33. Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

7.2K 990 246
                                    

   "Sadece...64...Gün..."

   "Düşmek başka bir şey küçük kız, sen yıkılacaksın..."

     Ellerimi gözlerimin önüne getirdim ve ağrıyan bacağımı hafifçe hareket ettirmiştim ki üzerimdeki ağırlık kaşlarımı çatmama sebep oldu.

      Gözlerimi açtığımda Awan ellerimi gözlerimden çektiğim an tutmuş, başımın üzerinden yatağa bastırmıştı.

     "What are you doing?" (Ne yapıyorsun?) dedim şaşkınca. Cevap vermemiş, bir bacağını yaralı bacağıma bastırarak daha da üzerime eğilmişti. Acıyla dolan gözlerim ile birlikte çığlık attım. Bir haftadır Awan ile kalıyorduk ve o hiçbir zaman böyle bir şey yapacak gibi davranmamıştı.

     Hatta her zaman çok kibar olmuş, beni el üstünde tutmuştu.  Ama şimdi...

     "No!"

     Çığlık atarak onu engellemek adına ellerimi  ellerinden çekmeye, yattığım yerde debelenmeye başladım. Burnunu hafifçe boynuma sürttüğünde gözlerim korkuyla doldu.

      Sonrasında bir şey fark ettim.
 
       Hafifçe dolmuş gözlerimi araladım ve gündüz vakti , odanın içine dolmuş olan karanlığa baktım.

      Derince bir nefes verip de kendime geldiğimde gülerek geri çekildi. Hırıltılı kahkahası bir hayvanın hırlayışına benziyordu.

    "Bu kadar zeki olman bazen keyfimi kaçırıyor."

    Diyerek yatağın üzerinde dizleri üzerine oturdu. Awan'ın siyah saçları yana döküldüğünde aslında kahverengi olan güzel gözlerinin yerini almış olan korkunç kızıllığa baktım.

      "Ne yapıyorsun?" dedim nefes nefese.

      Kızıl gözleri etrafta gezindirken saçlarından yatağa dökülen siyah dumana kaydı benim  bakışlarım.

     "Ben bu yeni yeri sevmedim..." dedi alt dudağını sarkıtarak. Onu  değildi bu beden. Neden aklımı karıştırıyordu? Neden her seferinde başka birinin kılığına girip beni korkutuyordu.

      "Bu beni ne kadar alakadar edebilir?" dediğimde psikopat bakışları yüzüme döndü. İnci gibi bembeyaz dişleri olan Awan'ın dişleri birden bire sivrilip uzadığında hafifçe geriye kaydım. Küçücük yatakta kaçacak yer de yoktu ki.

     "Sahne arkasında beklemek ne kadar sıkıcı  biliyor musun? Bir haftadır aptal bir çocuk ile günü gün edip eğlendin. Yetmez mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.

     "Anlaşmamız da senin canının sıkıntısına derman olacağıma dair bir söz yok!" dediğimde dişleri gibi ucu sivri olan dilini dişlerinin sivri kısımlarında gezdirdi.

    "O zaman bu aptalı öldürelim ve biraz kendimi keyiflendireyim..."

    Telaşla yataktan doğrulup kızıl gözlerine baktım.

     "Hayır! O iyi biri!" dediğimde gözlerimde bir aydınlanma oldu. "O iyi biri! Buldum!" dedim sırıtarak. "O iyi biri!"

    Gözlerini kısıp gözlerime baktı.

    "Emin misin?" dediğinde gözlerindeki o bakış içimdeki tüm emin düşünceleri yıktı.

     "E-eminim..." dedim zar zor.

    "Burasının büyükbabasına ait olduğunu söylemişti değil mi?" diyerek kalktığında kaşlarımı çattım. "Hiç fotoğraflarını gördün mü?" diyerek güldü ve etrafa baktı. Elini gelişi güzel savurduğunda bir çekmece açılmıştı. "Büyük babasının etek giydiğini sanmıyorum..."

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin