KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)

By nazarozkan

2.2M 130K 67.4K

Ahenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşüns... More

Karakterler
1. Bölüm / Karahan Koleji
2. Bölüm / Gözleri, Hâlâ Gözlerimdeydi
3. Bölüm / Yeni Bir Arkadaş
4. Bölüm / Haz Edilmeyen Okul
5. Bölüm / Hay Ağzını Öpeyim
6.BÖLÜM •NEDEN DEĞİL, KİMİN İÇİN•
7.BÖLÜM •KAMERA SORUNSALI•
8.BÖLÜM •NE ZAMAN ANLAYACAKSIN?•
9.BÖLÜM •ARKADAŞ•
10.BÖLÜM •BENİM YANIM•
11.BÖLÜM •MASUM ÖPÜCÜK•
12.BÖLÜM •ÜZÜLMENİ İSTEMİYORUM•
13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•
14.BÖLÜM •ERTELEME•
15.BÖLÜM •BURAY?•
16.BÖLÜM •SANA İHTİYACIM VAR ANNE•
17.BÖLÜM •YOK DAHA NELER!•
18.BÖLÜM •KENDİME KIZIYORUM•
19.BÖLÜM •KALBİNİ KAZANABİLİRİM•
20.BÖLÜM •BİR SENEDİR Mİ?•
21.BÖLÜM •BENİM KIVIRCIĞIMSIN•
22.BÖLÜM •İYİ Kİ BU KOLEJE DÜŞMÜŞÜM•
23.BÖLÜM *GÜN*
24.BÖLÜM *KIZ KAVGASI*
25.BÖLÜM *FARK ETMİYOR*
26.BÖLÜM *PİJAMA PARTİSİ*
KARAKTERLERE SORULAR
27.BÖLÜM *SEVDİĞİM KIZ?*
28.BÖLÜM *KAZA*
29.BÖLÜM *BİZİ BIRAKMADI*
30.BÖLÜM *HATIRLAMIYORUM*
31.BÖLÜM *KÖPEK*
32.BÖLÜM *KORKTUM*
33.BÖLÜM *ZAMANLA*
34.BÖLÜM *SEN BENİM SEVGİLİMSİN*
35.BÖLÜM *AHENK...*
36.BÖLÜM *MAVİLİ*
37.BÖLÜM *ATEŞİN VAR*
38.BÖLÜM *YOK ANASININ GÖZÜ*
39.BÖLÜM *SAPIK MISIN?*
40.BÖLÜM *KAÇIRILMA*
41.BÖLÜM *SENİ KORUYAMIYORUM*
42.BÖLÜM *İZİN VERMEYECEĞİM*
43.BÖLÜM *ÖZLÜYORUM BE MAVİLİ*
44.BÖLÜM *SENİ SEVİYORUM*
45.BÖLÜM *BEN BUNA DAYANAMAM*
46.BÖLÜM *KALBİM ACIYOR*
47.BÖLÜM *PİŞMAN OLACAKSIN*
48.BÖLÜM *KÜÇÜK SARHOŞ*
49.BÖLÜM *TAKINTILI MANYAK*
50.BÖLÜM *NE OLUR GİTME*
51.BÖLÜM *YENİDEN*
52.BÖLÜM *GÜZELİMSİ BİR AKŞAM*
53.BÖLÜM *MAVİLİ'NİN GICIĞI*
54.BÖLÜM *ANNEANNE MAĞDURLARI*
55.BÖLÜM *SADECE BENİM*
56.BÖLÜM *BİZİM*
57.BÖLÜM *YEMEK*
58.BÖLÜM *YİĞİT SORUNSALI*
59.BÖLÜM *SEN ÖYLE SAN*
60.BÖLÜM *ŞEFTALİLER AŞKINA*
61.BÖLÜM *TEŞEKKÜR EDERİM*
KARAKTERLERE SORULAR 2
62.BÖLÜM *İYİ UYKULAR KIVIRCIĞIM*
63.BÖLÜM *O...GİTTİ*
64.BÖLÜM *BENİ BIRAKMA*
65.BÖLÜM *ÖLEYİM Mİ BEN?*
66.BÖLÜM *SÖZ*
67.BÖLÜM *EMİNİM*
68.BÖLÜM *NELER OLUYOR?*
70.BÖLÜM *YANIMDA KAL*
71.BÖLÜM *BENİ SEVİYORUM*
72.BÖLÜM *"A" HARFİ*
73.BÖLÜM *ÖZLEYECEĞİM*
74.BÖLÜM *ARAMIZA HOŞ GELDİN*
75.BÖLÜM *NEDEN HÂLÂ YANIMDASIN?*
76.BÖLÜM *BELKİ DE BİLEREK*
77.BÖLÜM *ÇİFTE SÜPRİZ*
78.BÖLÜM *MESAJ*
79.BÖLÜM *KARŞILIK*
80.BÖLÜM *AHENK RÜZGÂRLARI*
81.BÖLÜM *PİŞMANIM*
82.BÖLÜM *ÖZLEDİM*
83.BÖLÜM *BENİM YILDIZIM*
84.BÖLÜM *ZAMANI GELDİ*
85.BÖLÜM *YENİ BAŞLANGIÇLAR*
86.BÖLÜM *KENDİNİ SUÇLAMA*
KARAKTERLERE SORULAR 3
🍬BAYRAMA ÖZEL BÖLÜM🍬
87.BÖLÜM *SAKLI GERÇEKLER*
88.BÖLÜM *BİR SUÇUM YOK*
89.BÖLÜM *BEN SÖZÜMÜ TUTARIM*
90.BÖLÜM *YALVARIRIM*
91.BÖLÜM *DAYANAMIYORUM LAN!*
92.BÖLÜM *KIYAMAM Kİ*
93.BÖLÜM *ÇOK EĞLENECEĞİZ*
94.BÖLÜM *SİYAH KAPI*
95.BÖLÜM *ABİ*
96.BÖLÜM *GÜVENİYORUM*
97.BÖLÜM *ANIL ve KISKANÇLIKLARI*
98.BÖLÜM*SINIR*
99.BÖLÜM *KOCAMAN KOCAMAN*
🌸100.BÖLÜM🌸
101.BÖLÜM *PROBLEMLİ ESKİ SEVGİLİ*
102.BÖLÜM *YALNIZ DEĞİLSİN*
103.BÖLÜM *İLK HAMLE*
104.BÖLÜM *ÇOK YAKINDA*
105.BÖLÜM *YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE*
106.BÖLÜM *SENİ BIRAKMAM*
107.BÖLÜM "JUNIOR KARAHAN"
108.BÖLÜM *KARAHAN AİLESİ*
109.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 1)*
110.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 2)*
🌼YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM🌼
111.BÖLÜM *KİM BİLİR?*
112.BÖLÜM *BAŞARDIN*
KARAKTERLERE SORULAR 4
🌼FİNAL🌼
•ÖZEL BÖLÜM•
•ÖZEL BÖLÜM 2•
•ÖZEL BÖLÜM 3•

69.BÖLÜM *KABUL*

11K 766 330
By nazarozkan

İyi okumalar.✨

Medyada Batu🌸

Emre'nin Ağzından

Ahenk gittikten sonra bankta biraz daha oturup sakinleşmeye çalıştım. Eğer peşinden gitseydim kavga edecektik ve sonuçları hiç iyi olmayacaktı.

Nerede hata yapıyorum anlamıyorum ki. Sürekli sevdiklerimi kaybetmemin nedeni ne?

Ahenk'in, Simge hakkında neden öyle şeyler söylediğine de bir türlü anlam veremiyorum. Simge neden böyle bir şey yapsın?

Artık düşünmekten başıma ağrı girmişti. Elimle yüzümü sıvazladıktan sonra banktan kalkıp hastaneye doğru ilerlemeye başladım. Buraya doğru bir ambulansın geldiğini görünce bir adım geri çekilip ambulansa yol verdim. Ambulans kapının önünde durunca kapıları açıldı ve içinden İki tane görevli çocuk çıktı. Onlar sedyeyi dışarı çıkartınca ben de hastaneye doğru ilerlemeye başladım. Ambulansın içinden sedyenin üstünde bağdaş kurarak oturmuş Ahenk'i görünce yerimde durup şaşkınlıkla ona bakmaya başladım.

"Görevli ablacım valla bak ben iyiyim. Bir şeyim yok. Bırak da evime gideyim."

Ahenk'in sesiyle kendime gelip hızlı adımlarla onların yanına gidip sedyenin önünde durdum. Hepsinin bakışları anlamayarak bana döndü.

"Ne arıyorsun sen orada?"dedim Ahenk'e bakarak.

"Valla ben de bilmiyorum."dedi gülerek.

"Beyefendi, hanımefendi bir kaza geçirdi ve içeriye girmemiz gerek, izin verin de geçelim."dedi görevli bir çocuk.

Bakışlarımı hızla konuşan çocuğa çevirdim.

"Ne kazası?"

"Bana bir şeyler oluyor. Hadi götürün beni doktorcuğumun yanına."dedi Ahenk sedyenin üstüne uzanarak.

Hiçbiri sorumu cevaplamadan içeriye girince ben de hızlı adımlarla peşlerinden gittim.

Ahenk'i zemin katta bir odaya götürüp kapıyı da kapattılar. Kapının önünde duran koltuklardan birinin üstüne oturup beklemeye başladım.

Ne oluyor lan?

Kısa bir süre sonra odadan bir doktor ve iki hemşire çıkınca ayağa kalkıp doktorun kolundan tuttum.

"O iyi mi?"dedim.

"Evet iyi. Bir sorun yok. Sadece bir gün burada kalması gerek. Geçmiş olsun."diyerek yanımdan uzaklaştı.

Ben de içeriye girdim. Ahenk ayakkabılarını giyiyordu.

Hızlı adımlarla yanına gidip yatağa oturdum. Kafasını kaldırıp bana baktıktan sonra tekrar ayakkabılarıyla ilgilenmeye başladı.

"Neler olduğunu anlatacak mısın?"dedim sakin olmaya çalışarak.

Ayakkabılarını giydikten sonra kafasını tekrar kaldırıp bana baktı.

"Söylesem inanacakmışın gibi bir de soruyor olman gerçekten komik Emre."

Bunları demesini beklemediğim için şaşırmıştım. Ona inanmamış olmam kalbini çok kırmış olmalıydı. Elimi kaldırıp yanağının üstüne koydum ve gülümsedim.

"Ahenk eğer bu işte Simge'nin parmağı olduğuna dair bir kanıt gösterirsen sana inanırım."dedi.

"Kanıt? Telefonum?"dedi ve hızla yerinden kalktı.

"Ne telefonu."dedim ben de ayağa kalkarak. Etrafta gezdirdiği bakışlarını bana çevirdi.

"Emre yemin ederim duydum onları. Yiğit ve Simge iş birliği yapıyor. Onları videoya çektim. Ama beni gördüler. Telefonumu Yiğit aldı. Yiğit beni kovalayınca ben de kaçayım derken yola atladım ve bana doğru gelen arabayı fark etmedim. Bana çarptı..."

Sözünü bitirmesine fırsat vermeden hızla kolundan tutup onu kendime çektim.

"Ne yaptın, ne yaptın?"dedim anlamayarak.

"Yani ben şey..."

"Şaka mı yapıyorsun lan sen?"dedim bağırarak.

Bağırmamdan dolayı gözlerini kapatıp kafasını geri çekti.

"Sana inanamıyorum Ahenk. Sırf bir şeyleri ispat etmek için canından olacaktın lan sen."dedim sesimi biraz daha yükselterek. Susması daha çok öfkelenmemi sağlıyordu.

"Ya sana bir şey olsaydı."

Gittikçe sesim yükseliyordu. Ahenk kolunu sert bir şekilde benden kurtarıp öfkeli bakışlarını bana dikti.

"Ben mi suçluyum? Sen bana inanmış olsaydın bu yaşananlar hiç yaşanmayacaktı. Bir daha da bana bağırma."dedi beni iterek.

Bir adım geri gidince az önce ne yaptığım dank etti kafama. Ben ne yapıyorum? Neden kendimi kontrol edemiyorum?

Ahenk'e baktığımda kapıya doğru gittiğini gördüm. Hızlı adımlarla peşinden gidip kolundan tuttum ve onu kendime çevirip sıkıca sarıldım. Ahenk hiç beklemediğim bir şey yapıp beni itti.

"Bağır, çağır, kalbimi kır. Sonra da gel hiçbir şey olmamış gibi sarıl değil mi Emre? Çocuk oyuncağı mı lan bu?"dedi bağırarak.

"Ahenk ben özür dilerim. Yemin ederim yaptıklarıma ben bile anlam veremiyorum. Beni de biraz anla lütfen. Can'a bir şey olacak korkusu, Anıl'ın söyledikleri ve senin de saçma bir şeyin peşinden gidip kendine zarar vermen. Hepsi üst üste geldi ve ben kendimi kaybettim."dedim.

Ahenk bir süre yüzüme üzgünce baktıktan sonra kendisi gelip bana sarıldı. Gülümsedim ve ben de kollarımı ona sardım.

"Sen hiç gitme güzelim."dedim mırıldanarak. Kapını açılmasıyla Ahenk hızla benden ayrıldı. Bakışlarımı kapıya çevirince içeriye Zeynep teyzenin ve Okan amcanın girdiğini gördüm.

"Kızım sen iyi misin?"dedi Zeynep teyze yanımıza gelerek.

"Anne? Sizin ne işiniz var burada?"dedi Ahenk şaşkınlıkla.

"Gizli numaradan biri arayıp senin kaza geçirdiğini söyledi. Biz de hemen geldik."dedi Zeynep teyze Ahenk'e sarılırken. Okan amca yanımıza gelip konuşmaya başladı.

"Zeynep siz arabaya binin ben geliyorum."

"Bir gün hastanede kalması gerekiyor."dedim.

"Sen sus Emre."dedi Okan amca. Ahenk ve Zeynep teyze odadan çıkınca Okan amca bana baktı.

"Sen böyle mi sahip çıkıyorsun Ahenk'e?"dedi.

"Ben yanında değildim."dedim gözlerimi kaçırarak.

"Ne demek yanında değildim?"dedi bağırarak. Bir şey demedim. Ne diyebilirdim ki? Onu yalnız bırakmam hataydı.

Kapı sesiyle bakışlarımı kapıya çevirdim.

Işte yine benim yüzümden olmuştu. Ona inanmamıştım, onu yalnız bırakmıştım.

Odadan çıkıp ameliyathanenin bulduğu kata çıktım. Etrafata kimse yoktu. Telefonumu çıkartıp Anıl'ı arayacakken bana doğru gelen Asi ve Batu'yu görünce vazgeçtim.

"Nerede bizimkiler?"dedim.

"Can çoktan ameliyattan çıktı. Bir üst kattılar."dedi Batu. Bir şey demeden yanlarında geçip gidecekken Asi önüme geçti. Tek kaşımı havaya kaldırıp ona baktım.

"Yiğit'in fotoğrafı var mı?"dedi.

"Ne yapacaksın?"

"Önce ben sordum."dedi sırıtarak.

"Var."dedim.

"Bakabilir miyim?"dedi.

"Önce sorduğum soruya cevap ver."dedim ben de sırıtarak.

"Sizin bahsettiğiniz özelliklere sahip birini tanıyorum ve onun adı da Yiğit. Eğer aynı kişiden bahsediyorsak onu bulmanızda size yardım edebildim."dedi.

"Neden bize yardım etmek istiyorsun?"dedim.

"Salak mısın lan sen?"dedi Batu.

"Anlamadım?"

"Yardım etmek istiyor. Sebebini ne yapacaksın? Göster işte fotoğrafı."dedi Batu sinirle.

"Sizin kavganızı mı çekelim? Can'a değer verdiğim için yardım etmek istiyorum."dedi Asi.

Bir adım geri çekilip elimdeki telefondan Yiğit'i ararken kullandığım fotoğrafı bulup ekranı ona çevirdim.

"Aynı kişiden bahsediyoruz. Bu çocuk bizimde birlikte motor yarışı yapıyordu. Tehlikeli birisi olduğu doğrudur. Sürekli kavga ederdi yarış yapanlarla. Pek konuşmuşluğumuz yok ama genelde herkese rahatsızlık verince benden birkaç yumruk yemişliği vardır. Size yardım edeceğim."dedi.

"Peki. Biz bir plan kurunca size de haber veririz."dedim ve önüme dönüp yürümeye başladım.

"Planım hazır ama anlatmak için daha vakit var sen yorma o beynini."

Asi arkamdan söylenince ona aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Batu nasıl dayanıyor bu kıza?

Can'ın bulunduğu odaya gelince kapıyı çalıp içeriye girdim. Ece, Can'ın tişörtünü giymesine yardım ediyordu. Anıl ve Dolunay odada yoktu.

Kapı sesiyle bakışları bana döndü.

"Emreaşkım hiç gelmeseydin."dedi Can gülerek.

Gülümseyerek kapıyı kapattım ve onların yanına gittim. Tüm eşyaları toplamışlardı.

"Hayırdır? Başka bir odaya mı gidiyorsun?"dedim ona bakarak.

"Anılaşkım gel bende kal dedi. Ben de kıramadım. Hayranlarım çok. Lanet olsun çok meşhurum."dedi Can gülerek.

"Anıl neden böyle bir şey istedi?"dedim kaşlarımı çatarak.

"Dedim ya hayranlarım çok diye Emreaşkım."dedi gözleriyle Ece'yi işaret ederek.

Ece valizlerle ilgilendiği için bize bakmıyordu.

"Ece sen çantaları aşağıya indir ben Can'a yardım ederim."dedim.

"Olur ama sen dikkat et tamam mı Emre?"dedi Ece.

"Merak etme."dedim gülerek.

"Emreaşkım sen gitsene, bizi yalnız bırak."dedi Can, Ece'ye hayran hayran bakarak.

"Kalk lan."dedim kolunu tutarak.

"Yavaş Emreaşkım hastayım ben."dedi ayağa kalkarak. Ece iki valizle birlikte odadan çıkınca biz de arkasından çıktık.

"Neler oluyor Can?"dedim sessizce.

"Yiğit dışarda elini kolunu sallaya sallaya dolaşıyor ve Anıl'da onun evinde daha güvende olacağımı düşünüyor. Ece, Yiğit'in dışarda olduğunu bilmiyor. Ona bir şey çaktırmayın."dedi Can.

Bir şey demedim. Birlikte bizi asansörde bekleyen Ece'nin yanına gittik. Can benden önce içeriye girip bana döndü.

"Emreaşkım yalnız bırak bizi. Hadi seni şöyle yandan yandan merdivenlere doğru alayım."dedi gülerek ve zemin kata bastı. Göz devirip merdivenlere doğru ilerledim.

Aklım hala Ahenk'teydi. Telefonumu cebimden çıkartıp Ahenk'i arayacaktım ama telefonunun Yiğit'te olduğunu söylediği geldi aklıma. Olabilir mi? Simge gerçekten Yiğit'e yardım ediyor olabilir mi? Eğer böyle bir şey varsa Simge için hiç iyi şeyler olmazdı.

Merdivenlerden çoktan inmiştim. Can ve Ece'nin çıkışa doğru ilerlediğini görünce yavaş adımlarla onlara doğru ilerledim.

Birlikte hastaneden çıkınca onlar Anıl'ın arabasına doğru giderlerken ben de kendi arabama doğru ilerledim.

"Emre?"

Anıl'ın sesini duyunca durup arkama baktım. Anıl hızlı adımlarla yanıma gelip karşımda durdu.

"Özür dilerim kardeşim."dedi bana sarılarak. Gülümsedim ve sarılışını karşılık verdim.

"Ben de geleyim mi?"

Can'ın sesiyle Anıl'dan ayrıldım. Can kafasını camdan uzatmış bize bakıyordu. Bakışlarımı tekrar Anıl'a çevirdim.

"Can ve Ece sana emanet."dedim.

Bir şey demeden arabasına doğru ilerleyince ben de arabama doğru ilerledim.

Ahenk'in Ağzından

Annem kapıyı açıp geçmemiz için kenara çekildi. Babam önde ben arkada içeriye girdik. Ben odama doğru ilerleyecekken babamın sesiyle durdum.

"Seninle biraz konuşalım Ahenk."

Arkama dönüp salona doğru ilerleyen annemin ve babamın arkasından gittim. Hadi bakalım Ahenk bu işten de sağ kurtulabilirsin. Araba çarptı sana bir şey olmadı. Yine olmaz.

"Kesin yaşanır."
Bir geçmiş olsun desen keşke.

"Geçmiş olsun bebeğim."
Sağ ol ciğerim.

"Pisleşme slk şey."
Sorry.

Salona girince etrafta gözlerimi gezdirdim. Anneannem televizyon izliyordu. Çıkan seslerle bakışları bize döndü.

"Ahenk, kızım iyi misin?"dedi ayağa kalkıp yanıma gelerek.

"İyiyim Neriman Sultan sen nasılsın?"dedim gülerek.

"Bir de dalga geçiyor benle."dedi yalancı bir kızgınlıkla. Onun bu haline gülüp koltuğa oturdum.

"Ahenk neler oluyor?"dedi babam.

"Bir şey olmuyor baba."

"Ne işin var senin hastanede? Kaza yapmışsın. Başına gelmeyen kalmamış. Emre sana böyle mi sahip çıkıyor?"dedi bağırarak.

"Emre'nin bir suçu yok. Ben istedim eve yalnız gelmeyi."dedim mırıldanarak.

"Bu böyle olmayacak. Emre'yle sevgiliyim dedin bir şey demedim kabuk ettim, artık nasıl arkadaşların varsa, çevren nasılsa Ece kaçırılıyor. Sadece bu da değil. Sen de kaçırıldın. Neden? Emre'nin çevresindeki kızlar yüzünden. Başına bir sürü şey geldi kızım."

Sadece dinliyordum. Şu an susup sadece dinlemek en doğrusuydu.

"Okan rahat bırak kızı artık. Gidip dinlensin."dedi anneannem.

"Anne sen karışma."dedi annem.

Babam bir süre düşündükten sonra bakışlarını tekrar bana çevirdi ve konuşmaya başladı.

"Ben ne yapacağımı çok iyi biliyorum. Emre'den ayrılacaksın."demesiyle şaşkınlıkla babama baktım.

"Ne?"

"Doğru duydun. Emre'den ayrılacaksın."

Yardım istermiş gibi anneme baktım.

"Anne bir şey söylesene."

"Üzgünüm kızım ama ben de doğrusunun bu olduğunu düşünüyorum."dedi annem.

"Sizin doğru olduğunu düşündüğünüz şeyin benim canımı ne kadar yakacağını biliyor musunuz?"dedim ayağa kalkarak.

Benden böyle bir şey istediklerine inanamıyorum. Ben Emre'yi birkaç saat göremeyince bile özlerken ondan nasıl ayrılırım?

"Ahenk ya Emre'den ayrılırsın ya da biz başka bir şehire taşınırız ve kaybedeceğin kişi sadece Emre olmaz."

"Bunu yapacak mısın bana gerçekten baba?"dedim üzgünce ona bakarak. Bir şey demeden gözlerini kaçırınca derin bir nefes alıp salondaki herkeste gözlerimi gezdirdim.

Emre'yi bir daha görmeme düşüncesi kalbime bir ağırlık çökmesine neden olmuştu. Eğer onu her gün görebileceksem ayrılmaya razıyım.

"Tamam sizin istediğiniz gibi olsun. Emre'den ayrılacağım. Ama şunu da unutmayın bugünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak."dedim ve hızlı adımlarla salondan çıktım. Arkamdan bana seslenmelerini umursamadan odama girdim ve kapıyı kapatıp alnımı kapıya yasladım.

Emre'ye ortada hiçbir neden yokken ayrılmak istediğimi nasıl söyleyeceğim?

Onu bu kadar çok severken ondan nasıl ayrılacağım ben?

Can'ın Ağzından

"Dolunay bir bardak da meyve suyu alayım ben."dedim elimdeki cipsleri yerken.

"Can az kaldı kardeşim. Elimde kalmana çok az kaldı."dedi Anıl sinirle.

"Çağırmasaydın beni evine Anılaşkım."dedim sırıtarak.

Dolunay elindeki yastığı yüzüme atıp mutfağa doğru ilerledi.

"Terbiyesiz. Hastayım ben hasta. Saygılı ol bana."diyerek yastığı koltuğun üstüne koydum.

"Kıvırcığım nerede benim?"dedim Anıl'a bakarak.

"Bilmiyorum."deyince kaşlarımı çatıp ayağa kalktım. Canım biraz yandı ama umursamadım.

"Dolunay, Ece nerede?"dedim mutfağa doğru bağırarak.

Dolunay elinde bir bardak meyve suyuyla mutfaktan çıkıp yanıma geldi.

"Banyo yapacağını söyledi üst katta."dedi bardağı bana uzanarak.

"Ver Anılaşkım içsin onu. Ben gidiyorum. Siz de uslu durun yerinizde. Kulaklarım ve gözlerim kötü şeylere maruz kalmasın."dedim ve merdivenlere doğru ilerledim.

Arkama baktığımda Anıl'ın ayağa kalmış olduğunu gördüm.

"Anılaşkım valla şakaydı. Sen yapmazsın ama bu Dolunay yapar."dedim hızlıca. Bu sefer de Dolunay'ın bana doğru geldiğini görünce adımlarımı elimden geldiğince hızlandırdım.

"Beni dövmek için mi çağırdığınız lan evinize?"dedim. Dolunay göz devirip arkasına döndü ve Anıl'ın yanına doğru ilerledi.

Ben de önüme dönüp merdivenlerden çıkmaya başladım. Zorlukla merdivenlerden çıktıktan sonra merdivenlerin başında durup soluklandım.

Anıl'ın bize verdiği odaya doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım.

Kapının önüne gelince durup kapıyı çaldım

"Kıvırcığım girebilir miyim?"dedim.

Kapı açılınca Ece'nin gülümseyen yüzünü gördüm ve ben de istemsiz olarak gülümsedim. Saçları ıslaktı ve üzerinde pembe eşofman takımı vardı

İçeriye girmem için kenara çekildi. Ben de yavaş adımlarla içeriye girdim. Ben yatağa doğru ilerlerken o da saçlarını taramak için makyaj masasına doğru ilerledi. Yönümü değiştirip onun arkasından gittim.

Masanın önündeki koltuğa oturup tarağı eline alınca ben de elini tuttum. Kafasını kaldırıp anlamayarak bana baktı.

"Ben tarasam olur mu?"dedim gülümseyerek.

"Senin ayakta durmaman lazım Can."dedi ayağa kalkarak.

"Ece gerçekten iyiyim. Bir kaç dakikadan bir şey olmaz."dedim ve omuzlarından bastırarak az önce kalktığı koltuğa onu geri oturttum.

"Can lütfen."dedi itiraz ederek.

"Valla öperek sustururum seni."dedim arkasına geçerek. Bir şey demeden kafasını aynaya çevirince tüm saçlarını arkasına alıp yavaşça taramaya başladım. Saçları ıslak olduğu için tararken hiç zorlanmamıştım.

"Can iyisin değil mi?"

Ece'nin sesiyle kafamı kaldırıp aynadan yansıyan gözlerine baktım.

"İyiyim Kıvırcığım merak etme."dedim ve tekrar önüme dönüp saçlarını taramaya devam ettim.

Kısa bir süre sonra işim bitince tarağı masanın üstüne koydum ve Ece'nin ellerinden tutup ayağa kaldırdım.

"Saçlarını kurutup uyuyalım olur mu?"dedim gülümseyerek.

"Sen uyu ben saçlarımı kuruturum."dedi.

"Ben de yapabilirim aslında."

"Can sana uyu dedim."dedi sinirle.

"Tamam."dedim gülümsemeye çalışarak. O da gülümsedi ve banyoya doğru ilerledi. Anılaşkım zengin olduğu için misafir odalarında da banyo var.

Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim. Fazla ayakta kalmıştım ve canım yanıyordu.

Yatağın üstüne oturdum. Üstümdeki tişörtü eteklerinden tutup yaranın görüneceği şekilde sıyırdım ve yaranın üstündeki sargı bezine baktım.

Yiğit bu sefer benden de güzel bir dayak yemeyi hak etti.

***
Ece bana su almak için odadan çıkınca ben de yatağın yanındaki masanın üstünden telefonumu alıp biraz oyun oynamaya başladım.

Kapının açılmasıyla gülümseyerek kafamı kaldırdım. Gelen kişiyi görünce gülümseyen yüzüm anında yerini çatık kaşlara bıraktı.

"Ne işin var senin burada?"dedim sinirle.

Yiğit üstüne giydiği doktor önlüğünün cebine soktuğu ellerini çıkartıp bana doğru geldi.

"Gerçekten benden bu kadar çabuk kurtulabileceğinizi mi sandınız?"dedi sırıtarak.

Üstümdeki örtüyü hızla kaldırıp yataktan çıktım.

"Kendi ayağınla benim yanıma gelmen ne güzel Yiğit."dedim ona doğru giderek.

Tam karşısında durunca hiç beklemediği bir anda yüzüne bir yumruk attım. Bir adım geri gidip burnunu tuttu. Kafasını bana çevirince sırıttı.

"Yaralı birine vuracak değilim."

"Savunmasız bir kızı kaçıracak kadar şerefsizsizin ama."dedim sinirle.

Elimi karnımda yaralı olan yere koyup hafif baskı uyguladım.

"Canın yanıyor değil mi Can?"dedi sırıtarak.

Acıdan dolayı dişlerimi sıkıp ona öfkeli bir şekilde baktım.

"Ne yapacağım biliyor musun Can? Şimdi gideceğim ve yarım bıraktığım işi tamamlayacağım. Ece benim olacak ve sende bu hissettiğin acıdan daha beterini hissedeceksin."dedi.

"Yiğit seni öldürürüm."dedim. Dişlerimi sıkmamdan ve acıdan dolayı konuşmakta zorlanıyordum.

"Bu haldeyken tehditlerin pek işe yaramaz Can. Neyse ben gideyim. Ha bir de şunu söyleyeyim. Yaşayacağın ruhsal acı hiçbir zaman geçmeyecek. Tıpkı benim acımın hala geçmediği gibi."dedi.

Ona doğru bir adım atıp yüzüne bir tane daha yumruk atacaktım ama kolumu tutup beni geri itti. Zaten gücüm kalmamıştı ve yere düştüm.

"Sanırım biraz fazla zorladım seni Can. Baksan yaran kanıyor."dedi Yiğit. Karnıma baktığımda tişörtümün kana bulanmış olduğunu gördüm.

"Oturup senin bu halini görmek o kadar çok isterdim ki ama Ece beni bekler."diyerek kapıya doğru ilerledi.

Göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı. Görünüşüm de bulanıklaşmıştı.

Daha fazla dayanamadım ve gözlerim kapandı.
***

"Can?"

Ece'nin sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılıp kafamı ona çevirdim. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu.

"Ben dalmışım."dedim.

"Hadi uyuyalım."dedi.

"Sen uyu ben hemen geliyorum."dedim ayağa kalkarak.

"Ağrın yok değil mi Can?"

"Hayır."

Endişelenmemesi için yalan söylemiştim. Bir şey demeden sadece kafasını salladı. Ben de kapıyı doğru ilerledim. Odadan çıkınca kapıyı kapattım ve sırtımı kapıya yaslayıp gözlerimi kapattım. Derin derin nefesler alıp acının dinmesini bekledim. Tersine daha çok artıyordu.

Gözlerimi açıp merdivenlere doğru ilerledim. Merdiven kenarlıklarına tutunup yavaş adımlarla aşağıya inmeye başladım.

Merdivenler bitince salona gittim. Dolunay yoktu sadece Anıl vardı ve televizyon izliyordu. Adım seslerinden dolayı kafasını çevirip bana baktı. Yüzümün hali nasılsa hızla yerinden kalkıp yanıma geldi.

"Can iyi misin?"dedi.

"Ağrı kesici var mı?"dedim.

"Gel otur, ben getireyim."dedi kolumdan tutarak. Anıl'ın yardımıyla koltuğa oturdum. Anıl mutfağa doğru gidince derin bir nefes aldım.

Kısa bir süre sonra elinde bir bardak su ve ilaç kutusuyla yanıma geldi. Elindekileri bana uzatınca aldım. Suyu orta sehpanın üstüne koyup ilacı paketinden çıkarttım ve onu ağzıma atıp suyu da içtim.

"Ece neden sana ilaç almaya gelmedi?"dedi Anıl yanıma oturarak. Elimdekileri sehpanın üstüne koyup ona baktım.

"Çünkü endişelenmemesi için ona söylemedim."dedim. Ağzının içinde bir şeyler homurdandı.

"Benim için bu kadar endişeleneceğini bilmiyordun Anılaşkım."dedim gülerek. Bu söylediğime sadece güldü. Kendimi daha iyi hissedince ayağa kalktım.

Ağrım vardı ama bir kaç dakika önceki ağrıya oranla daha azdı.

"İyi geceler."dedim ve merdivenlere doğru ilerledim. Dolunay'ın elinde bir tane örtüyle aşağıya indiğini görünce sırıttım. Yanımda geçecekken örtüyü tutup kendime çektim. Kaşlarını çatarak bana döndü.

"Versene örtüyü be."dedi örtüyü kendisine çekerek.

"Peki."diyerek bir anda örtüyü bırakınca birkaç adım geri gitti. Düşmekten son anda kurulunca sinirli bakışlarını bana çevirdi.

"İstedin ben de verdim."diyerek merdivenlerden çıkmaya başladım.

"Sen böyle yap, ahımı al. Sonra vay efendim vuruldum, vay efendim şurama bir şey oldu."

Dolunay'ın sesiyle durup ona baktım.

"Senin ahın tutar mı be çirkin şey?"dedim gülerek.

"Sensin çirkin."dedi homurdanarak.

"Çarpılacaksın diyeceğim ama sen çarpılacağın kadar çarpılmışsın. Ben bunun daha da ötesini görmek istemiyorum."diyerek önüme döndüm ve merdivenlerden çıkmaya devam ettim. Arkamdan bir şeyler söylediğini duydum ama tam anlamdım. Büyük ihtimalle bana sövüyordur. Şu an hasta olmasaydım yukarı çıkıp beni merdivenlerden atardı.

Odanın kapısının önüne gelince kapıyı açtım. İçeriye girmemle bir şeyin göğsüme çarpması bir oldu. Geri çekilip ne olduğuna baktım. Ece burnunu tutmuştu.

"Kıvırcığım görmedim seni. Bir dahakine görebileceğim bir yüksekliğe çıkarsan çok sevinirim."dedim gülerek. Hızla kafasını bana çevirdi.

"Sen bana kısa mı dedin?"dedi sinirle.

"Değil misin?"dedim içeriye girerek.

"Siz çok uzunsunuz da ne oluyor?"dedi homurdanarak ve yatağa doğru ilerledi.

Ben de onun peşinden gittim. Örtüyü kaldırıp yatağa girince ben de yatağın diğer tarafından dolanıp yatağa girdim.

"Kıvırcığım seni yanıma çekmeyi çok isterdim ama bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Malum azıcık yaralıyım. Rica etsem sen o çok sevdiğim kendini bana biraz yaklaştırır mısın?"dedim gülerek. Gülümsedi ve bana yaklaştı. Kafasını göğsüme koyup sol elini de karnımın üstüne koydu. Ben de ona sarılıp gözlerimi kapattım.

Göğsümün üstündeki baskı kalkınca tam gözlerimi açıyordum ki yanağımda hissettiğim dudaklarla gülümsedim. Ece kafasını tekrar göğsümün üstüne koyunca gözlerimi açıp sağ elimle çenesinden tuttum. Kafasını kaldırıp kafamı ona doğru eğdim.

O da kafasını dikleştirip bana doğru gelince gülümsedim ve dudağını öpüp geri çekildim.

Kafasını göğsüme değil de bu sefer yastığın üstüne koydu. Yavaşça yan dönüp ona baktım. Gözlerini kapatmıştı ve yüzü biraz kızarmıştı.

Elimi kaldırıp yanağının üstüne koydum ve usulca okşadım.

"Seni çok seviyorum Kıvırcığım, her şeyden, herkesten çok."dedim mırıldanarak.

Ondan ses gelmeyince uyumuş olduğunu anladım. Fazla yorulmuştu. Kafamı ona biraz daha yaklaştırıp gözlerimi kapattım.

Ve bölüm sonu.🌸

Continue Reading

You'll Also Like

110M 4.4M 157
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı...
14.3K 510 15
0552* İyi günler Komutan Bey. Komutan'ım İyi günler, kimsiniz? 0552* Sizi rahatsız etmek istemezdim lakin içimde tuttukça boğuluyorum. Komutan'ım Anl...
27.2M 1.4M 44
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana...
25.2M 900K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...