66. Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

5.8K 1K 238
                                    

    "Sadece...27...Gün..."

    "Hata yapmadım, hata yapmama sebep oldular."

    Elimi enseme attığım sıra Mimi tekrar konuştu.

     "Tanı: Şizofreni başlangıcı."

       Sinirden gülmeye başladım resmen. Elim ayağım titredi. Şeytan ise kirli ellerini çoktan araba camına dayamış kızıl gözleriyle gözlerime bakıyordu.

     "Nereye bakıyorsun?" diyen Yiğit ile gözlerimi ondan çekip Yiğit'e baktım.

      "Hiç..." dedim başımı iki yana sallayıp. "Hiçbir yere."

      Yiğit gergince gözlerime bakıyordu. Biraz sinirli, biraz endişeli...çokça karmaşıktı sanki. Tıpkı benim gibi.

      "Ölecek misin?" dedi bir anda.

     Kaşlarımı çattığım sıra cama tıklatan şeytan ile gözlerimi kapattım.

      " Tamam sana üstü kapalı açıklayacağım." dediğim an arabanın yan tarafına düşen yıldırım ile oturduğum yerden iki metre havaya fırladım.

     "Bu seni son uyarışım küçük kız..."

    Elimi korkudan çırpınıp duran kalbime götürdüm.

      "Neyi açıklayacaksın Mina?" dedi Yiğit sinirle. Her şey o kadar üst üste gelmişti ki saçlarımı yolacakmış gibi hissediyordum.

     Herkes bir açıklama bekliyor gibiydi. Herkesin bir derdi var gibiydi ama benim de bir derdim vardı. Ve belki de kıyaslanınca çok daha iç karartıcıydı.

     "Yeter!" diye çığlık attım en son. Şizofreni mi? Belki de. Belki de şizofreniyimdir ve bu yaşananların hepsi aptal bir beyin oyunudur?

   Ellerini omuzlarıma koymaya çalıştığında öfkeyle ittirdim.

    "Neden olgun olmak zorunda olan ben oluyorum?" dedim öfkeyle. "Neden bunların hepsine susup boyun eğmek zorundayım!?" Diye çığlık attığımda şeytan bile birkaç adım geri çekilmiş, arabadan iyice uzaklaşmış.  "Korkuyor muyum sanıyorsun?" kapıya yöneldiğimde kapı kendiliğinden açılmıştı.

     Sanırım Mimi yediği boku telafi etme çabasındaydı.

    "Sence artık ölmekten korkuyor muyum?" diye avazım çıktığı kadar, boğazım yırtılırcasına bağırdım. "Kendi kafama sıkıp kurtulasım var haberin yok!"

    Arkamdan gelen adım sesleri, gözlerimin önünde şeytanın gözleri. Sonunda olması gereken olmuştu. Sonunda vermem gereken tepkiyi vermiştim.

     "Mina..." diyen Yiğit'i elimi kaldırıp durdurdum. Titriyordum. Ellerim titriyordu, fikirlerim titriyordu. Zelzele gibi...sarsılıyordu bedenim.

     "Dur Yiğit." dedim nefesimi vererek. "Sadece dur. Gör, dinle. Anlamaya çalış." diyerek şeytana döndüm.

    "Adil oynamıyorsun..." dedi kızıl gözlerini gözlerimde gezdirirken.

     "Sen başından beri adil değildin." dedim üzerine bir adım atarken. "Küçük bir kız çocuğuyla uğraştın. Ona ölmekten bahsettin, aklını karıştırdın, hayatıyla oynadın..." dediğimde kızıl gözleri daha da harlandı.

     "Mina?" diyen Yiğit ile sabırsızlıktan deli dönen ben ellerimi iki yana açıp bağırdı.

     "Bekle! Dur!" dedim gözlerine bakarken. "Biraz da sen bekle, sen delir. Ben yeterince delirdim." dediğimde kahverengi gözleri uzunca gözlerimde gezindi. Onu bulmak için, kendi hayatımdan vazgeçmiştim. Mutluluğum bu kadar kısa olmamalıydı.

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin