55.Şeytan ile Anlaşma: Sadece 💯 Gün

Start from the beginning
                                    

    Başka bir rapor, kaçırılmadan sonra, sahte hazırlanmış bir ölüm kaydı var. Siz artık bir ölü olarak gözüküyorsunuz."

     Elimi şakaklarıma koydum.

      "Mimi , Endonezya'ya gelen akseri ekip Yiğit'ler mi? Ayrıca kaçırmaları gereken adam da üretici dediğin kişi mi?"

    "Doğru! Ancak verilerde uyuşmazlık saptandı. Çin polisinin bu gizli işten haberi yok. Sanırım gizli bir birliğin yönettiği bir iş. Çok daha önemlisi, üreticinin nerede tutulduğunu hâlâ saptayamadım."

    Elimi alnımdan çekip etrafa baktım.

     "Peki sen benden neyin yardımını istiyorsun?"

     "Üreticiyi kurtarmanı istiyorum."

      Gülerek etrafa baktım.

      "Delirdin mi? Ben daha kendi kıçımı kurtaramıyorum. "

     Sıkıntılı bir iç çekişin ardından dilimi üst dişlerimin üzerinde gezdirdim.

      "Askerlere de yardım edebilirsin."

     Kaşlarımı çatarak saate baktım. Gerçekten zekiydi. Nereden , nasıl vuracağını iyi biliyordu.

    "Zaten öleceksin..."yan tarafımdan gelen ses ile sıçrayarak geri çekildim. "...boşver diğerlerini, son günlerinin keyfini çıkar."

      Gözlerimi devirip doğruldum. Hafif pis bir gülüş ile uzanıp kutu kolamı kafama dikledim.

     "Sanane benim keyifli son günlerimden?"

     Gülerek dilini üst dişleri üzerinde gezdirdiğinde gözlerimi şehre çevirdim. Ortalığı karıştırmak, Yiğit'e yardım etmek, üreticiyi kurtarmak...

     Ben daha dün öğrendim tuvaletin sifonunu çekmeyi.

     Tekrar kolayı kafama dikledim.

      "İstesem de yapamam Mimi. Ben bir asker değilim, hacker değilim, dövüşmeyi falan da bilmiyorum." dedim gergince. Biraz da mantıklı düşünmek lazımdı. Daha saatin neler yapabileceğini bile bilmiyordum. Oysa bana yalandan banka hesabı açmış, milyonlar atmış, arabamı sürmüştü.

     "Mina, kendine güven. Bence sen zeki bir kızsın."

     Ne bu şimdi? Psikolojimle oynayıp beni güçlendirme çabası mı?

     "Saçmalama Mimi. Bunun zekayla alakası ne? Yaptığımız en küçük hatada kellemiz uçar. Hadi artık kellemiz önemli değil, hata yaparsak askerler de bundan etkilenebilir."

      Ve ben bunu asla istemem. Onlar başarabilirlerdi.

    Yanımdan gelen kısık gülüş sesiyle kaşlarımı çatarak şeytana döndüm. Yüzünde alay dolu bir ifadeyle gökyüzüne bakıyordu.

     "Neden güldün?" dedim merakla. "Sen güldüğünde güzel şeyler olmuyor."

     Alınmış gibi elini kalbine koydu. Bu sefer de Rus bir adamın kılığına girmiş gibiydi.

    "Olmayan kalbimi kırıyorsun..."Dedikten sonra sırıttı. "Askerler, biraz canları acıyacak gibi."

     Oturduğum yerden hızla doğrulup elimi uzatmıştım ki siyah bir duman olup etrafa dağıldı. Uğursuz bir kahkaha sesi yankılandı etrafta.

     Elimi saçlarıma götürdüm. Bir silah, bir saat ve bir de ben... Ne yapabiliriz ki?

     "Sadece dediklerimi yapsan bile yeter Mina. Gerisini ben halledeceğim."

Şeytan İle Anlaşma "KİTAP OLDU!"Where stories live. Discover now