46 | #AcıSes

748 43 189
                                    

Yaz sıcakları yavaştan kendini göstermeye başlamıştı. İçeri de sıcaktan bunalan Ömer, soğuk sodasını kaptığı gibi kapının önündeki sandalyeye oturmuş gazete okuyordu. Yaklaşık üç hafta önce açılışı yapmışlardı. Annesine aslında şehir dışında olmadığını ve burası için uğraştığını söyleyerek sürpriz yapmıştı. Nalan, oldukça şaşırarak gerçekleri bilmeden inanmıştı oğluna.

Evleneli ise 1,5 ay olmuştu. Hayatının en güzel zamanları diyebilirdi. Hâlâ gizliydi evlilikleri ve göz önünde buluşmuyorlardı hiç. Sırf bunun için Barkod'da küçük bir oda yapmışlardı kendilerine. Kimi zaman film izliyorlardı, yemek yiyorlardı, kimi zaman ise yaramazlık yapıyorlardı. Her gece rutini de vardı Ömer'in. Gece on iki gibi herkes uyuyunca evden gizlice çıkıp biricik karısının yanına gidiyordu. Sabah ise erkenden kalkıp evine geri dönüyordu. Her ne kadar biraz zorlayıcı olsa da son derece keyif veriyordu.

Gözlerini gazetedeki haberden ayırmayıp sodasından yudum alırken karşısına aniden birinin oturmasıyla başını çevirdi. Cantuğ'u görünce gülümserken elindeki gazeteyi katlayıp masaya koydu.

"Oo biraderim hoşgeldin diyeceğim de pek hoş değilsin galiba?"

Cantuğ yüzünü buruşturarak geri yaslanırken konuştu.

"Hiç değilim, lan bu nasıl sıcak? Bütün gün şu tarlayı satmak için uğraştım. Kafam yandı, yumurta kırsan pişecek."

Dedi isyan edercesine elini başına götürürken. Ömer, bu isyan dolu hâline karşılık  gür bir kahkaha atarak konuştu.

"Bir soda iç kendine gelirsin kardeşim. Murat! Bir tane soda getirir misin?"

Dedi Ömer yan tarafta masayı silen çalışanına baktı. Murat tebessüm ederek başını sallayıp masadaki bezi eline aldı.

"Tabi Ömer Bey."

Ömer başıyla onaylayıp önüne dönerken, Cantuğ masaya dirseklerini dayayıp göz kırptı.

"Ee birader evlilik nasıl gidiyor?"

"Şahane kardeşim, her şey mükemmel de şu herkese söyleyip rahatlasak daha iyi olacağız."

"Daha iyi mi olursunuz, yoksa ortalık karışır mı meçhul ama."

Ömer dudağını dişlerken aynı zaman da başını salladı. Haklıydı Cantuğ, ortalık karışacağa benziyordu. Ama nihayetinde Defne artık onun karısıydı. Kimse engel olamazdı.

"Valla orası öyle ama Defne artık benim karım, hâliyle dünya yansa umrumda olmaz. İki söylenirler, üç söylenirler sonra susarlar."

"Herhalde.... Hem oğlum evlilik bambaşka bir şey. Ortalık karışır ama bir şey yapamaz kimse. En iyisini yaptınız nikahı kıymakla."

Önüne gelen sodası ile birlikte teşekkür edip yudum alırken kısık sesle yeniden konuşmaya devam etti.

"Ha bu arada Nalan teyzeyi gördüm parkta, yanında dulmatik bir şeyler konuşuyordu."

Ömer histerik biçimde gülüp arkasına yaslandı. Bir ayağını bacağının üstüne atarken eliyle 'boşver' işareti yaptı.

"Plan yapıyorlardır yine. Salla gitsin."

Cantuğ bakışlarını arkaya sabitleyip tebessüm ederken yanağına aniden öpücük bırakılmasıyla şaşırıp başını çevirdi. Kendisine bakıp tatlı tatlı gülümseyen karısını görünce ayağa kalkıp etrafa bakındı.

Defne, Ömer'in etrafa bakındığını görünce kıkırdayarak kolunu sıvazladı.

"Kimse yok kontrol ettim kocacığım merak etme. Ee neler yapıyorsunuz bakayım?"

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ