Bölüm 1

18.6K 665 28
                                    

Kız, ağlayan gözlerle boğazına sarılan elleri tutuyordu. Kızlar tuvaletinin kenarına yapışmış bir halde boğazından girecek en ufak bir hava için dua ederken gözlerimi ona çevirdim. Oysa nefes almak sadece beyindeki baskıyı arttırır. Şu an buradan kurtulsa bile asla huzur dolu bir nefes alamayacakken neden hala yaşamak için direniyor ki? Yaşamak onun gözünde bu kadar anlamlı mı?

Aslında düşündükleriyle ilgilenmiyorum. Şu an ki tek amacım ona daha nasıl fazla acı çektirebilirim o. Çünkü ölüm bir direniş değil pes ediştir. Belki de hala nefes almamı sağlayan tek neden bu.

"Hadi ama Pınar! Şu kızla oyun oynamayı bırak." Derken yüzümde alaylı bir ifade oluşturdum. Pınar ellerini boğazına bir kez daha yapıştırırken kız bana yalvaran gözlerle bakıyordu. Bu beni keyiflendirmişti.

"Yeterli." Derken Yeşim itiraz etti. Lavabonun en ucunda Sinem'le beraber duvara yaslanmış bize bakıyorlardı.

"Daha yeni başladık." Önüme gelen saçları geri iterken Pınar kızı hızla yere çarptı. Kız yerden kalkarken öksürüklere boğulmuştu. Bu beni daha da neşelendirdi. Suç işleyen ceza çekmeliydi. En hafif suçta en ağırını verecektin ki daha fazlasına cesaret edemesin.

Sık öksürüklerin arasından nefret dolu bir bakış görmeyi beklerken kız arkasını dönüp çıkacaktı ki bileğine yapıştım. "Cesaret ne demektir biliyor musun küçük? Acıdan nefes bile alamazken hala karşındakine nefretle bakabilmektir ve ben korkaklardan nefret ederim." Derken son bir tekmeyi karnına geçirdim. Acı içinde yere yığılırken arkama bile bakmadan lavabodan çıktım.

Son dersin edebiyat olduğunu hatırlayıp çantamı aldım. Sınıftan çıkarken meraklı bakışlara maruz kalmıştım ama umurumda bile olmamıştı. Yeşim ve Pınar devamsızlık sıkıntısı yüzünden her canları istediğinde kaçamıyorlardı. Sinem'in peşime takılmasını beklerken gerçekten de sıkıldım ve onu beklemeden merdivenlere yöneldim.

Arka bahçeye geldiğimde duvarın demirlerine tutundum ve kendimi yukarı doğru çektim. Önüme gelen saçları geriye atıp çantamı sırtıma geçirdim.

İzzet'in cansız mekanına girerken sigara dumanı keyfimi yerine getirdi. Kötü kızlar kötü mekanlarda takılırdı. Sigaramı ağzıma götürürken iyi ki de Sinem gelmedi diye düşündüm. Onun rahatsızlığından ötürü yanında sigara içemiyorduk. Ve onunla mekanın içine gelemiyorduk. İzzet elindeki içki şişesiyle yanıma yaklaşırken "Amacına ulaşamadan içki şişesi kafanda kırılacak." Dedim sessizce. Bunu duymuş olacak ki sırıttı.

...

Parkta beklerken kızlara lanet okudum. Yine geç kalmışlardı. Bu durum sinirimi bozsa da kendime hakim oldum. Pınar sokağın başında görülünce "Diğerlerini beklemek gibi niyetim yok." Demem bir oldu. Beklemekten nefret ederdim. Pınar sakızını beni sinir edercesine patlatmaya başlayınca çantamın ucuyla ona vurdum. Saçları geriye savrulurken yara izini kapattı. Bu beni bir an duraksattı. Pınar hiçbir şey olmamış gibi yola devam ederken Yeşim ve Sinem'de yolun başında görüldü. Yeşim ağza yakışan küfürleriyle Sinem'in başının etini yemiş olacak ki yanımıza gelir gelmez ondan uzaklaştı.

Bahçede konuşma yapan müdürü görmezden gelerek okula girdik. Zaten okuldan uzaklaştırılmak için uğraşırken uslu kızlar gibi sıcakta yanmaya niyetim yoktu. Kızlar peşime takılırken merdivenlerden hızla inen birinin bana çarpmasıyla durakladım. Daha önce görmediğim bir kızdı. Dokuzuncu sınıf olmalıydı. Küçük sürtük. Yeni mi gelmişti?

"Özür dilerim." Derken yanımdan geçmeye çalıştı. Yeşim güçlü parmaklarıyla onu durdururken masum kızımız bir anda afalladı. Ona tiksinerek baktıktan sonra ellerimi göğsüne dayayıp ittirdim. Üç basamak merdivenden düşünce yere kapaklandı. Saçlarının topuzu bozulurken eteği de açılmıştı.

"Sence küçük bir özür dilerim cümlesi etkili olur mu?" derken gülüyordum.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Küçük sürtüğün dili baya uzundu. Basamakları inerken Sinem arkamdan geldi. Bu sefer o uğraşmak istiyordu bu küçükle. Sinem masum kızımızı kaldırmaya çalışırken ben de kolunu tuttum.

"Bırak beni." Bu hoşuma gitmişti. Cesurdu. Sevdiğim tiplerden. Sinem saçlarından tutarak kızı önümde diz çöktürdü.

"Aklındakilere doğru yolu öğret ufaklık, karanlık seni bulmadan. Ve eğer karanlığı tanımıyorsan merhaba de."

Medya da Yeşim

kötü KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin