Serseri //yarı texting//

By hissizlestiik

936K 43.4K 8.1K

Bade : Seni bulup, sımsıkı sarılacağım. Bade : En azından bu zamana kadar beni gerçekten sevdiğini hissettir... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
DUYURU!
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
DUYURU
49. Bölüm
50. Bölüm
YENİ BÖLÜM
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
YENİ KURGU
54. Bölüm
YENİ KAPAK
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
KAPAK
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
73. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
77. Bölüm
78. Bölüm
79. Bölüm
80. Bölüm
81. Bölüm

11. Bölüm

17.1K 769 62
By hissizlestiik

Uygar'la birlikte arka bahçeden çıktığımızda ön bahçede tek tük insanlar olduğunu gördük. Ders çoktan başlamıştı. Bunu dile getirmek için ona döndüğüm sırada konuşmaya başladı.

"Ders zaten başlamış, sınıfa gidip çantalarımızı alamayacağız. Sana şimdi lazım olan bir şey var mı içinde?"

Telefonum yanımdaydı ama cüzdanım çantamda kalmıştı.

"Cüzdanım."

"Şimdilik lazım olan bir şey yok yani, güzel."

"Cüzdanım dedim ya." Bıkkın bir ifadeyle bana döndüğünü görünce hemen devam ettim.

"Her seferinde para muhabbeti ya-"

"Bence de her seferinde para muhabbeti yapmamalısın."

Neden ona söyleyeceğim cümleleri benim aleyhime döndürüyordu? Sinir bozucu...

"O zaman şöyle yapıyoruz. Ben bizimkilere çantanı almalarını söylerim. Önce seninle otele gidip bir oda tutuyoruz. Ardından bizimkilerle buluşup çantanı alıyoruz ve ben seni Melis'le beraber sizin eve bırakıyorum."

"Neden?"

"Otele hemen yerleşmen gerekmiyor mu?"

"Evet."

"Tamam işte, birlikte senin eşyalarını toplarsınız. Sonra seni otele yerleştiririz." Bu kadar detaylı düşünmesine şaşırmıştım.

"Peki, teşekkür ederim."

Arabasına binip sessizce ilerlediğimiz sırada telefonum çalmaya başladı.

'Babam arıyor...' yazısını görünce yutkundum. Açıklama yapmam gerekecekti, bu yüzden açmamaya karar verdim. Tekrar arayınca aramayı reddedip ona mesaj atmaya karar verdim.

Bade= Baba, seni sonra arayacağım.

Babam= Bade hemen o telefonu açıyorsun.

Derin bir nefes aldığım sırada yeniden aramaya başladı. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Ayrı eve çıkacağım da ne demek sen delirdin mi kızım?"

"Baba, şuan sana açıklama yapamam ama söz arayacağım akşam."

"Hemen sana atacağım konuma geliyorsun."

"İşim var şuan gelemem."

"1 saat sonra toplantım var, hemen gelip bana bir açıklama yapacaksın."

Telefon yüzüme kapanınca sinirle gözlerimi yumdum. Buydu işte, emirler yağdırır ve ona uymamı isterdi. Gözlerimi açıp benden açıklama bekleyen Uygar'a döndüm.

"Babam acilen yanına çağırıyor, ben otele daha sonra tek başıma gitsem olur mu?"

"Olmaz." Tabii olmazdı. Çocuk hem derse girmeyip bana yardımcı oluyordu hem de ona gidemeyeceğimizi söylüyordum. Ben sessiz kalınca konuşmaya devam etti.

"Planda ufak bir değişiklik yapıyoruz o zaman. Önce babana gidip sonra otele gideriz."

"Neden yapıyorsun bunu?"

"Neyi?"

"Zaten otel bularak bana fazlasıyla yardımcı oldun, daha fazla yardım etmek zorunda değilsin."

"Zorunda olduğum için değil, istediğim için yapıyorum."

O sırada babamdan gelen konumu açtım ve Uygar'a telefonumu verdim.

************************************

Babamı zar zor ikna etmiş bir şekilde bulunduğum yerden çıkıp beni kapıda bekleyeceğini söyleyen Uygar'ın yanına gitmeye başladım. Arabasına yaslanmış bir şekilde telefonda konuşuyordu. Yanına ilerleyen beni görünce telefondaki kişiye bir şeyler söyleyip telefonu kapattı ve cebine attı. Bıkkın bakışlarımı görünce sırıttı.

"Hayattan bezmiş gibisin."  Evet, 2 yıldır öyleyim.

"Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum." dediğim sırada arabaya binmiştik.

"Babanı ikna etmek zor olmuş anlaşılan."

"Fazlasıyla zor oldu. Hatta bir ara kabul etmeyeceğini düşündüm." Gülümsedi. Kısa bir sessizlikten sonra konuşmaya başladı. 

"Bende arkadaşımla konuştum, bizi bekliyor."

"Arkadaşının oteli mi var?"

"Evet, babasından kalmış."

"Anladım. Peki bir şey sorabilir miyim?"

"Sor."

"Kaç yaşındasın? Yani aynı sınıftayız ama büyük olduğunu düşünüyorum."

"19 yaşındayım. Bir sene okulu dondurmuştum."  

"Aslında çok da büyük değilmişsin, ben de 18 yaşındayım." Otele gidene kadar sıradan konular hakkında konuşmuştuk. Genelde ben onu rahatsız etmeyecek sorular sormuştum. Arabadan indiğimizde Uygar arabanın anahtarını valeye verdi ve hızla yanıma geldi. Yüzü birden ciddileşmişti. Buna takılmayarak yanında yürümeye devam ettim. Kapının girişinde gördüğüm takım elbiseleri adamlardan otelin içinde de görünce gerildim ve Uygar'a yaklaşıp sessiz bir şekilde konuştum.

"Hem otelin girişinde, hem de içinde koca koca adamlar var gördün mü?" dememle gülümsedi ve ardından ciddileşti.

"Koca koca adamlar seni korkuttu mu?" diye sordu sesindeki alaycılıkla.

"Eh işte, mafya mı bunlar?" dememle ufak bir kahkaha attı.

"Bak şu ileride masada takım elbiseleri adamlar var görüyor musun?" demesiyle başıyla gösterdiği yere baktım. Birkaç tane adam masalardaki dosyalara bakıp konuşuyorlardı.

"Evet, gördüm."

"Onlar iş adamları. Bu 'koca koca adamlar' da onların koruması."

"Peki sen neden arabadan indiğimizden beri ciddisin?"  Oldukça sert görünüyordu şuan.

"Ben de senin korumanım, o yüzden mafya tipli olmam lazım." Gözlerimi devirdim. O sırada Uygar'ı görünce gülümseyen bir adam bize doğru yürümeye başladı. Muhtemelen arkadaşı buydu.

"Ooo kardeşim, seni buralarda görmek ne şeref." Onlar tokalaştığı sırada ben oteli inceliyordum. Bakışlarının bana döndüğünü hissettiğimde oteli incelemeyi bıraktım ve onlara döndüm.

"Ben Serkan." Elini uzattığını fark ettiğimde titremeye başlayan elimle elini sıkacağım sırada Uygar havadaki elimi ellerinin arasına aldı ve Serkan'a döndü.

"Bir süreliğine bize bir oda ayarlaman lazım." Serkan bozulmuş gibiydi ama bir şey demedi. Elimden geldiğince Uygar'ın eline temas ettiğimi düşünmemeye çalışıyordum ama terlemeye başlamıştım. Sakin ol Bade... 

Kayıt yapmak için geldiğimiz yerde Serkan tekrardan bana döndüğü sırada Uygar delici bakışlarını onun üzerine dikmişti. Arkadaşı değil miydi bu çocuk? Ya da onu sinirlendiren şey neydi? 

"Kayıt açmak için kimliğine ihtiyacımız var. Verebilir misin?" Kimliğim çantamdaydı... Bunu söylemek için Uygar'a döndüğüm sırada o çoktan kimliğini çıkarmış Serkan'ın yanında bilgisayar ekranına bakan çocuğa uzatmıştı. Bunu sorgulamayı sonraya bıraktım. Şuan sebebini bilmediğim bir şekilde sinirliydi ve daha da sinirlendirmek istemiyordum. Elimi tuttuğu eli ise başlarda beni terletirken şimdi varlığına alışmış gibiydim. Bu durum bana garip geliyordu. Sonra aklıma saatler önce Melis'in kantinde koluma dokunmasıyla kriz geçirmek yerine ufak bir titremeyle kendime geldiğim aklıma geldi. Atlatıyor muydum?

"Oda tek kişilik mi?" diye soran görevliye cevap vereceğim sırada Uygar elimi hafifçe sıkıp, beni oldukça şaşırtan bir cevap verdi.

"Çift kişilik."




Continue Reading

You'll Also Like

17.5K 624 35
Sahte ile gerçeğin ayrımını zihin değil, kalp yapar Onların oyunu Aşka dönüşmüştü
7.6K 901 15
☘Tamamlandı.☘️ Hazan: Sarhoşsun, Ömür: Biliyorum, Ömür: Ama hâlâ sana aşığım. ©2019, tombikbirbulut
2.3K 118 15
uazydayolclk: Gerçekten onlarla konuşuyor musun? uazydayolclk:Baya dedikodu dönüyor okulda. Çok ürkütücü. yldzzkerem: Bütün okulun işi gücü yok, bu...
18.6K 855 35
/Tamamlandı/♥️ 0536...: Ben artık dayanamıyorum. Her yerde seni aramaktan, her kızda seni bulmaya çalışmaktan çok yoruldum. Seni özlemekten, herkese...