KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)

By nazarozkan

2.2M 130K 67.4K

Ahenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşüns... More

Karakterler
1. Bölüm / Karahan Koleji
2. Bölüm / Gözleri, Hâlâ Gözlerimdeydi
3. Bölüm / Yeni Bir Arkadaş
4. Bölüm / Haz Edilmeyen Okul
5. Bölüm / Hay Ağzını Öpeyim
6.BÖLÜM •NEDEN DEĞİL, KİMİN İÇİN•
7.BÖLÜM •KAMERA SORUNSALI•
8.BÖLÜM •NE ZAMAN ANLAYACAKSIN?•
9.BÖLÜM •ARKADAŞ•
10.BÖLÜM •BENİM YANIM•
11.BÖLÜM •MASUM ÖPÜCÜK•
12.BÖLÜM •ÜZÜLMENİ İSTEMİYORUM•
13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•
14.BÖLÜM •ERTELEME•
15.BÖLÜM •BURAY?•
16.BÖLÜM •SANA İHTİYACIM VAR ANNE•
17.BÖLÜM •YOK DAHA NELER!•
18.BÖLÜM •KENDİME KIZIYORUM•
19.BÖLÜM •KALBİNİ KAZANABİLİRİM•
20.BÖLÜM •BİR SENEDİR Mİ?•
21.BÖLÜM •BENİM KIVIRCIĞIMSIN•
22.BÖLÜM •İYİ Kİ BU KOLEJE DÜŞMÜŞÜM•
23.BÖLÜM *GÜN*
24.BÖLÜM *KIZ KAVGASI*
25.BÖLÜM *FARK ETMİYOR*
26.BÖLÜM *PİJAMA PARTİSİ*
KARAKTERLERE SORULAR
27.BÖLÜM *SEVDİĞİM KIZ?*
28.BÖLÜM *KAZA*
29.BÖLÜM *BİZİ BIRAKMADI*
30.BÖLÜM *HATIRLAMIYORUM*
31.BÖLÜM *KÖPEK*
32.BÖLÜM *KORKTUM*
33.BÖLÜM *ZAMANLA*
34.BÖLÜM *SEN BENİM SEVGİLİMSİN*
35.BÖLÜM *AHENK...*
36.BÖLÜM *MAVİLİ*
37.BÖLÜM *ATEŞİN VAR*
38.BÖLÜM *YOK ANASININ GÖZÜ*
39.BÖLÜM *SAPIK MISIN?*
40.BÖLÜM *KAÇIRILMA*
41.BÖLÜM *SENİ KORUYAMIYORUM*
42.BÖLÜM *İZİN VERMEYECEĞİM*
43.BÖLÜM *ÖZLÜYORUM BE MAVİLİ*
44.BÖLÜM *SENİ SEVİYORUM*
45.BÖLÜM *BEN BUNA DAYANAMAM*
46.BÖLÜM *KALBİM ACIYOR*
47.BÖLÜM *PİŞMAN OLACAKSIN*
48.BÖLÜM *KÜÇÜK SARHOŞ*
49.BÖLÜM *TAKINTILI MANYAK*
50.BÖLÜM *NE OLUR GİTME*
51.BÖLÜM *YENİDEN*
52.BÖLÜM *GÜZELİMSİ BİR AKŞAM*
53.BÖLÜM *MAVİLİ'NİN GICIĞI*
54.BÖLÜM *ANNEANNE MAĞDURLARI*
55.BÖLÜM *SADECE BENİM*
56.BÖLÜM *BİZİM*
57.BÖLÜM *YEMEK*
58.BÖLÜM *YİĞİT SORUNSALI*
59.BÖLÜM *SEN ÖYLE SAN*
60.BÖLÜM *ŞEFTALİLER AŞKINA*
61.BÖLÜM *TEŞEKKÜR EDERİM*
KARAKTERLERE SORULAR 2
62.BÖLÜM *İYİ UYKULAR KIVIRCIĞIM*
63.BÖLÜM *O...GİTTİ*
64.BÖLÜM *BENİ BIRAKMA*
65.BÖLÜM *ÖLEYİM Mİ BEN?*
66.BÖLÜM *SÖZ*
67.BÖLÜM *EMİNİM*
68.BÖLÜM *NELER OLUYOR?*
69.BÖLÜM *KABUL*
70.BÖLÜM *YANIMDA KAL*
71.BÖLÜM *BENİ SEVİYORUM*
72.BÖLÜM *"A" HARFİ*
73.BÖLÜM *ÖZLEYECEĞİM*
74.BÖLÜM *ARAMIZA HOŞ GELDİN*
75.BÖLÜM *NEDEN HÂLÂ YANIMDASIN?*
76.BÖLÜM *BELKİ DE BİLEREK*
77.BÖLÜM *ÇİFTE SÜPRİZ*
78.BÖLÜM *MESAJ*
79.BÖLÜM *KARŞILIK*
80.BÖLÜM *AHENK RÜZGÂRLARI*
81.BÖLÜM *PİŞMANIM*
82.BÖLÜM *ÖZLEDİM*
83.BÖLÜM *BENİM YILDIZIM*
84.BÖLÜM *ZAMANI GELDİ*
85.BÖLÜM *YENİ BAŞLANGIÇLAR*
86.BÖLÜM *KENDİNİ SUÇLAMA*
KARAKTERLERE SORULAR 3
🍬BAYRAMA ÖZEL BÖLÜM🍬
87.BÖLÜM *SAKLI GERÇEKLER*
88.BÖLÜM *BİR SUÇUM YOK*
89.BÖLÜM *BEN SÖZÜMÜ TUTARIM*
90.BÖLÜM *YALVARIRIM*
91.BÖLÜM *DAYANAMIYORUM LAN!*
92.BÖLÜM *KIYAMAM Kİ*
93.BÖLÜM *ÇOK EĞLENECEĞİZ*
94.BÖLÜM *SİYAH KAPI*
95.BÖLÜM *ABİ*
96.BÖLÜM *GÜVENİYORUM*
97.BÖLÜM *ANIL ve KISKANÇLIKLARI*
98.BÖLÜM*SINIR*
99.BÖLÜM *KOCAMAN KOCAMAN*
🌸100.BÖLÜM🌸
101.BÖLÜM *PROBLEMLİ ESKİ SEVGİLİ*
102.BÖLÜM *YALNIZ DEĞİLSİN*
103.BÖLÜM *İLK HAMLE*
104.BÖLÜM *ÇOK YAKINDA*
105.BÖLÜM *YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE*
106.BÖLÜM *SENİ BIRAKMAM*
108.BÖLÜM *KARAHAN AİLESİ*
109.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 1)*
110.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 2)*
🌼YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM🌼
111.BÖLÜM *KİM BİLİR?*
112.BÖLÜM *BAŞARDIN*
KARAKTERLERE SORULAR 4
🌼FİNAL🌼
•ÖZEL BÖLÜM•
•ÖZEL BÖLÜM 2•
•ÖZEL BÖLÜM 3•

107.BÖLÜM "JUNIOR KARAHAN"

10.4K 673 376
By nazarozkan

İyi okumalar.

Medyada Âsi🌸

Ahenk'in Ağzından

Kolumdaki ağrıyla yavaşça gözlerimi araladım. İlk gözüme çarpan yanımda oturan annemdi.

En son neler olmuştu?

Yavaş yavaş neler olduğu hatırlayınca uzadığım yerden doğrulamaya çalıştım ama koluma giren ağrıyla yüzümü acıyla buruşturdum. Hareketlenmeden dolayı annem bakışlarını bana çevirdi, benim yüzümü buruşturduğumu görünce endişeyle yerinden kalktı.

"Kızım iyi misin?"

"Emre nasıl?"dedim annemin sorusunu eş geçerek.

"Ameliyatta hâlâ."dedi annem üzgünce.

Bir şey demeden kolumdaki serum iğnesini kolumdan çıkarttım, canım acımıştı ama şu an bunu umursayamazdım.

"Kızım ne yapıyorsun? Dinlenmen lazım senin."diyen anneme çevirdim bakışlarımı.

"Yapmam gereken tek şey Emre'nin yanında olmak."dedikten sonra üstümdeki örtüden kurtulup yataktan çıktım, ilk başta başım dönse de hızlıca kendimi toparladım. Yerdeki ayakkabılarımı giymek için eğildiğim sırada kapının açılmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. Kadın bir doktor gülümseyerek içeriye girdi ama beni ayakta görünce anında kaşları çatıldı.

"Ahenk Hanım dinlemeniz gerekiyor, lütfen yatağınıza geri yatın."diyerek bize doğru gelmeye başladı.

"Bakın benim kocam ameliyatta ve ben burada yatıp dinlenemem, onun yanında olmam gerekiyor."dedim.

"Anlıyorum sizi Ahenk Hanım ama bunu kendiniz için yapmanızı istemiyorum."

"Anlamadım?"dedim kaşlarımı çatarak.

Doktor karşımda durup konuşmaya başladı.

"Bu güzel haberi böyle biz zamanda vermek istemezdim ama söz konusu başka bir konu..."

Doktorun sözünü kesen kapının açılmasıydı, kimin geldiğine baktığımda Doğuş, Ece ve babamın içeriye girdiğini gördüm.

Doktoru dinlemek için tekrar önüme döndüm. Doktor bakışlarını odadaki herkeste gezdirdikten sonra en son bana baktı, birkaç saniye yüzüme ifadesizce baktıktan sonra gülümsedi.

"Tebrik ederim Ahenk Hanım hamilesiniz."

Birkaç saniye anlamayarak doktorun yüzüne baktım. Söyledikleri birkaç kez beynime yankılandı, yanlış duyma ihtimalim olabilir diye düşünüp "Ne?"diye saçma bir soru sordum doktora.

"Hamilesiniz Ahenk Hanım, bu süre içerisinde kendinize çok iyi bakmalısınız, kendinizi düşünmüyorsanız bile bebeğinizi düşünün, tekrardan geçmiş olsun."diyerek yanımızdan uzaklaştı.

Bakışlarımı karnıma çevirip istemsiz bir şekilde elimi karnımın üstüne koydum, varlığını hissetmeye çalıştım.

Burada bir canlı vardı, benim ve Emre'nin bir parçası olan küçük bir canlı.

Koluma dokunan elin sahibine baktığımda bunun annem olduğunu gördüm. Annem yaşlı gözlerle gülümseyip bana sarılınca kollarımı ona sardım.

"Emre iyi olacak kızım, üzülme sen, hep birlikte mutlu bir aile olacaksınız."

Annemin kulağıma fısıldadığı sözlere gülümsedim.

Mutlu bir aile olacağız.

Annemden ayrılıp yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Nereye gideceğimi bildikleri için kimse bir şey demiyordu.

Odadan çıkıp kapıyı kapattım ve asansöre doğru ilerledim. Asansöre bindim ve ameliyathanenin bulunduğu katın düğmesine basıp beklemeye başladım.

Öyle bir zamandaydım ki aldığım bu güzel habere bile sevinemiyordum, derin bir nefes alıp dolan gözlerimi sildim.

Kısa bir süre sonra asansör durunca indim ve asansörden çıktım. Ameliyathanenin kapısının önünde Demet teyze, Ali amca, Asi ve Can'ı doktorla konuşurlarken görünce Emre'yle bir şey olmuş olma düşüncesiyle koşar adımlarla onlara doğru gittim.

Asi ve Can'ı kenara çekip doktorun karşısında durdum.

"Ne oldu? Emre iyi mi?"dedim endişeyle.

"Endişelenecek bir şey yok Ahenk Hanım, eşiniz şimdi iyi, ameliyat zordu ama Emre Bey gerçekten çok güçlüydü, tekrardan geçmiş olsun."deyince gözlerim dolu bir şekilde gülümsedim.

Allah'ım sana şükürler olsun ona bir şey olmadı.

"P-peki görebilir miyim onu?"

"Tabii ki de görebilirsiniz ama birazdan zaten normal odaya alacağız, isterseniz biraz daha bekleyebilirsiniz."

"Peki teşekkürler."dedim gülümseyerek.

Demet teyze mutlulukla Ali amcaya sarılınca ben de göz yaşlarımı sildim.

"Ben dedim size Emreaşkım bizi bırakmaz diye."diyen Can'a baktım gülerek.

"Ahenk daha iyi misin?"

Asi'nin sorduğu soruyla ona baktım, bana üzgün gözlerle baktığını görünce koluna dokundum.

"İyiyim Asi, sen de kendini üzme artık bak her şey yoluna giriyor."dedim gülümseyerek.

O sırada aklıma gelen şeylerle kaşlarım çatıldı.

"Batu ve Anıl nasıl?"

"İkisi de iyi, odalarından dinleniyorlar."

Ağzımı açmış bir şey diyecekken ameliyathanenin kapısının açılmasıyla bakışlarım o tarafa döndü.

"Dağ gibi çocuğun düştüğü durumlara bak. Emreaşkım sen bu hallere düşecek adam mıydın be?"dedi Can sedeyeyle dışarı çıkarttıkları Emre'ye bakarak.

Gülerek Can'a baktığımda o da güldü ve beni kendisine çekip sarıldı. Ben de kollarımı ona sarıp derin bir nefes aldım.

"Emreaşkım sana sarıldığımı görseydi beni döverdi."dedi Can. Bu söylediğine güldüm.

Yaklaşık yarım saat sonra hepimiz Emre'nin alındığı normal odanın kapısının önünde durmuş içeriden doktorun çıkmasını bekliyorduk. Asi ve Batu hariç çünkü Batu'nun durumu Anıl'a nazaran biraz daha ağır olduğu için şu anlık ayağa kalkmakta biraz zorlanıyormuş.

"Dolunay bir dur, üşümüyorum."diyerek Dolunay'ın zorla giydirmeye çalıştığı hırkayı kendisinden uzaklaştıran Anıl'a güldük.

"Rahat bıraksana çocuğu, yavuklu."dedi Can.

Dolunay, Anıl'a sinirlendiği için elindeki hırkayı sinirle Can'a attı. Can neyse ki yüzüne gelmeden hırkayı havada tutmuştu.

"Şimdi sen bu hırkayı ben olmasaydım Anıl'a mı atacaktın?"dedikten sonra Leyla teyze ve Kerem amcaya baktı.

"Görün görün oğlunuza aldığınız kızı görün. Çok döver bu yavuklu, oğlunuzu Leyla teyzecim benden söylemesi."

Leyla teyze ve Kerem amca Can'ın bu söylediğine sadece güldüler.

Annemin yanıma gelmesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Kızım sen istersen biraz otur, yeterince ayakta kaldın zaten."

"Anne iyiyim ben."dedim gülümseyerek.

"Zeynep teyzeciğim neden öyle diyorsun? Bir tek kankam mı ayakta? Biz de ayaktayız, bize de yer göster biz de oturalım."dedi Can.

"Yok oğlum ondan değil, hani Ahenk hamile ya ben ondan biraz üstüne düşünüyorum."dedi annem.

"Hamileyse sorun yok, ben de bir şey oldu sandım."diyerek önüne döndü ve aynı hızla tekrar bize baktı.

"Ney? Hamile mi? Yani şimdi Junior Karahan mı geliyor?"dedi Can bağırarak.

"Oha! Ay ben teyze mi oluyorum şimdi?"dedi Dolunay sevinçle yerinden kalkarak.

"Şu akrabalık ilişkisine gelirsek eğer, beni kankamın kardeşi olarak kabul edersek dayı oluyorum, Emre'nin kardeşi olarak kabul edersek amca oluyorum, Kıvırcığım'ı kankamın veya Emre'nin kardeşi olarak kabul edersek de ben enişte oluyorum."dedikten sonra kaşları çatıldı.

"Ne oluyorum lan ben?"dedi kafasını kaşıyarak.

"Boş gezenin boş kalfası oluyorsun sen."dedi Dolunay gülerek.

"Sana fikrini soran oldu mu bre hadsiz?"dedi Can.

Onlar kendi aralarından kavga ederlerken Ece yanıma geldi.

"Tebrik ederim Ahenk."deyip bana sarıldı.

"Teşekkür ederim, darısı sizin başınıza."dedim sarılışına karşılık vererek.

Ondan ayrıldıktan sonra Dolunay, Can, Doğuş ve Anıl da beni tebrik etti.

"Ah benim güzel gelinim, bu kötü zamanda bize bu güzel anı yaşattığın için teşekkür ederiz kızım."deyip bana sarılan Demet teyzeye karşılık verdim ben de. Demet teyzenin arkasından bize kaşları çatık bir şekilde bakan annemi görünce gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

Demet teyzeden de ayrılıp babama, Ali amcaya ve anneme de sarıldım.

"Sizden bir şey rica edeceğim, Emre'ye bu konu hakkında bir şey söylemezsen olur mu? Ben kendim söylemek istiyorum da."dediğimde söylediğimi anlayışla kabul ettiler.

Biz kendi aramızda bebek hakkında konuşurken kapının açılmasıyla o tarafa baktık.

"Hastayı çok yormayın, görüşmeyi kısa tutun."dedi doktor.

Can hiç beklemeden kapıyı açıp içeriye girince diğeri de onun bu haline söylenip peşinden odaya girdiler.

Ben de yanımızdan uzaklaşan doktora seslendim. Yerinde durup bana bakınca adımlarımı hızlandırıp yanına gittim ve karşısında durdum.

"Acaba diğer arkadaşlarım hakkında da biraz bilgi alabilir miyim?"

"Tabii, buyurun odama geçelim."diyerek önden yürüyünce onu takip ettim.

Odaya girdiğimizde doktor kendi masasına oturdu ben de karşısındaki koltuklardan birine oturdum. Doktor önündeki dosyaları karıştırdıktan sonra bakışlarını bana çevirdi.

"Can DOĞAN ve Ece SOYDAN çıkan bir yangında içeride kaldıkları için biraz dumana maruz kalmışlar, neyseki vaktinde içeriden çıkarılmışlar. Durumları iyi, bir sorun yok. Anıl KORKMAZ ise trafik kazasından dolayı burada. Yüzüne aldığı birkaç hasarla atlatmış kazayı, eğer ambulanstaki arkadaşlar gereken müdahaleyi vaktinde yapmış olmasaydılar arkadaşınızın durumu şu an daha farklı olabilirdi. Son olarak da Batu UYGAR silahla yaralanmış, mermi biraz daha yukarıya gelseymiş kaburgasını kırabilirmiş."dedikten sonra derin bir nefes aldı.

"Ahenk Hanım bu daha önce başımıza gelen bir şey değil, farklı insanların başına gelen aynı olaylar çok oluyor ama bir arkadaş grubunda bunların aynı anda olması ve hepsinin kurtulması da biraz tuhaf. Sadece merakımdan soruyorum bu durum hakkında bir fikriniz var mı?"

Bakışlarımı doktordan kaçırıp önündeki masaya baktım.

Savaş meselesini bizimkilere birlikte konuşup karar versek daha iyi olur diye düşünüp ayağa kalktım ve doktora baktım.

"Bilgilendirme içi çok teşekkür ederim, bu konu hakkındaki fikrime gelirsek de sanırım bugün şans bizden yana değil, tekrardan teşekkür ederim."dedim elimi ona uzatarak. Birkaç saniye yüzüme anlamayarak baksa da elimi sıkıp gülümsemişti.

"Tekrardan geçmiş olsun."

Söylediklerine gülümseyerek karşılık verdikten sonra odadan çıktım ve Emre'nin bulunduğu odaya doğru ilerledim.

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde herkesin yatağın etrafında toplandığını gördüm. Emre'yi göremiyorum ama seslerini duyabiliyordum. Onu görmeyi ne kadar çok istesem de konuşmalara kulak kabarttım.

"Oğluşum iyisin değil mi, ağrın yok?"

"İyiyim anne. Hadi Ahenk'i çağırın bana."

Emre'nin bunu demesiyle gülümsedim, ben de onu görmek için can atıyordum.

"Emre sen de içeriye girdiğimizden beri karını soruyorsun, ben alınıyorum ama."dedi Can.

"Seni neden sorayım lan? Karımı soracağım tabii."

"Neyse biz gidelim de Ahenk gelsin."diyen annemi sonradan öpeceğimi aklıma not ettim.

Beni ilk gören Can sırıtmaya başlayınca gözlerimi devirdim.

"Aman aman kimler varmış burda? İyi insan da lafının üstüne."

Can'ın bunu demesiyle diğerleri de bana baktı.

"Tamam hadi gidelim, Can sen de bulaşma insanlara."dedi Emin amca.

"Ben ve bulaşmak mı? Hiç olmuyor ama baba."

Can'a bir şey demeden tek tek geçmiş olsun deyip odadan çıktılar, Can sona kalmıştı. Kapının önünde durup Emre'ye baktı.

"Emre aşkım hastanede olduğunuzu unutmayın ve kötü şeyler yapmayın."

"Lan yürü git."diye bağırdı Emre.

"Bağırma Emreaşkım, bak Junior Karahan kötü etkilenecek."diyen Can'la gözlerim büyüdü.

İyi ki kimse bir şey demesin dedim, aslında hata benim, Can'ın sır tutamayacağını önceden tahmin etmem gerekiyordu.

"Ne dedin sen?"dedi Emre kaşlarını çatarak.

"Bağırma dedim Emreaşkım."

"Hayır ondan sonra ne dedin?"

"Kötü etkilenecek dedim Emreaşkım."

"Lan ikisinin arasında söylediğin şey neydi?"dedi Emre sabırsızca. Can, Emre ve bana birkaç kez baktıktan sonra nihayet dememesi gereken bir şeyi söylediği aklına gelmiş olacak ki gözleri kocaman oldu.

"Söylememem gereken bir şey söyledim ben az önce Emreaşkım, ben işleri daha da şeye sarmadan gideyim en iyisi."deyip hızla odadan çıkınca derin bir nefes alıp Emre'yle baktım.

Kaşları çatık bir şekilde az önce Can'ın söylediklerini anlamaya çalışıyordu.

Ben sürpriz yapacaktım Emre'ye, oldu mu bu şimdi?

"Ahenk, Can ne dedi az önce?"

Emre'nin bunu demesiyle derin bir nefes alıp yavaş adımlarla ona doğru ilerledim. Yavaşça yatakta yanına oturup gözlerine baktım. Birkaç saniye yüzüne ifadesizce baktıktan sonra konuşmaya başladım.

"Emre ben hamileymişim."

Bunu söyledikten sonra Emre'nin yüzüne daha dikkatli bakıp vereceği tepkiyi bekledim. Ama bir şey yapmadı, yüz ifadesi hiç değişmedi. Acaba sevinmemiş miydi? Ama bir bebeğimiz olmasını çok istiyordu.

"Emre?"dedim mırıldanarak. Herhangi bir tepki vermeden az önceki gibi bakıyordu.

Bu sefer sesimi biraz daha yükseltip onu hafifçe sararım.

"Emre?"

Kafasını iki yana salladıktan sonra kaşlarını çattı.

"Evet Ahenk seni dinliyorum, Can az önce ne dedi?"deyince bu sefer benim kaşlarım çatıldı.

"Dalga mı geçiyorsun benimle Emre? Söyledim ya az önce."dediğimde Emre'nin kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı.

"O az önce söylediğin hayal değil miydi?"

"Emre sen iyi misin?"dedim anlamayarak.

"Lan baba mı oluyorum ben şimdi?" dedi sevinçle. Onun bu haline güldüm.

"Evet baba oluyorsun."

Emre bir anda beni kendisine çekip sarılınca endişeyle geri çekilmeye çalıştım.

"Emre yaran var, canını acıtmak istemiyorum."

"Dur be güzelim, ne yarası?"diyerek bena daha sıkı sarıldı. Gülümseyerek ben de kollarımı ona sardım.

Birkaç dakika sarılı bir şekilde durduktan sonra Emre benden ayrılıp ellerini yanaklarımın üstüne koydu.

"Teşekkür ederim, böyle kötü bir günde bana bu güzel haberi verdiğin için."dedi gülümseyerek. Ben de ellerimi yanaklarımın üstüne koyduğu ellerinin üstüne koydum.

"Teşekkür ederim, beni, bizi bırakmadığın için."

"Bırakır mıyım kızım bebeğimizi?"deyince kaşlarım kendiliğinden çatıldı.

"Ne demek bebeğimizi? Bebek olmasa bırakacaktın yani beni?"

"Yani düşünmedim değil."

Sinirle koluna vurduğumda güldü.

"Yüzüme karşı söyleme bari."dedim sinirle.

"Tamam arkandan söylerim bir dahaki sefere."

"Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Jeton kaç köşeli güzelim?"dedi gülerek.

"Aman ne komik."dedim homurdanarak.

Benim bu halime daha çok güldü. Kafamı yere eğip elimi karnımın üstüne koydum.

"Umarım babana çekmezsin bebeğim."

"Ne varmış babasında? Bana çekecek tabii."diye homurdanan Emre'yle bu sefer gülme sırası bana geçmişti.

"Ben katlanıyorum babana ama çevremizdeki insanlar benim kadar anlayışlı olmayabilir."

Emre hızla elimi karnımdan çekip kendi elini karnımın üstüne koyunca anlamayarak ona baktım.

"Bana çekmen için elimden gelen her şeyi yapacağım sen yeterki anneni dinleme."

"Seni dinleyeceğini de pek sanmıyorum."dedim gülerek.

"Neden?"dedi anlamayarak.

"Kulakları olmadığı için olabilir mi acaba?"

"Kulakları yok mu?"deyince bu sefer kahkahalarla gülmeye başladım.

"Kızım ne gülüyorsun? Ne demek kulakları yok? Çağır doktoru baksın bebeğe."

Bu söylediklerine daha çok güldüm.

Bebeğin kulakları olmadığını düşünmesi onu saf mı yapıyordu yoksa tatlı mı, anlayamadım.

Emre'nin tuhaf bakışları eşliğinde zar zor gülmemi durdurduktan sonra derin bir nefes aldım.

"Emre fasulye kadar olan çocuğun kulağı olmaz."dediğimde birkaç saniye dediklerimi anlamaya çalıştı, daha sonra güldü.

"Sanırım biraz fazla sevindim."dedi.

"Gerçekten sevindin mi Emre?"diye sorduğumda yüzündeki gülümseme biraz daha arttı.

"Gerçekten bu soruyu sordun mu Ahenk?"

Ağzımı açmış cevap verecekken kapının açılmasıyla bakışlarım o tarafa döndü. Can'ın içeriye girmesiyle Emre homurdanırken ben güldüm.

"Emre polisler geldi, ifade verebilecek bir durumda mısın?"

"Tamam gelsinler."dedi Emre, ben de yataktan kalktım.

İçeriye iki polis memuru, Dolunay, Anıl, Asi, Can ve Ece girdi.

"Geçmiş olsun."dedi diğerine göre biraz daha yaşlı olan polis memuru. Emre teşekkür etti.

Polis memurları yatağın yanındaki koltuğa oturunca ben de bizimkilerin yanına gittim. Az önce Emre'ye geçmiş olsun diyen polis memuru konuşmaya başlayınca dikkatlice onu dinlemeye başladık.

"Ortada şüpheli bir durum var, anladığım kadarıyla hepiniz arkadaşsınız. Şüpheli olan şey ise hepinizin başına aynı gün bir şeyler gelmesi, bunun tesadüf ya da şanssızlık olduğuna kimseyi inandıramazsınız. Şimdi neler olduğunu bize eksiksiz bir şekilde anlatmanızı istiyorum. İlk sizden başlayalım Ece Hanım."diyerek Ece'ye bakan polis memuruyla tüm bakışlar Ece'ye döndü. Ece bakışlarını hepimizde gezdirdikten sonra derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Biz Can'la birlikte dans kursunda dans ediyorduk, akşam olmuştu zaten daha sonra eve gidecektik. Dans kursu iki odadan oluşuyor, biri benim odam, diğeri de dans dersi verdiğim oda. Biz benim odamdaydık, diğer odadan ses gelince oraya gittik, orda Savaş vardı..."

"Savaş kim?"diyerek Ece'nin sözünü kesti diğer polis memuru.

"Bu soruyu ben cevaplayabilir miyim?"diye soran Asi'yi polis memuru onayladı.

"Savaş benim eski sevgilimdi, yedi yıl önce birlikteydik, ben ondan ayrılmıştım yani ben öyle sanıyordum ama o beni, bizi yedi yıl boyunca takip etmiş, sırf bize daha yakın olabilmek için de Ece'nin abisi olduğunu söyleyip Ece'yi kandırmıştı."

Polis memuru Asi'nin söylediklerini elindeki deftere not ettikten sonra tekrar Ece'ye baktı.

"Siz devam edin."

"Savaş'ı karşımızda görünce şaşırmıştık çünkü uzun bir süredir onu görmüyorduk, daha sonra etrafın ıslak olduğunu ve duvarın kenarında da bir bidon olduğunu gördük, biz ne olduğunu anlamaya çalışırken o elindeki kibriti yakıp yere attı ve etraf bir anda alev almaya başladı. Ben çok korkuyordum ama Can sürekli sakin olmam gerektiğini ve bize bir şey olmayacağına dair şeyler söylüyordu. Ben etrafta yangını söndürmek için bir şeyler ararken Can'da itfaiyeyi aramak için telefonunu arıyordu. Ben etrafta herhangi bir şey bulamamıştım ama Can itfaiyeyi aramıştı, dışarıda insanların sesleri geliyordu. Ne kadar yangının içinde kaldık bilmiyorum, en son hatırladığım şey duman yüzünden bayılmış olmamdı."

"Can Bey siz olayın devamın anlatır mısınız?"

"İtfaiye ve ambulans geldi, bizi ambulansa bindirdiler, itfaiye de yangını söndürdü, daha sonra da hastaneye geldik."dedi Can.

Duyduklarımdan sonra Savaş'ın gerçekten de psikopat olduğuna inanmıştım. Bir insanın vicdanı bunları yaparken hiç mi sızlamaz?

Bir insanın canını yakmak, bir insanı öldürmek bu kadar kolay mıydı ona göre?

"Anıl Bey sizi de dinleyelim."

Polis memurunun sesiyle dikkatimi onlara verdim.

"Şirketten çıkıp eve gidiyordum, bir arabanın beni takip ettiğini fark edince hızlandım. Beni takip eden araba da hızlandı, bana çok yaklaşmıştı, arkadan arabama vurunca ben de hakimiyetimi kaybetmeyeyim diye yavaşlamak istedim ama frenlerimin tutmadığını fark ettim, daha sonra zaten direksiyon hakimiyetini kaybedip ağaçlık bir alana girdim ve büyük bir ağaca çarpıp durdum."

"Sizi takip eden kişi Savaş mıydı?"

"Savaş olduğunu görmedim ama onun işi olduğuna eminim."

Polis memuru Anıl'ın söylediklerini de not ettikten sonra bu sefer de Emre'yle baktı.

"Sizi bıçaklayan kişinin Savaş olduğunu kamera kayıtlarından gördük, eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?"

"Evet var."

"Nedir o?"

"Umarım Savaş'ı bizden önce bulursunuz."

"Öyle deme Emreaşkım, dediğin olur falan, ben kaldıramam böyle bir şeyi."dedi Can.

"Biz son olarak da Batu Bey'i dinleyelim."diyerek ayağa kalkan polis memurlarıyla Asi'de ayağa kalktı.

"Ben sizi Batu'nun yanına götüreyim."dedi Asi kapıya doğru ilerleyerek. Polisler Asi'yi takip edince ben de ayağa kalktım. Asi ve not alan polis odadan çıktı, diğer polis odadan çıkmadan önce bize baktı.

"Savaş'ı ilk siz bulursanız ait olduğu yere götürürsünüz."

Daha sonra da odadan çıktı.

Ben de az önce polislerin kalktığı koltuğa doğru ilerleyip oraya oturdum.

"Şu Savaş meselesini de bir an önce halledip rahat bir nefes almak istiyorum artık."dedi Anıl homurdanarak.

"Yalnız değilsin kardeşim, hepimiz aynı şeyi istiyoruz ama bunun için önce iyileşmemiz gerekiyor."dedi Emre.

"Siz orasını dert etmeyin, ben sizden daha iyi bir durumdayım, Doğuş da var, biz ikimiz siz iyileşene kadar bir şeyler yapmaya çalışırız."dedi Can.

"Neden sürekli Doğuş'tan yardım alıyoruz?"dedi Emre honurdanarak.

"Başka şansımız yok da ondan."dedim.

"İyileşene kadar bekleyebiliriz."dedi Emre bana bakarak.

"Emreaşkım neden böyle yapıyorsun? Doğuş iyi biri, bize yardım etmeye çalışıyor, yardımını neden geri çevirelim?"

"Ben onun yardımını falan istemiyorum."dedi Emre sinirle Can'a bakıp.

"Sen istesen de istemesen de bize yardım edecek. Ahenk'i kilitli kaldığı odadan Doğuş çıkartmış, bence yardımını sen de kabul etsen iyi olur."

"Neden bu kadar çok benimsedin Doğuş'u sen? Ben ameliyattayken arkadaş mı oldun lan Doğuş'la?"dedi Emre kaşlarını çatarak.

"Sakin ol Emre. Can kötü bir şey demiyor."dedi Anıl.

"Ne haliniz varsa görün."dedi Emre sinirle.

"Ben de öyle düşünmüştüm."diyerek ayağa kalktı Can ve Ece'ye elini uzattı.

"Hadi Kıvırcığım kalk, seni otele bırakayım, sen de biraz dinlen."

Ece gülümseyerek Can'ın elini tutup ayağa kalktı.

"Güzelim biz de kalkalım, sen de biraz dinlen."dedi Anıl. Dolunay, Anıl'ı onaylayıp ayağa kalktı. Onlar hep birlikte odadan çıkınca ben de Emre'yle baktım.

Kaşları çatık bir şekilde karşısındaki duvara bakıyordu. Doğuş'tan yardım almamız ne kadar hoşuna gitmese de şu anlık başka bir seçeneğimiz yoktu. En iyisi onu bu konuda ikna etmeye çalışmak. Yerimden kalkıp Emre'ye doğru ilerledim, yanına oturduğumda bakışlarını bana çevirmemişti.

"Emre?"

"Efendim Ahenk?"dedi bakışlarını bana çevirerek.

"Bak biliyorum Doğuş'u affetmedin ama biraz fazla tepki vermiyor musun? Her insan hata yapar, Doğuş hatalarını kabul etti ve onları telafi etmek için de elinden gelen her şeyi yapıyor. Ona bir şans daha veremez misin?"dediğimde bakışlarını benden kaçırdı.

"Emre, lütfen."dedim elini tutarak. Bakışlarını tekrar bana çevirip gülümsedi, elini ellimin arasından çekip yanağımın üstüne koydu.

"Sırf sen istiyorsun diye bir sürü şey yaptım, karşılıklarını alırım ama."dedi sırıtarak.

"Alırsın canım, sen ilk önce Doğuş'u affet de."dedim gülümseyerek.

"Başımın belasısın ama çok seviyorum seni."

"Emre ya."diyerek ona sarılmamla inlemesi bir oldu. Hızla geri çekildim.

"Ay özür dilerim Emre, çok acıdı mı canın? Doktor çağırayım mı?"dedim endişeyle.

"Tamam sakin ol, iyiyim."dedi.

"Acımıyor değil mi canın?"dedim ona bakarak.

"Biraz acıyor ama öpersen geçer."dedi sırıtarak.

"Dalga geçme Emre."

"Tamam acımıyor ama sen yine de öpsen hiç fena olmaz."dedi bana masum masum bakarak.

"Eh öpeyim madem."dedim gülerek.

Ben yavaşça ona yaklaşırken Emre elini enseme koyup kafamı hızlı bir şekilde kendisine doğru çekti. Dudaklarımız birbirine değince gülümsedim.

Kısa bir süre sonra Emre benden ayrılıp yatağında biraz kenara kaydı.

"Gel bakalım yanıma."diyerek örtüyü açınca yere eğilip ayakkabılarımı ayağımdan çıkarttım. Ayağa kalkıp örtünün altına girdim ve kafamı Emre'nin omzuna yasladım. Emre bir elini karnımın üstüne koyup usulca okşayınca kafamı kaldırıp ona baktım.

"Bebeğe çok ilgi gösterme, kıskanırım ben."dediğimde gülüp alnımı öptü, daha sonra da geri çekilip gülümseyerek konuştu.

"İkinize de yeterim ben."

Ve bölüm sonu.🌸

Continue Reading

You'll Also Like

25.2M 899K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1M 37.6K 48
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
13.6K 1.1K 17
"Sen benim kızım olamazsın." Dedi annem gözlerinden ateş çıkarken. Babamın görüntüsüyse beni öldürmek için zaman kolluyor gibi gözüküyordu. "Ailemiz...
5.8M 190K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...