65 | #AynıAnda

580 43 153
                                    

Saatler ilerlemiş, hiç istenilmese de akşam olmuştu. Güneş yerini aya bırakınca o soğuk ayaz da ortaya çıkmıştı. Anlatılamaz derece de soğuk vardı ve üzerine sert rüzgarında eklenmesiyle aramakta zorlanmaya başlamışlardı. Saatler içerisinde aramaya sağlık ekipleri ile birlikte arama kurtarma ekipleri de katılmıştı. Herkes hep bir elden seslenerek ellerinde fenerlerle Ömer'i arıyorlardı.

"ÖMERRR! NE OLUR SES VER SEVGİLİM!!!"

Defne artık bağırmaktan acıyan boğazını umursamadan yeniden bağırdı. Fakat sonuç aynıydı, Ömer'e seslenenlerden başka kimsenin sesi yoktu. Gözleri ağlamaktan dolayı ağrımaya başlamıştı. Gözaltları morarmıştı. Gözyaşları kurumuştu... Berbat hâldeydi kısacası. Ama onun umursadığı tek şey sevdiği idi.

"NEREDESİN BE SEVGİLİM?!!! NE OLUR UFAKTA OLSA BİR SES VER!"

Feneri etrafına tutarak ilerlemeye devam ediyordu. Önünde ilerleyen arama kurtarma ekiplerinden biri bağırarak konuştu.

"4 SAAT OLDU ARAMAYA BAŞLAYALI, DONMA İHTİMÂLİNİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK HER TAŞIN ALTINA BAKININ!"

Defne 'donma' ihtimâlini duyar duymaz olduğu yerde kalırken firari gözyaşı süzülmüştü. Nefesi daralırken dengesini kaybettiği sırada beline dolanan kollar sayesinde düşmekten kurtuldu.

"Defne... Dayan ne olur. Bulacağız Ömer'i."

Başını çevirip dolu gözlerini Işıl'a sabitlerken, çatallı sesiyle konuştu.

"D-Donma ihtimâli var diyor Işıl. Ya o-ona bir şey olursa."

Dedi güçsüzce. Işıl uzanıp Defne'nin akan gözyaşlarını silerken kendisi de ağlamamak için zor duruyordu.

"Şşttt. Aklına kötü getirme. Ömer'i sapasağlam bulacağız."

Defne ağlayarak başını salladığında gözü Işıl'ın arkasında yaklaşık 3 metre uzağındaki ağaca takıldı. Elinde rastgele tuttuğu fenerin aydınlattığı ağacın önünde ayak görmesiyle nefesini tuttu.

"Ö-Ömer!"

Işıl, Defne'nin hipnoz olmuş hâlini görünce arkasını döndü. Ağacın önünde ayak görmesiyle sertçe yutkunurken elindeki feneri oraya doğrulttu. Doğrulttuğu gibi tanıdık sima gözlerine çarpınca umutla gülümsedi.

"ÖMERR! DEFNE, ÖMER ORADA!"

Herkes Işıl'ın bağırması ile oraya odaklanırken Defne gözlerinden akan yaşlarla koşmaya başladı. Ağacın yanına geldiğinde buz gibi bu havada incecik üzeri ile yerde yatan Ömer'i gördü.

Ömer, donmuş biçimde gözleri kapalı ağacın dibinde yerde yatarken herkes umut dolu gülümsemişti, bir sürü duyguyu #AynıAnda yaşamıştı. Mutluluğu, korkuyu, heyecanı, umudu....

"ÖMERRR!"

Defne çığlık atarak elindeki feneri yere attı. Ve koşarak sevdiğinin baş ucuna dizlerinin üstüne düştü. İki elini de yüzüne götürünce hissettiği soğukluk ile âdeta titremişti.

"Ömerr!!!!"

Sevdiği adamı, elleri ile yerden havalandırıp kucağına doğru çekti. Kollarının arasında duran Ömer'in yüzünü elleriyle okşarken bir yandan deli gibi ağlıyordu.

"Ömerr! Ne olur aç gözlerini! Yalvarırım sevgilim!"

Eliyle yüzüne hafifçe vurarak uyandırmaya çalışıyordu. Fakat nafileydi, kucağındaki sevdiği soğuk havanın etkisi yüzünden kaskatıydı.

"Kardeşim!"

Cantuğ kardeşinin bu hâlini görünce güçsüzce yere düşüp ağlarken, Işıl da kocasına sarılıp gözyaşı döküyordu. Sağlık ekipleri koşarak yetiştiğinde içlerinden biri Defne'nin yanına gelerek diz çöktü. İlk elini Ömer'in yüzüne getirdi. Fakat hissettiği soğukluk ile dudağını ısırırken tuttuğu ilk yardım çantasını açmaya başlayıp diğerlerine seslendi.

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Where stories live. Discover now