Bölüm 21

2.7K 186 12
                                    


YEŞİM ÖZGÜR

Bir süre Cemre'ye bakıp düşündüm. Mutsuz olmayacağımı biliyordum. Şüphelerim yoktu. Hiçbir şey benim intikamımdan daha önemli değildi. 

"Haklısın." dedim sessizce. "Düşüncesizlik edip duruyorum. Kafam karışık kabul ediyorum ama ne istediğimi biliyorum."

"O zaman yanındayım." dedi Cemre. Gözleri büyümüştü. Ona sarılmak istemiştim ama bunu yapacak gücüm yoktu. Kardeşlerimden uzaklaşıyordum. Bu çok acı veriyordu. Ama ben acı çekmeye alışkındım. 

Yatağa uzandım ve gözlerimi tavana diktim. Olanları düşündüm. Çevremdeki herkesi üzüyordum. Ama çevremdekiler de bana inanmıyorlardı. Yaşadığım acıları, ağladığım geceleri herkes bir kenara bırakmıştı. Şimdi herkes yeni hayata başlamış, çocuğu olan o ite üzülüyordu. O yeni hayatına başlarken kim bilir kaç hayatı mahvetmişti. 

Sabah kalktığımda Cemre odada değildi. Siyah bir pantolonun üstüne Siyah bir badi giydim. Bordo ceketimi aldıktan sonra otelin barına indim. Hiç kimsenin olmasa bile Pınar'ın burada olacağını düşünüyordum. Kimseyi göremeyince resepsiyona gittim. Telefonumu çıkarıp Cemre'yi aradım. Telefonu kapalıydı. Hepsi birlikte bana haber vermeden nereye gitmişti?

Sırasıyla Pınar, Sinem ve Oğuz'u aradım. Hepsinin telefonu kapalıydı. Resepsiyona doğru giderken bakışlarım sertleşmiş olacak benden üç yaş daha büyük gibi görünen kız korktu.

"Cemre Arsay oda arkadaşım giderken bana bir not bıraktı mı?"

"Hayır. Erken saatlerde diğer arkadaşlarınızla beraber çıktılar. Bir bilgi vermediler." dedi nazikçe. Yüzümü astım ve odama çıktım. Cüzdanımı çantama koyup dışarı çıktım. 

Ne yapmaya çalışıyorlardı? Sabahın köründe hangi cehenneme gitmişlerdi? Ve neden sözleşmiş gibi hepsinin telefonu kapalıydı. Saçlarımı geriye attıktan sonra otelin karşısındaki parka takıldı gözlerim. Eren sırıtarak el sallıyordu. İçimden ona küfürler saydırarak yanına yaklaştım ki diğerlerini de gördüm.

"Hangi cehennemdeydiniz?" diye çıkıştım.

"Sabahın köründe Cemre'nin sesiyle uyandık. İntikam yeminimiz aklına yeni gelmiş hanımefendinin." diye tersledi Pınar. 

Cemre'nin uyarı dolu bakışlarından sonra "Hiç öyle bakma. Bir an bizi satıp gideceğinizi bile düşündüm." dedi Pınar.

"Saçma sapan fikirlerini kendine sakla." diye cevap verdi Sinem. 

"Bırak ta fikirlerime ben karar vereyim." Pınar'ın sesi yükselirken Cemre araya girdi.

"Hey, Ne oluyor bize? Sürekli kavga eder hale geldik. Bir an önce kendimize gelmeliyiz. Kimsenin gittiği falan yok. Sadece pişman olacağımız şeyler yapmak istemiyoruz o kadar. Eğer birimiz pişman olursa hepimiz oluruz. Bu yüzden adımlarımızı dikkatli atacağız." dedi Cemre. Onun böyle yapıcı konuşmalar yapmasını özlemiştim. O Kötü Kızların lideriydi. Ve bizi toparlardı. Uzun süre bu görevine ara vermişti ama şimdi her şey eskisi gibiydi. 

"Neden seni lider seçtikleri belli oluyor." dedi Eren kısık bir sesle. Sadece Cemre'nin duymasını istemişti ama bende yakınlarındaydım. Kardeşlerim benim için bir olmuştu. Her ne kadar kibirli piç ve arkadaşı bu işe de karışsalar da mutluydum.

"Sabahın erken saatlerinde sabıka kayıtları aradık ama Eren'in önceki bulduklarından başka bulamadık. Üstelik diğerlerinden de haber yok." dedi Sinem.

"Yani hiçbir şekilde ilerleyemiyoruz." dedi Pınar. "Başka bir yol bulmalıyız. Eksik bir çok şey var."

"Belki de yanlış taraftan başlıyoruz." dedi Cemre. "Aslında..." Onun diğer söyledikleriyle ilgilenmeyecektim. Aklımda olan tek bir şey vardı. 

"Yusuf hala hastanede değil mi?" diye sordum bir anda. Birinin işini bitirmeden ötekine geçemezdim. Herkesin bakışları beni buldu.

"Onu öldürecek misin?" diye sordu Eren. Bu çok saçma bir soruydu. Onu tabi kide öldürecektim.

"Eğer hastaneye götürmeseydiniz zaten ölecekti. İşimi zora sokmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz." dedim üste çıkarak.

"Bir insanın karşımda ölmesini izleyecek kadar vicdansız değilim. Doğru olanı yaptım." dedi Eren. Sesi yükselirken bakışlarımı ona diktim. 

"Baştan beri doğru olanı yap. Ve defolup git." dedim. Bunları söylerken bir saniye bile tereddüt etmedim. Ona ihtiyacım yoktu. Bende zengindim. Babam istediğim kadar para verirdi. Eren önce Cemre'ye sonra Oğuz'a baktıktan sonra "Belki de doğru olan bu." dedi. Elindeki üzerinde Yusuf'a ve diğerlerine ait bilgiler olan dosyayı banka bıraktıktan sonra "Burada olan her şey burada kalacak. Artık bu yok oluş hikayesini izlemeyeceğim." deyip yürümeye başladı.

"Eren." dedi Oğuz. Ama ne söyleyeceğini bilemiyordu. Herkes suspus olmuştu. Anlaşılan 'kibirli piç' grup tarafından seviliyordu.

"Yanılıyorsun 'kibirli piç' bu bir yok oluş hikayesi değil. Bu yeni doğuş hikayesi." dedim. Bu söylediklerim uçup gitmişti. Ve Eren'in kuşku dolu sözlerine hapsolmuştu.









kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin