Bölüm 37

1.8K 101 4
                                    



CEMRE ARSAY

Deri kaplı küçük bir deftere sakladığım çocukluğumu hatırlar gibiyim. Küskünlüklerimi, anılarımı denize haykırdım. Deniz ise bana cam şişenin içindeki küçük kağıtlara yazılmış dilekleri yolladı. Sanki ben o dilekleri gerçekleştirsem küskünlüklerim bitecek, anılarım silinecekti. Ben dilekleri yırttım. Karşılığında küskünlüklerimi ve anılarımı geri aldım. Onlara ihtiyacım vardı. Beni ben yapan her şeye ihtiyacım vardı.

O günden sonra üstüne katlanarak devam etti yalnızlığım. Ama hiçbir zaman pişman olmadım, ben yaşadıklarımı unutmak istemedim.

Hastaneye doğru ilerlerken biraz nefes almanın iyi geldiğini anladım. Hastane kokusundan nefret ederdim. Akıl hastanesine kapatıldığım zamanlar aklıma geliyordu.

Sinem ve Yeşim eve gitmişlerdi. Oğuz ise tüm ısrarlara rağmen Eren'in odasının önünde beklemeye devam ediyordu. Pınar'ın neden gitmediğini anlamamıştım. Sanırım bana destek olmak istiyordu. Eren'in odasının bulunduğu kata geldikten sonra Pınar ayağa kalktı. "Biraz daha iyi misin?" dedi. Sesi bitkin çıkıyordu.

"Gayet iyiyim. Sadece bir manyak ben uyurken yaşadığımız eve girdi ve bizim yanımızda olan birine zarar verdi. Katlanamadığım şey bu. Sürekli dram yaratıp durmayın." dediğimde gözlerini devirdi. Yara izini gördüğümde aklıma Hulusi gelmişti.

"Drama bağlayan sensin. İki günden beri ruh gibisin. Seni zorla dışarı çıkartıyoruz ve Oğuz'dan daha fazla üzüldüğünü bile düşündüm."

"Olay ben evdeyken yaşandığı için olabilir mi? Birini kaybetmenin sende yarattığı etkiyle bende yarattığı etki aynı değil tamam mı? Ben sen gibi kırıp dökerek iyi olamıyorum demek ki!" Anlamsız çıkışımın onu üzeceğini biliyordum. Çeneme hakim olamamıştım işte. Pınar'ın yüzü düşerken kendini toparlaması uzun sürmedi. O Pınar'dı. Asla altta kalmayan psikopat olan.

"En azından daha güçlü olmanın bir yolunu buldum. Gözyaşı dökerek halledebildiğin hiçbir şey yok tamam mı?"

"Nereden biliyorsun? Hiç denemedin." dedim kısık bir sesle.

"Ne oluyor sana? Hep dalga geçtiğin kızlar gibi korkak olmak mı istiyorsun? Eğer amacın buysa doğru yoldasın!" dedikten sonra arkasına bakmayarak gitti.

Sinirle elimi saçlarıma götürdüm. Oğuz'un şaşkın suratını gördükten sonra oturdum. Sürekli kavga etmekten sıkılmıştım.

"Doktor, yakında Eren'in uyanacağını söyledi. Belki uyandığında yanında olmak istersin." dediğinde sinirle başımı kaldırdım.

"Neden onun yanında olmak isteyeyim ki?"

"Ona iyi geldiğini biliyorsun. Annesini çağıramayacağımıza göre görmek isteyeceği tek kişi olmalısın." Eren annesiyle iyi anlaşıyordu demek ki. Bana iyi bir hayatı olmadığını söylemişti. Annesini seven herkesin mutlu olabileceğine inanıyordum. Hayatındaki soruna olan merakım oldukça artmıştı.

"Benden şüphelendiğini biliyorum." dedim tam kalkmak üzereyken. Eren'in vurulduğunu söylediğimde ilk şüphelendiği kişi bendim. Bunu biliyordum.

"Yeşim'in vurulduğunu düşün ya da Sinem'in, Pınar'ın." İçimde anında bir huzursuzluk oluşmuştu. Düşünmek istemiyordum. Kesinlikle düşünmek istemiyordum. "Bunu sana söyleyen sırf ben olduğum için bile beni öldürebilirdin." Haklıydı. Onlara en ufak bir zarar geldiği anda kendimi kaybederdim. Mantıklı tarafım beni terk ederdi ve düşüneceğim tek şey nasıl öldüreceğim olurdu.

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin