluyordum. Ciddiyetimi bozmadan "Bok gibisin." dedim açıkça. Gerçek düşüncelerimi de ifade etmiş oldum. Böyle aptal gibi davranmaya devam ederse hiç farklı görünmeyecekti gözüme. 

"Yalan söyledim." dedi gülümsedikten sonra. Kaşımı kaldırarak açık konuşmasını istediğimi belirttim. Bilmecelerden nefret ederdim.

"Seni kurtarırken rehin aldığının sen olduğunu görmüştüm." dedi tek bir nefeste. Şuan bunu söylemesi alakasız ve saçmaydı. 

"Eee?" dedim merakla. Açıkçası nereye gelmeye çalıştığını anlayamıyordum.

"Yani seni bilerek kurtardım." 

"Teşekkür etmem. Yapımda yok." dedim kısaca. Anlaşılan bir teşekkür bekliyordu beyefendi. Sanki ona bana yardım et diyen olmuş gibi kurtarmıştı beni. Biraz hızlı davransaydım zaten kendimi kurtarabilirdim. 

"Teşekküre gerek yok. Sadece bil istedim. Seni zorunda olduğum için değil, istediğim için kurtardım." diye ekledi. Önüme dönerken keşke bir otobüse binseydik dedim. Uçakta sanki yer yokmuş gibi dibime oturmuştu. Kızlar yan yana otururken ben Eren ve Oğuz'la oturmaya mecbur bırakıldım. Oysa Cemre isteye isteye oturabilirdi. 

Uçak havaalanına indiğinde kendimi direk aşağı attım. Midem alt üst olmuştu. Sanırım korkusuz Yeşim'in uçak korkusu başlamıştı. Siyah bir minibüs yaklaşınca Eren "Buyurun." dedi. Ne kadar da kibardı bu aralar kibirli piç. Hala ondan nefret ediyordum. Bize yardım ettiği için minnettar falan değildim. Her erkek gibi o da iğrençti. 

Eren Bey burada ev tutmamıştı. Bizi lüks bir otele götürdüğünde Pınar bir ıslık çaldı. Oğuz ona ters ters baktıktan sonra "Ne?" der gibi baktı. Pınar sert kişiliğiyle hepsine kök söktürür.

Herkese ayrı oda söyleyeceği zaman Cemre söze girdi. "Biz ikişer kişilik odalar da kalırız." dedi. Anlaşılan daha fazla borç olsun istemiyordu. Eren kafasını salladıktan sonra üç tane iki kişilik oda istedi. Anlaşılan o da Oğuz'la aynı oda da kalacaktı. 

Odalara çıktıktan sonra Cemre benimle kalmak istedi. Pınar ve Sinem diğer odaya girerken Oğuz Bey çoktan odasına yerleşmişti.

Oda büyüktü iki tane yatak yan yana koyulmuştu. Üstelik banyoda efsane sayılacak derece de güzeldi. Cemre gülümsedikten sonra "Dördümüzün bir yıllık paraları birikse burada bir hafta kalamazdık herhalde." dedi gülerek. Bende gülümsedim. Ama aklıma gelen acı şeyden sonra bu gülümseme gitmişti. Çocukken buna benzer bir yere Rüya'nın ailesiyle gelmiştik. Babam biraz varlıklı biriydi. Bu yüzden çoğu kez tatile iyi yerlere gitmiştik. 

Cemre yavaşça yanıma geldi. Sanki ne düşündüğümü anlamıştı. Bana sarıldıktan sonra "Hepsi cezasını çekecek." dedi.

"Hepsi." diyerek tekrar sarıldım. 

Biraz dinlendikten sonra Eren yemek yemek için otelin restoranına çağırmıştı. Elinde bir kaç belge vardı. 

"Adamın adı Yusuf Erkan. Pis işleri bıraktıktan sonra buraya yerleşmiş. Bir tatil merkezinde işe başlamış."

Pis işleri bırakmıştı. Yeni hayata başlamak onun için ne kadar da kolay olmuştu. Mahvettiği hayatların üzerine hiç vicdan azabı çekmiyor muydu? 

"Tatil merkezi burası. Anabella Otel. Yarın buraya gidip adamı yakın takibe almalıyız. Sonra da Sinem gibi hayatını mahvedip bırakırsınız." dedi. Anlaşılan ölümü düşünmüyordu. Pınar'la birbirimize aynı anda bakıp güldük. Benim kan istediğimi diğer kızlarda biliyordu. İçimdeki acıyı silecek tek şey o itlerin kanıydı.

Medya da Cemre.

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin