57.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

6.6K 955 151
                                    

   "Sadece...35...Gün..."

   "Durma, durursan ölürsün..."

   Nefes nefese karanlık bir caddeye girdiğim sıra arkamdan bağıran serseri kılıklı adam ile derince nefes koyverdim.

    "Where we go!?" (Nereye gidiyoruz?!) diye avazı çıktığı kadar bağırdı.

      Ellerimi dizlerime koyup yavaşladım. Arkamı döndüğümde diğeri kendini yere atmış, soluklanıyordu. Serseri ise sırtına duvara yaslamış, bir eliyle şapkasını çıkarıp hafif uzun saçlarını dağıtmıştı.

    "Are you crazy?"(deli misin?) dedi kafasını yan yatırarak.

     "No." (Hayır.) diyerek doğruldum ve mavi saçlarımı geriye attım.  "What about you?"(sen?) dediğimde alt dudağını ısırdı.

   "Who are you? Why you run away?" (Kimsin? Neden kaçıyorsun?) dediğinde  etrafa baktım. Sokak lambaları yanmıyordu. Aşırı karanlıktı.

      "Can I turst you?"(sana güvebilir miyim?) dedim dalga geçer gibi. Gülerek doğruldu ve önüme doğru birkaç adım attı.

     "You can't but we are man and you are just a little girl. What will you do? Have you got another choose?" ( Yapamazsın ama bir erkeğiz ve sen küçük bir kızsın. Ne yapacaksın? Başka seçeneğin var mı?)

 
      Tek kaşımı havaya kaldırdım.

    "Yes." (Evet.) dedim sırıtarak. "I have."( Var.) diyerek çantamı açtım ve içerisindeki silahı çıkarttım.

    
      Gözleri silaha dönünce bir iki adım geri gitti. Yerde baygın gibi yatan ise hızla ayağa kalkmıştı.

   "I have got a gun."(Bir silahım var.) diyerek sıkıca tuttum ve derince nefes aldım.

    "İhtiyacın olur diye, sana birkaç araba getirdim Mina."

    Caddenin iki ucundan gelen ışıklar ile hafifçe gülümsedim.

    "And, I'm not alone."( Ve , yalnız değilim.)

    Arkamdan gelen lüks arabaların farları ile gözlerini kısarak etrafa bakan çocuğa baktım.

     "Işıkları da yakarsan çok iyi olur Mimi." caddenin sonundan olduğumuz yere kadar yanmaya başlayan ışıklar ile başımı sol omzuma eğdim.

     İkisi birbirleri ile bakıştığında başımı dikleştirmiştim.

     "So...what we talking about?"(Ne hakkında konuşuyoruz?) diyerek kendimden emin bir şekilde gözlerine baktım.

     Gülerek gözlerime bakan serseri yalandan ellerini kaldırdı.

    "You should do like this." (Böyle yapmalısın.) diyerek elini kaldırdı ve silahı nasıl tutmam gerektiğini gösterdi. Kaşlarımı çatarak yüzüne sonra ellerine baktım.

     Elimi büküp onun gibi yaptığımda güldü.

     "No, not like that."(hayır, öyle değil.) diyerek elini silah gibi yapıp diğer eliyle elini tuttu. Kaşlarımı çattım. Ben neyi yanlış yapıyorum?

     Kaşlarımı çattığımda gülerek saçlarını arkaya attı.

     "You are so cute."( Çok tatlısın.) diyerek dudağının bir kenarı havaya kalktığında anlamayarak yüzüne baktım. "Have you got any emo?" (Hiç mermin var mı?) dediğinde telaşla silahı ters çevirip şarjöre baktım. Lan bunun şarjörü nerede?

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin