15 | #YeniBarkod

441 34 125
                                    

"Günaydın."

Nalan, mutfağa giderken merdivenlerde düşünceli şekilde inen Ömer'i görünce hafif gülümsedi.

"Günaydın oğlum. Geciktin bugün?"

Ömer sofraya kısa bir bakış atarken aynı zaman da Beliz'in saçını okşadı.

"Bir şey söyleyeceğim size. Ondan bugün biraz geç gideceğim."

Beliz, gözlerini kısarak bir süre Ömer'i inceledi. Günlerdir hep düşünceliydi fakat her sorduklarında geçiştiriyordu. Demek ki anlatma zamanı şimdiydi.

"Kötü bir şey var değil mi abi? Günlerdir yok dedin ama inanmadık."

"Konuşuruz şimdi. Annem sen çaydanlığı bırak gel hadi. "

Nalan, Beliz'e baktığın da omuzlarını kaldırınca bir şey demeden mutfağa ilerledi. Ömer ise baştaki sandalyeyi çekip oturdu. Çayından bir yudum aldığı sırada Nalan gelip çaprazında ki sandalyeye oturmuştu.

"Yaklaşık 4 hafta önce Haldun abi geldi...Ve dükkanı boşaltmam için iki ay süre verdi."

"Ne! Nasıl olur oğlum? Devamlı kiralık demişti."

"Ee öyleydi de annem, beyefedinin paşa gönlü kararını değiştirmiş. "

Nalan ve Beliz, böyle bir şey beklemedikleri için şaşkın bir şekilde birbirlerine bakarken, Ömer ise parmakları ile oynayıp, düğüm düğüm olmuş boğazına karşı konuşmaya çalıştı.

"Cantuğ'a falan haber verdim, sağolun hep araştırdı ama kira fiyatları çok uçuk. En düşüğü 10 bin lira. Ee öyle kiranın altından kalkmak çok zor ki daha diğer masraflar hariç. "

"Kredi falan çeksek.... olmaz mı?"

"Kredi zor Beliz. İşler zaten kesat. Bir de ödeyememe gibi durum olduğu zaman haciz var. İşin içinden çıkamam."

Ömer duraksayıp derin bir nefes alıp oturduğu yerde doğrularak dirseklerini masaya dayadı ve devam etti.

"Arabayı satayım desem edecek 40 bin. İlk ay rahat olurum, sonra zorlanırım.... Şuan için en iyisi dükkanı kapatıp bir fabrikaya falan işe girmek."

"Abi ne diyorsun sen? Olmaz öyle şey ya. El birliği ile düşünelim. Hemen karar verme."

"Dört haftadan beri düşünüyorum Beliz ama yok neresinden tutarsam tutayım elimde kalıyor. En uygunu bu."

"Olmaz oğlum! Sen orayı ne umutlarla ne zorluklarla açtın. Buna izin vermem."

Nalan, okutamadığı için suçlu hissediyordu kendini, zamanında bu kafeyi açarken içi bir nebze de olsa rahatlamıştı.  Ömer çok büyük heves ile açmıştı. Fakat bir mülk sahibi yüzünden oğlunun çaresiz oluşuna dayanamadı. Ömer konuşacak iken elini havaya kaldırıp engel oldu.

"Burayı satalım. Kira ile uğraşmayalım,  mülk sahiplerine güven olmuyor. Gidelim alalım sana güzel bir dükka---"

Ömer net bir şekilde başını sallayarak ayağa kalkıp elini havaya kaldırdı.

"Hayatta olmaz anne. Bu ev babamdan kalan tek şey. Buna asla bak asla diyorum müsade etmem! Girerim işe gerekirse köpek gibi gece gündüz çalışırım ama ne sizi muhtaç ederim, ne de babamın emanetini satmana izin veririm! "

Nalan ayağa kalkarak salonda volta atan Ömer'in karşısında durdu. Sinirlenmişti, anlıyordu da. Ama oğlunun üzülmesine tahammülü yoktu.

"Oğlum... Evet babanın emaneti. Ama baban bu evi her şeyden önce zor günler için, elimde olsun diye bıraktı. İnan bana baban tam şuan burada olsa o da aynı şeyi söylerdi. Fevri davranma lütfen."

HERKES DUYSUN; SENİ SEVİYORUM!Место, где живут истории. Откройте их для себя