-Özel Bölüm-

497 20 158
                                    

Canlarımm♡ Herkese merhaba. Yeni yılın ilk özel bölümü ile karşınızdayım. Herkese şimdiden iyi okumalar diliyorum.

•••

Defne karnında hissettiği ağırlık ile yan dönemediği için oflayarak yavaşça gözlerini açtı. Eli istemsizce karnına gidip okşarken bir yandan da sessizce konuştu.

"Hamilelik iyi güzel de, yan dönememek kötü yaa! Off."

Oflayarak başını iyice yastığa gömdüğün de son zamanlar da hafifleşen uykusu dağılmıştı bile. Bakışlarını yanına çevirdi, Ömer'in yüz üstü mışıl mışıl uyuduğunu görünce uykulu bir biçimde gülümseyerek dirseğinin üzerinde yükseldi. Küçük hareketler ile ona doğru kaydığında kocasının çıplak sırtını hafifçe okşayıp öpücük bıraktı. Lâkin Ömer'in uykusu o kadar derindi ki hiç hissetmemişti bile. Barkod gün geçtikçe tanınan bir işletmeye dönüşmesi hâlinde sorumlulukları da artmıştı. İstanbul'da 3 şube varken, Ayvalık'ta da 4. şubeyi açma hazırlıkları yapıyordu. Bir de bunun üstüne eve geldiğinde yorgunluğunu dile getirmeyip ev işlerini hallediyordu. Defne hamileliğinin son zamanlarında olduğundan hareketleri kısıtlıydı bu nedenle de zarar gelmesin diye hiçbir iş yaptırmıyordu. Sadece yemek işini anneleri hallediyordu. Çamaşır, bulaşık, temizlik vb. işleri annelerinin ısrarına rağmen 'ben yaparım.' diyordu. Bir de bunun üstüne Defne ve kızıyla vakit geçiriyordu. Ama bu yoğunluğun getirdiği yorgunluğu bir kez bile dile getirmeden 'ben memnunum.' diyordu.

"Aşkım benim ya... Ben senin hakkını nasıl öderim ki?"

Derin bir iç çekip bu sefer Ömer'in ensesine öpücük bıraktı. Ardından beline sıyrılan pikeyi alıp iyice üzerini örttükten sonra yavaşça doğruldu. Ani hareketlerin yasak olduğundan sakin bir şekilde kalkması gerekiyordu. Son derece dikkat ederek ayağa kalktığında gözü duvarda ki saate gitti. Saatin ona geldiğini görünce aklına doktor randevuları geldi. Bir an önce kahvaltıyı hazırlaması gerektiğini düşünüp adımlarını ebeveyn banyosuna yönlendirirken gözü dolabın aynasına gitti. Kocaman karnını görmesi ile dudağını bükerken yaklaşıp aynada ki yansımasına baktı.

"Meleğim... Ne olur artık inat etme de gel olur mu birtanem?"

Derken elini karnına götürmüş usul usul okşuyordu. Küçük melekleri baya inatçı olacaktı. Neden mi? Çünkü 40. haftada doğması gerekirken doğmamıştı. Ve bugün tam 43. haftaya giriş yapmışlardı lâkin pek geleceğe benzemiyordu, minikte tık yoktu. Hissettiği ufak tekmeye karşılık gülümserken derin bir iç çekip konuştu .

"Benim keyfim yerinde mi diyorsun yoksa sen? Hı? Valla anneciğim, bende sürekli seninle olmaktan mutluyum ama artık doğman da gerek. Böyle nereye kadar değil mi?"

Karnına bakıp küçük meleğiyle konuşurken bir yandan da kocaman gülümsüyordu. Küçük kızları artık inatçı mı olacaktı, yoksa gamsız mı olacaktı bilinmiyordu. Ama görünüşe bakılırsa ikisinden de birazcık vardı. Hiç doğacağa benzemiyordu.

"Bu gidişle bir yaşında doğacak."

Defne duyduğu sesle arkasını döndüğünde, kocasının dirseklerinin üzerinde doğrulmuş gülümseyerek kendisini izlediğini görünce gözlerini devirdi.

"Ayy aşkım sus! Valla kulağına su kaçırma bir yaşına kadar durur. Kızımızda öyle bir potansiyel var hissediyorum."

Ömer kahkaha atarak üzerinde ki pikeyi kenara çekerken yavaşça doğruldu. Ensesini kaşıyıp karısının yanına geldiğinde ellerini yavaşça karnına götürüp okşadı.

"Kızım, artık doğ lütfen, doğ da ailecek böyle büyük bir nefes alalım.... Hayır benim bildiğim erken doğum olur ama geç doğum hiç duymadım. 10 aylık oldu neredeyse."

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin