9 ''Denizler Cinayet İşlemezler''

Start from the beginning
                                    

Onunla ilk tanıştığım gece yaşadığımız tartışmayı hatırladım, tanımadığım bir kıza önyargıyla yaklaşmam hataydı.

''Bir de edebiyat neferi olmadığını söylemiştin,'' diyerek gülümsedim. ''Ve eğer seni daha iyi hissettirecekse o şarkıda depresyona giren tek kişi sen değilsin, her dinlediğinde yarım saat boş duvara bakan binlerce kişiden sadece birisin.''

Verda yaşlı gözlerini sildikten sonra burnunu çekti ve bana içten bir şekilde gülümsedi.

''Ama birisi üzgünken ona nedenini sormayarak yardım etmeye çalışan ilk kişi sensin.'' Uzanıp elimi kavradı ve güven veren bir sıcaklıkla elimi sıktı. ''Aras'ı daha fazla bekletmesem iyi olacak.''

O yanımdan geçerken kafamdaki onca soruyla gidişini izledim.

''Verda...'' dediğimde bir an için duraksadı ve bana döndü. ''Aras'la nereden tanışıyorsunuz?''

Gözleri bir noktada takılı kaldıktan sonra önemsiz bir şeyden bahsediyormuş gibi omuz silkindi. Bu defa gerçekten gitmeden önceki son sözleri, ''Bu oldukça uzun bir hikaye ama bir gün öğreneceğinden emin olabilirsin,'' oldu.

Odamda oturmuş test kitaplarına gömüldüğüm klasik öğle vakitlerinden biriydi. Can sıkıntımı biraz olsun dindirsin diye geri planda yavaş ritimli şarkılar açıyordum. Sorularla adeta ölüm kalım mücadelesi verirken odamın kapısı tıklatıldı.

''En sevdiğin arkadaşların geldi,'' diyerek içeri girdi Sayra.

''Sahip olduğum tek arkadaşlar desek daha doğru olur,'' diye cevap verdim.

Sayra yatağıma adeta zıplayarak oturdu ve gözlerini devirdi. ''İşte bu tavırların yüzünden arkadaşın yok Ecrin.''

''Yardım çağrını alınca direkt buraya geldim,'' dedi Doruk.

Doruk, tam bir matematik dehasıydı ve Sayra'yla bana özel ders verdiği zamanlar olurdu. İşte tam şu anda o zamanlardan birindeydik.

Üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilmesem de beynim basit toplama işlemlerini bile yapamayacağı doluluğa ulaşmıştı. Doruk'a baktığımdaysa hala benim için Korece öğrenmek kadar zor olan soruları kolaylıkla çözüyordu. Anlatmayı kesip bana bir soru sorduğunda uzun uğraşlar ve onun da yardımı sonucunda çözmeyi başarmıştım.

''Hadi bu soruyu da sen çöz Sayra,'' dedi Doruk.

''Ben başka bir şey çözsem,'' dedi Sayra. ''Mesela gidip soğuk bir şeyler getirsem ve bizi bayılma probleminden kurtarsam...''

Doruk'un ona ters ters baktığını görünce derin bir iç çekti.

''Peki ama bu son olacak. Baştan anlaşalım,'' dedi ve türev sorusunu çözmeye koyuldu.

Ve dediği gibi bu o günkü çalışmamızın sonu oldu. Birlikte salona inerken ikisi kendi arasında şakalaşıyorsa da ben bu sohbetin dışında kalmayı tercih etmiştim.

Salonda yemeğe geldikleri ilk akşamı hatırlatan bir manzarayla karşılaştım. Aras ve arkadaşları bütün koltuklara yayılmıştı ve geldiğimizi fark ettiklerinde bir sessizlik yaşandı.

Herkes birbiriyle selamlaştığında biz de koltuklara çöktük.

            ''Ee doğum günü kızı ne yapmayı istiyor?'' dedi Görkem.

            Bütün bakışlar onun üzerine yöneldiğinde o ise doğrudan Verda'ya bakıyordu. Verda'nın mutfaktaki halini hatırladım, doğum gününde dahi bu kadar hüzünlü olacak ne yaşamış olabilirdi ki?

YASAK MEYVEWhere stories live. Discover now