19 | #KeskinRüzgarlar

461 34 118
                                    

"Bir portakal on beş lira olur mu ya? Kafayı yemiş bunlar!"

Defne elleri kolları dolu bir şekilde kaldırımda ilerliyordu. Kafasını dağıtmak için pazara çıkmış,  fakat aksine daha da öfkesi artmıştı. Gördüğü fiyatlar ile öfkesini pazarcılardan çıkartmıştı.

"Hayır salaklık bende, sen fiyata bakmadan niye iki kilo ver diyorsun? Verdim yedi tane portakala otuz lira , kazığı yedim işte. Salak Defne."

Kendi kendine söylenirken karşıdan gelen Cantuğ ile sustu. Yan yana geldiklerinde selam vermek için tam ağzını açmıştı ki, hiçbir şey demeden yanından geçip gitmesi ile olduğu yerde kaldı. Gözlerini kısıp arkasından baktı.

"Şuna bak ya! Ortaklık teklif etmedim de sanki boğazlarına bıçak dayadım!! Ne bu afra tafra!"

Derin bir nefes alarak sokağın köşesinden döndüğünde Batu'nun kapının önünde bir adamla konuştuğunu gördü. Gözlerini devirerek ilerlerken, Batu onu fark ederek karşısındaki adama bir şeyler söyledi. Adam gülerek arkasına döndüğünde Defne gördüğü kişi ile şaşırdı. Bu Oktay'dı. Batu ile kendisinin üniversiteden arkadaşıydı. Çok iyi anlaşırlardı fakat Batu'dan ayrıldıktan sonra izini kaybettirdiği için onunla pek görüşmemişti.

Yanlarından yavaşça geçecek iken Oktay'ın seslenmesi ile durdu.

"Defne, nasılsın? Kaç aydır görüşemedik. "

Defne samimiyetten uzak bir şekilde gülümseyip konuştu.

"İyiyim, sen?"

"İyiyim bende teşekkür ederim."

Oktay, Defne'nin neden böyle mesefeli durduğunu anlamış uzatmamıştı. Batu'nun dikkatini Defne'nin elindeki poşetler çekince uzanıp almak için hamle yapmıştı. Fakat Defne'nin geri çekildi ile kalmıştı.

"Defne niye geri çekiliyorsun? Ağır baksana, ver yardım edeyim."

"Senden gelecek yardım Allah'tan gelsin."

Batu ellerini beline koyarak dudaklarını ısırdı.

"Defne... Lütfen yapma böyle. Uzak durma benden. İzin ver anlatayım. Bak gerçekten ben seni aldatma---"

"Seni dinlemek istemiyorum! Yeter ya!"

Batu'nun bir şey demesine fırsat vermeden yanlarından geçip evine doğru yürümeye başladı. Arkasından gelen ayak seslerini duydu fakat aldırmadan devam ederken poşetlerinin tutulması ile durdu.

"Oktay, geldim zaten hallederim."

"Kızım bu ne inatçılık? Sen eskiden bu kadar değildin. Ver bakayım şu poşetleri."

"Yaa hepsini aldın ama."

"Bir şey olmaz."

Defne, acıyan ellerini ovuştururken yavaş adımlar ile ilerliyorlardı. Derin bir nefes alarak sessizce konuştu.

"Oktay, ya kusura bakma. Hani az önce biraz şey davrandım onun yanında. Senlik değil biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum rahat ol sen ama yapma böyle dinle onu. Yokmuş ortada bir şey. Bir dinlesen anlayacaksın."

Defne dudağını ısırarak durdu ardından gözlerini kısarak Oktay'a bakmaya başladı.

"Ya nasıl yokmuş öyle şey! Resmen yatağın üzerinde nal gibi küpe vardı. Gittiğimde sarılıyorlardı. Bunlara rağmen nasıl bir şey olmaz!"

"Ama---"

"Oktay, lütfen. Benin için Batu konusu kapandı bitti gitti. O kadar. "

Diyerek ellerini montunun cebine koyarak yürümeye başladı. Oktay da gözlerini devirerek arkasından ilerledi.

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Where stories live. Discover now