Bölüm 31

2K 117 3
                                    


SİNEM HANVAN

Geriye baktığımda kendimden pek bir şey göremiyorum. O kadar çok bir başkası olmuşum ki hiçliğe doğru sürüklenmişim. Yaşadıklarımın sebebi ben olduğum halde kendim hariç herkesi cezalandırmışım. 

Eren'in dediklerini kulağıma mantıklı geliyordu. Tüm bunlar bittikten sonra hayatımıza devam edebilirdik. Birbirimizi öfkemizle beslemek zorunda değildik. Yaşadığımız dünyayı daha da berbat bir hale getirmeyebilirdik. Belki bir gün sadece birini düşündüğümüz için iyi bir şeyler yapabilirdik. Bu artık bana o kadar uzak gelmiyordu. 

Yeşim'in düşünceli bakışları bahçeden geldiğinden beri belli bir noktaya odaklanmıştı. Eren ise en uzak köşeye geçmiş sinirlerini yatıştırıyordu. Cemre'nin de konuşmayacağını düşündükten sonra oturduğum koltukta doğruldum.

"Nereden başlıyoruz?" dedim. Kimse cevap vermeyince sinirlendim. "Her tartışmadan sonra biri gidecekse bu sefer kimin gideceğini merak etmeye başladım. Bir an önce kendimize gelmeliyiz. Birbirimize verdiğimiz sözleri hatırlayın!" dedim. 

"Burada bu işte birlikte olduğumuzu hatırlayan sadece sensin Sinem. Her fırsatta bizden kurtulmaya çalışmayan da sadece sensin." dedi Eren

"Çünkü intikamı alınan sadece benim. İçimizdeki bu nefret, bizi ayakta tutmuyor. Bunu yeni öğrendim. " dedim. Cemre bana baktıktan sonra "Nerede oturuyormuş bu Hakan?" diye sordu. Asıl konumuza dönmeliydik. Yeşim'in nefretine. 

"Beldibi'nde oturuyor. Buraya yakın sayılır." dedi Oğuz. Geldiğini görmemiştim. Bakışları Yeşim'e kaydığında gülümsedi. Bahçede ne olduğunu bilmiyordum ama her neyse Yeşim gerilmişti. Oğuz ise kahkaha bile atabilirdi. 

"Sahile yakın bir yerde lokantası varmış. Karısıyla birlikte işletiyormuş orayı."

"Rüya'yı o öldürdü. Onun nefes almadığını söyleyen esmer olandı. Yani o." dedikten sonra çektiği acıyı hissetmiştim. Yeşim'e öfkeli olduğu halde Eren bile üzgün bakıyordu. 

"Kendine bir hayat kurmuş. Bizim hayatımızı çalmış ve kendi hayatını kurmuş." dedi Yeşim. Bunları söylerken sinirli değildi. Boş boş bakıyordu. Oğuz'un yumruklarını sıktığını gördüm. 

"Yeşim ne yapacağız?" dedi Cemre. Yeşim bu soruyu sormamızdan korkuyormuş gibi gerildi. Elleriyle saçlarını düzeltip "Önce muhteşem hayatını gözlemlemek istiyorum. Bir de Sinem'in yolundan gidelim. Bakalım benimde içim soğuyacak mı?" dedi beklemediğim bir şekilde. 

Herkes şaşkın şaşkın bakıyordu. Yeşim'in ani kararını en beklemeyen Pınar'dı. "Emin misin?" diye sordu.

"Belki ölümden daha beter bir son bırakırız ona." dedi Yeşim. Bunu yapmıştım. Onur'a bıraktığım hayatı yaşamaktansa ölmeyi tercih ederdi. Ölmek onun için bir kurtuluş olurdu. 

"O zaman çalıştığı lokantaya gidelim." dedi Pınar. Herkes bu fikri onaylarken ben Yeşim'e baktım. Aklından ne geçtiğini bilmeyi çok isterdim.

Lokanta sahile yakın bir yerdeydi. Bahçesinde her renkten çiçekler vardı. Lokantanın biraz gerisinde duran ağaçta salıncak asılıydı. Dışarıda duran masalara servis yapan bir kadın görmüştüm. Yeşim'in gözleri kadını bulduğunda boş boş baktı.

Muhtemelen kadının, kocasının zamanında ne haltlar yediğinden haberi yoktu. Servis yaparken gülümsüyordu. En fazla dört yaşında gösteren bir kız çocuğu kadını önlüğünden tutup çekiştirdi. Kadın şefkatle kızı kucağına aldıktan sonra öptü. 

Yeşim kadına nefretle bakıyordu. Bir an onu öldüreceğini bile düşünmüşken arkasını döndüğünü görünce rahatladım. İntikamı için her şeyi yapabilirdi. Katilinin sırf kendi acısını tatması için onun sevdiği birini öldürebilirdi. 

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin