37.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

7.6K 991 201
                                    

   "Sadece...58...Gün..."

   "İnsan öldüğünde, Tanrı karşısında beş parasız kalacak. Akıllarına gelen tek şey aciz bedenlerini sunmak olacak. Ama bil bakalım bedenleri nereden gelmiş, nereye gitmiş?"

     Kayra nazikçe bacağıma masaj yaparken gözlerim dolmak için an kolluyordu. Elimi baldırıma koyup bastırıyor, acının bedenime yayılmasını engellemeye çalışıyordum.

    "Neden geri dönmüyoruz?" diye bir soru attığımda muhabbet eden Mahmut, Polat ve Yiğit dönüp bana bakmışlardı.

    "Dışarıdan haberin yok herhalde popkek." dedi başını iki yana sallayarak. "Anlamadığımız şekilde bir heyelan olmuş, ormanın bir kısmı aşağı göçmüş." dediğinde gözlerimi kaçırdım. Hiç haberim yokmuş gibi bacağımı ufalayan Kayra'yı izlemeye devam ettim. "Toprağın bu şekilde kaymasından sonra da yağmur yağınca her taraf çamur olmuş. Bu yüzden yarın yola çıkabiliriz." dediğinde başımı sallayıp hiç o tarafa bakmadım.

    Neydi o?

   Hani buz devrinde buzdan dağları çatlatıp da ortalığı karıştıran şerefsiz?

   Adını hatırlayamıyorum ama...şu an aynen öyle hissediyorum. Bir poğaça , bir sincap ve aptal ben koca bir heyelana sebep olmuştuk...

    Rezillik.

   Kayra ufak ufak parmaklarını gezdirdi ve gülümsedi.

    "Merak etme iki üç güne geçer." dedikten sonra bir bandaj ile güzelce sarmış, özenle kancalarını takmıştı. "Ama iki gün de üstüne basamazsın." dediğinde yüzümdeki gülümseme birden silindi.

    "Ne?" dedim.

    "Öyle." dedi.
 
     Ben gözlerimi kırpıştırdım. Bu ne saçma bir diyalogtu böyle?
    
     Kayra ise anlamamış ifadeyle gözlerine baktığım için gülerek diğerlerine baktı.

    "Ya var ya şu tip çok tatlı değil mi? Yüzü gözü kir pas içinde ama böyle masum masum bakıyor.  " Uzanıp yanaklarımı sıkınca kaşlarımı çatarak geri çekilmeye çalıştım.

     "Ben 24 yaşımdayım! İlk okul çocuğu değilim, yanaklarımı sıkıyorsun!" diye karşı çıkmaya çalıştığımda gülerek geri çekilip dağılmış saçlarımı kabaca geriye ittirdi. Şerefsiz, Yiğit ayısı bile saçımı kibarca geriye atıyordu. 

 
         Gözlerimi devirip elimin tersiyle elini ittirdim. İki dakikada canımı sıkmıştı.

     "Aynen, eğer işime aşık olmasaydım şansımı denerdim."diyen Mahmut ile ağzım açık kaldı.

     "Yavaş ol Çinli." dediğimde gözlerini kısarak bana döndü.

     "Vazgeçtim." dedi hızla.

      Ben bile dayanamayıp onlarla birlikte kahkaha attığımda Yiğit ile göz göze geldim. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade, bakışlarında garip ama ters bir şeyle bakıyordu.  Sanki "ne gülüyorsun?" der gibi bir hâli vardı.

     Öksürerek gülüşümü kesip yüzümü çevirdim. Şerefsize de bakın ayak üstü keyfimizi de kaçırıyor.

     Polat oturduğu yerden kalkıp ellerini pantolonuna sürttü.

     "Biz...." dedikten sonra dönüp bana kısa bir bakış attı ve gülümsedi. "...gidip bir dönüş yoluna bakalım Ozan..." dediğinde öyle bir şey planlamadıkları oldukça belliydi.

    Göz devirdim.

    "Saftirik misin? Beni mi salak sanıyorsun anlamıyorum ki." dedim imalı imalı. "Yürüyün gidin, oynayın askerciliğinizi." dedikten sonra sırt üstü uzandım. "5 yaşında ajancılık oynayan çocuklar  gibi..." Kolumu gözlerimin üzerine örttüğüm Kayra sessizce kıkırdamıştı.

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin