75. Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

6.2K 950 408
                                    

   "Sadece...12...Gün..."

   "Kusursuz değilim ama insanlar farkında değil. Kusur bulduklarında mutlu oluyorlar..."

       İnsan yerle gök arasında unutulmuşlardan sadece biriydi.  Hiç kimsenin hayatı hiç kimse için bir önem arz etmiyordu. Dünyanın öbür ucunda ölen bir başkası ve dünyanın bu ucunda ölen ben...

     Hiçbir önemi yoktu.

     Aynadaki aksime baktıktan hemen sonra yüzük parmağımdaki son iki kırmızı güle baktım. Zamanım giderek azalıyordu. Ve asla "saf iyilik" diye bir şey yoktu. İnsanlar ne beyaz ne de siyahlardı. Hepsi griydi. Hepsinin içinde tonlarca renk varken onlar benim gözümde sadece griydi.

    Biraz iyilik, biraz kötülük ve işte insan...

   Bazılarının gri tonu açık, bazılarının ise koyuydu.

    Ben de tam olarak iyi biri değildim zaten. Sadece şeytan tarafından çocukça kandırılmıştım.

     Aynadaki aksimle uzunca bakıştığımız sıra banyonun kapısı tıklatıldı ve Serhat sabırsızca bağırdı.

     "Altı üstü beyaz bir tişört , siyah bir etek giyeceksin Mina!"

     Ellerimi yıkayıp Serhat'ın uzun uzun yaptığı makyajı bozmamak için ellerimi kuruladıktan sonra yanaklarıma dokundum. Serinletmişti en azından.

    Hızlıca dışarı çıktığımda Serhat elimden tutmuş ve beni kendi eksenimde döndürmüştü.

  "Yine çok tatlı bir şey oldun. Mavi saçı da beğendim." dediğinde gülümsedim.

    Beyaz spor ayakkabılarımı silmek adına masanın üstündeki ıslak mendil paketine adımlamıştım ki kapı çaldı.

     "Mina Hanım hazır mısınız?"

     Islak mendil paketini elime aldım, içerisinden bir tane çıkarttım ve eğilip güzelce silmeye başladım. Cevap verme gereği duymamıştım çünkü cevap vermek için hazırda bekleyen bir menajerim vardı.

     "Birkaç dakika sonra çıkıyoruz." dedikten sonra yanına hızlıca gelip paketten bir tane de kendisi ıslak mendil çıkarttı. Önümde diz çöküp diğer ayakkabımı silerken yüzünde gergin bir ifade vardı.

     "Her ne kadar gülmek için çabalasan bile ben gözlerinde görüyorum Mina. Bir şeylerin ters gittiği oldukça belli." dediğinde elimdeki mendil ile öylece kal kaldım. "Sadece bilmeni isterim. Çok yakın değiliz ama bizim yalnızlığımız ortak. Sen de, ben de... Biraz benziyoruz birbirimize. Bu yüzden sonuna kadar arkandayım. " dediğinde yüzümde samimi bir gülüş oluştu.  

    "Senin sözünü dinlemeyip tek başına gitmek için ısrar ettiğimden dolayı çok özür dilerim Serhat. Keşke birkaç koruma alsaydım." dediğimde gülerek gözlerime baktı.

    "Olmuşla ölmüşe çare yok, derler." demiş, elimdeki mendili alıp kendi elindekiyle birlikte çöpe atmıştı.

    Omuzlarımdan tutup ayağa kalktı.

   "Sadece bugün kendin ol. Eskisi gibi. Sahnede parla."

   Gülümseyerek başımı salladım.

    Açılan kapı ile sürekli kapımın önünde nöbet tutan o iki asker dönüp bize baktı.

     "Hazırsanız, bu taraftan." dedi benden imza alan. Serhat ile birlikte onun gösterdiği tarafa doğru ilerlerken camdan dışarıya baktım göz ucuyla.

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin