Hanım kardeşlerimin DİKKATİNE!!! Lütfen medyadaki videoyu izlemeden dinleyin!!!
Geceye katran çal..
Acıya hüsran..
Ahh.. Edersem tutmasın elim..
Tutulsun dilim..
Ey kemankeş! Durma vur..
Nasılsa bu sîne vurgun..
Nûru düşsün düşlerin, kor olsun..
Seni görmesin, kör olsun..
Taş bassın yerime dedi gönlüne..
Emri olur, başım gözüm üstüne..
Bakmasın demiş birdaha yüzüme..
Emri olur, inansın bu sözüme..
Almasın demiş adımı diline..
vay ben ölem, atsın toprak üstüme..
Vahşi, Hazreti Hamza (radıyellâhü anh)'ı şehit ettiğinde Resulullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) onu şehit edenin Vahşi oldugunu öğrenmişti ve çok hiddetlenmişti, Zaman gececekti Vahşi bir vesile ile Müslüman olacaktı, Artık Vahşi Resullah(صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'in karşısında ama içinde bir korku içinde bir heyecan, içinde bir sızı...
"Ben geldim ya Resullah Müslümanım artık" diyecekti
Resulullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) çok sevinecek çok mahzun olacaktı, o anda yüzünde bir hüzün Vahşiye bakıyordu Amcasını görüyordu sanki o anı, şehitlik anını..
Sonrasında;
"Benim karşıma cıkmasan" diyecektı "Seni gördükçe amcam gelıyor aklıma cok üzülüyorum"
Emir telakki edecekti Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) görünmeyecekti. Herkes mescitte, vahşi, sütunların, duvarların arkasındadır...
Yaklaşamamak Resulullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'e metreler mesafesinde olmak ama ona dokunamamak...
Belki olsun diyecekti olsun müslüman oldum ya Ona Ümmet oldum ya, bu da büyük nimetti demiştir elbet..
Sonrasında Resulullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) vefat edecekti...
Mescit öksüz,
Mescit yetim,
Mescit sahipsizdi sanki,
Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) söz vermişti ya yaklaşamıyordu mescide
Sanki Resullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) hep oradaydı.
Ve bir gündü...
Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) mescid arkasındadır,
Yine üzgün,
Gözleri yaşlı,
Özlüyordu çünkü
Dokunamamıştı Resullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'e ya...
Ve o dem bir ses yükseliyordu
Vahşiii...!
Ne bekliyorsun? Mescit seni bekler,
Gir artık mescite,
Sanki zaman durmustu,
Sanki mekan yok olmustu,
Vahşi huzurdaydı..
Sonrasında Yalancı bir peygamber cıkıyordu!
Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) onu öldürecekti belliki bu şeref onu Resullaha (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) yakın kılacaktı..
Ezgi bu satırlar üzerinden esinlenilerek yazılmıs kim dayanabilir ki 10 metre mesafede Resulullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'e dokunamamaya...
Vahşi öyle bir sahabi
Onun da imtihanı öyleymiş...
Hani ezginin sözlerinde diyor ya:
Taş bassın yerime dedi gönlüne..
Emri olur başım gözüm üstüne..
Bakmasın demiş birdaha yüzüme..
Emri olur inansın bu sözüme..
Almasın demiş adımı diline..
Vay ben ölem atsın toprak üstüme..
***
Bu kıssa aslında o kadar çok şey anlatıyor ki....
Bu hikayeyi her okuduğumda veyahut dinlediğimde hep hüzünlenirim😢😢😢
Şöyle kendimizi Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) 'ın yerine koyalım. Şu asırda bile Peygamberimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'i görmediğimiz halde özleriz, hasret kokar Medine'yi Münevvere...
Aşağıdaki yazıyı okuyunca anlarsınız
👇👇👇
O güzeller güzelini dünya gözüyle gören, mâh cemaline hayran kalıp ona gönül veren ve böylece hem insanı yücelten sevginin, hem de bahtiyarlığın doruğuna eren bir kimsenin kalbinde bir başka mahluka yer kalır mı?
Şimdi Hazreti Aişe (radıyellâhü anhâ) annemize kulak yerelim. Bakalım dünya ne aşklar, ne aşıklar görmüş! Validemiz anlatıyor:
Bir gün Resûlullah (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'in yanına bir adam geldi ve ona dedi ki:
- Ey Allah'ın elçisi! Ben seni canımdan daha çok seviyorum. Seni oğlumdan da çok seviyorum. Bazan evde otururken aklıma sen geliyorsun. O zaman ev bana dar geliyor. Hemen kalkıp yanına geliyor ve mübarek yüzüne bakarak ferahlıyorum. Seni görmesem, canım çıkacakmış gibi oluyor. Fakat beni bir mesele düşündürüyor. Yarın ikimiz de öleceğiz. Sen cennete girince, diğer peygamberlerle beraber olacaksın. Ben ise daha aşağı mertebede kalacağım için, cennette seni bir daha görememekten çok korkuyorum.
Adam sözlerini bitirdi; fakat Hazreti Peygamber (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ona bir cevap vermedi. Derken Nisa suresinin 69. ayet-i kerimesi nazil oldu:
"Kim Allah'a ve Resûlle itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine lütuflarda bulunduğu peygamberler, sıddîklar, şehitler ve salih kişilerle beraberdir. Bunlar ne güzel arkadaştır."
İşte aşk budur. Aşık da bu sahabîdir. Yüce Rabbim bizleri onun şefaatına nail eylesin (Amin ya Muîn)
Ya o Hazreti Vahşi (radıyellâhü anh) o, Peygamber Efendimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'i gördüğü halde nasıl da hasret kalıyor..
Peki Peygamber Efendimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) 'i görmeye dayanamayan الله Teâlâyı nasıl görememeye nasıl dayanacak?
Kişi Cennete girince rahatlık, refah ve bol bol nimetler ikram edilir, hemde aklımızın almayacağı nimetler ve bu nimetlerin en büyüğü şüphesiz الله TEÂLÂYI görmek olacaktır. الله TEÂLÂYI gören gözler öyle bir aşk sarhoşu olurlar ki Cennette onlara ikram edilen diğer nimetleri gözleri görmez.
Lakin şöyle bir şey daha var. Cennete giren herkes malesef الله Teâlâyı, görenler olduğu gibi göremeyenlerde olacak.
İşte Hazreti Vahşi bana bunları hatırlatır. Ya ya bende onun gibi olursam NEÛZÜBÎLLAH.
YA Peygamber Efendimiz (صَلَّي اللهُُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ) ve الله TEÂLÂYI görmek yasak olursa NEÛZÜBÎLLAH.
Cennette ki en büyük nimet الله Teâlâyı görmek olurken,
Cehennemde ki en büyük ceza ise الله Teâlâyı görmemek olacak.
RABBÎM bizlere Cennetinde Cemalini görebilecek salih amel işleyip, Cemalini görenlerden eylesin
ÂMÎN ÂMÎN ÂMÎN YA ERHAMERRAHİMİN ECMAÎN