26

6.7K 420 114
                                    

Haftanın son okul günü Sude'yle olanlar yüzünden birkaç kişinin aralarında sanki duymuyormuşum gibi konuşmaları dışında bir olay yaşamamıştık. HAYRET!

Bir tartışma, bir eğlence, bir olay olmaması hayra mı alametti yoksa felakete mi? Meriç'le sabah servise binip derslere girip olduğumuz gibi geri dönmüştük evlerimize resmen. Tek olayımız Egemen ve Kuzey'le kantinde karşılaşıp muhabbet etmemizdi. Ali'yi ortalıkta görmemiştim. Selim de ne mesaj atmıştı ne de yanıma gelmişti. Vaz mı geçmişti acaba konuşacağı şeyden?

Servisten, evin biraz gerisinde inip yürümeye başladığımızda Meriç sıkı sıkı tuttuğu sorularını dökülmeye başlamıştı.

"Yarın ne giyeceksin? Ben hava durumuna baktım yağmur yok ama serin olacakmış bak.. Eğer merkezden yukarılara gidersek çok serin olur Uludağ'ın eteği sonuçta.. Ben saçlarımı salayım diyorum.. Sen de salar mısın?"

"Kızılcık nefes alır mısın?" diyerek durdurmuştum deli kızımı. "Alt tarafı okul arkadaşlarımızla gezeceğiz ne bu heyecan?" diye imalı imalı üzerine gittiğimde yalandan bir ters bakış atmıştı. İkimizde güldükten sonra Meriç bir an ciddileşip iki eliyle elimi tutup yürüyüşümü durdurdu.

"İrem.."

"Söyle fındığım.."

"Ben şey oldum.."

Tedirgin ama heyecanlıydı. İkinci kez "Şey oldum." dediğinde güldüm ve kendimi tutamayarak dalga geçtim. "Ne oldun? Bak aklıma geliyor bir şey.."

Koluma vurup güldükten sonra yeniden toparlanmaya çalışarak ciddileşti.

"İrem ben aşık oldum.."

Biliyorum kızılcığım...

Gülümseyerek gözlerine baktığımda heyecanla bir şey söylememi beklemeye başlamıştı. Acımıştım çatlatmayacaktım onu.

"Ve sanırım o da sana..." dediğimde nefesi hızlanmıştı. Gözleri büyüdü. Resmen çırpınmaya başlamıştı. Ulan anlamamış mıydın be ne bu ölecek gibi hareketler?!

"Meriç sakinleşir misin?" diye gülerek kocaman sarıldım kızıl saçlı, çilli kızıma. O da sıkıca sarılarak karşılık vermişti bana.

🏀🏀🏀

Babama yarın için yaptığımız planı anlattığımda düşünceli düşünceli bakmaya başlamıştı. Babaannem o bir şey demeden büyüklüğünü ortaya koydu.

''Murat ne öyle düşünceli düşünceli haller oğlum bırak gitsin kız..''

Ben Asiye Hatunun söyledikleriyle beraber babama masum bakışlar atarken zaten izin vereceğini biliyordum ama doğal olarak tedirgin olmuştum. Bana güveniyordu arkadaş edinmeme de çok seviniyordu ama bu tayfayla gitmeme ne kadar sıcak bakardı bilmiyordum.

''Yiğit Ali ve kankası, sen ve Meriç demek...'' diyerek hala düşünceli bakışlarını devam ettirirken bir an izin vermeyecek sanmıştım fakat babam devamında söyledikleriyle beni şoka sokmuştu.

''Ben de mi gelsem.. Güzel tayfaymış bu Yiğit Ali'yle de kanka olurum iyi çocuk..''

Pardon baba?

''Şaka değil mi bu?'' diye şaşkın şaşkın sorduğumda babamın yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı.

''Ama güzel şakaydı..''

Babaannem, babamı cık cıklayarak elindeki yemek tabaklarını bize uzatırken ben de babama yan yan kötü bakışlarımı atmıştım.

''Çok geç dönmediğiniz sürece sıkıntı yok Elis.. Nasıl gideceksiniz ehliyetleri var mı onların araba filan?'' diye devam etti babam.

Son Oyun Where stories live. Discover now