74 | #Mucize

479 34 153
                                    

-Hamilelikte 4. Ay-

"Ayyyy!"

Ömer, Defne'nin bağrışı ile gözlerini açtığında karısının aceleyle yataktan kalkıp ebeveyn banyosuna koştuğunu gördü. Pek şaşırmamıştı, 4 aydır rutindi bu. Kendisi de, çok hızlı kalkamasa da acele ederek yataktan kalktı ve tutunarak yanına ilerledi. Defne'nin klozete eğilmiş midesini boşalttığını görünce arkasına gidip saçlarını tutarak yardımcı oldu.

Bir elini de sırtına götürüp sıvazlarken sakinleştirmeye çalışıyordu. Çünkü ne zaman midesini boşaltsın gözleri de otomatikmen doluyordu. Hatta bir keresinde ama ben kusmak istemiyordum diyerek ağlamışlığı bile vardı.

"Şşttt, sakin ol sevgilim."

Defne, sırtında dolaşan kocasının eliyle bir nebze sakinleşirken yavaşça eğildiği yerden kalktı. Ömer uzanıp sifonu çekerken lavaboya yönelip hemen dişlerini fırçaladı. İşi bitince kağıt havlu ile yüzünü kurlarken gözü kocasının aynada ki yansımasına gitti.

"İyi misin sevgilim?"

Dediğinde Ömer, yavaşça arkasını döndü. Ve kocasının kollarının arasına girerek başını salladı.

"Yanii midem yerinden çıkacakmış gibi hissetsem de iyiyim şimdilik, rahatladım."

Ömer, Defne'nin alnına öpücük bırakırken bir yandan da elini daha da belirginleşen karnına götürüp okşadı.

"Anlaşılan avokadomuz baya saçlı olacak."

Defne, Ömer'in dediğine gülerken başını yavaşça omzuna yasladı. 3 hafta önce kontrole gittiklerinde doktorunun bebeklerinin bir avokado boyutunda olduğunu ve saçlarının oluşmasıyla birlikte daha çok mide bulantısı yapacağını söylemişti ve dediği gibi de olmuştu. Günlerdir kusmaktan, içi dışına çıkmıştı.

"Ay Ömer, böyle saç falan denince bir tuhaf oluyorum ya! Resmen içimde can var benim, böyle saçlı falan."

Gerçekten de hâlâ inanamıyordu. Kendi kendine düşünüyordu ve mutluluktan, heyecandan kafayı yeme noktasına geliyordu. Tabi ona biricik kocası Ömer de eşlik ediyordu. İkisi de birbirini sakinleştireceğine daha çok delirtiyordu.

"Canımızın canı, biriciğimiz o. Evet haklısın, tuhaf hissetmen mümkün çünkü çok olağanüstü bir his birtanem."

Deyip Defne'nin yanağını okşadığında, Defne aklına gelen ile aniden başını geri çekerek hâlâ uyku mahmurluğunun olduğunu gördü.

"Ömerrrr! Sahi bugün randevumuz var aşkım, bebeğimizin cinsiyetini öğreneceğiz. Ayy acaba kız mı, erkek mi? Gerçi sağlığı önemli ama işte merak ediyor insan. Bazı hamilelere malûm olurmuş, rüyalarında görüyorlarmış ben hiç bir şey görmedim de hissetmedim de. Aşkım sen hiç hissediyor musun? Sence oğlumuz mu olacak, yoksa kızımız mı?"

Defne'nin bu arka arkaya cümle sıralayan heyecanlı sesine karşılık kocaman gülerken yaklaşıp dudaklarına kapandı. Karısından da aldığı karşılık ile öpücüğü derinleştirirken nefesleri kesilince istemese de geri çekilip yanakları pembeleşen kadına baktı. Bu hamilelik Defne'ye baya cömert davranmıştı. Vücut hatları ve yanakları oldukça dolgunlaşmıştı. Dayanamayıp bu sefer de yanağına öpücük bırakırken Defne başını yana yatırarak kıkırdıyordu.

"Defnem, güzel karım benim. İster erkek olsun, ister kız... Yeter ki sağlıklı olsun. Evet deli gibi merak ediyoruz ama benim için değişen bir şey olmayacak. Senden gelecek bir küçük melek var. Bana dünyanın en güzel duygusunu tattıracak.... Sapasağlam gelsin aramıza, bu cinsiyetinin pek bir önemi yok."

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Where stories live. Discover now