Son Oyun

16

Kimsenin olmamasını fırsat bilerek telefonumdan son ses skrillex-make it bun dem şarkısını açmış atış çalışmaya başlamıştım. Potanın sağından bir üçlük gönderdiğimde topuma çarpan başka bir top basketimi engellemişti. Kim bu diye baktığımda gözlerimin Ali'yi bulması şaşırmama sebep oldu. Altına bir şort çekmiş ve üzerine de renkli yeleklerden birini geçirmişti. Komik görünüyordu ama tatlıydı da. İfadesizce yüzüne baktığımda "5 atış yapalım. Sütüne? " diyerek yanıma yaklaştı.

Ben bu teklifine şaşırarak gülmeye başladığımda eline toplardan birini alıp yanımda durdu. "Nereden atıyoruz?" diyerek kabul etmiştim meydan okumasını. Dudağı yukarı doğru kıvrılmıştı çapkınca. Gözleriyle faul çizgisini işaret etti.

"Sakın bayanlar önden deme ve başla atmaya.." diye söylendiğimde gülümsemesi büyümüş ve "Zaten her zaman ilk ben atarım ufaklık.." diyerek yerini almıştı.

Ukala dümbeleği!

Atışları çok iyiydi biliyordum nerdeyse kaçırmıyordu ama yine zaafıma oynamıştı işte meydan okumuştu. Duramamıştım..

Önce bana bakıp potaya döndü. "Birdeee..." dedim o atarken. Top girmediğinde şaşkınca gülerek devam ettim. "Sıfır.."

"İkidee..." diye başladım tekrar. Atışı bu defa başarılı olmuştu. "Bir.."

"Üçteee.."

"Elis şunu yapma.."

Gülerek uyarmış, elinde topla bana bakmıştı. Sanırım gülüşü ilk defa çok dikkatimi çekmişti. O kadar tatlı gülmüş ve o kadar masum söylemişti ki bir an afallamıştım. Gözlerimi kırpıştırarak kendime geldiğimde omuzlarımı silkmiş inatla devam etmiştim.

"Üçteeee..."

Elini saçlarının arasına daldırarak başıyla hey Allah'ım der gibi bir hareket yaptıktan sonra odaklanmış ve yine başarılı bir atış yapmıştı.

"İki.." diye tamamladım saymamı.

"Dörtteeee.." diye beni taklit eder gibi konuştuğunda gözlerimi devirmiştim. Sonrasında da dudaklarımı bastırarak gülüşüme engel olmaya çalıştım.

4. atışını da başarılı yaptığında "Üç" diye memnun olmayan bir ses tonuyla tamamlamıştım onu. Son atışına hazırlanırken "Beşte üç.." demiş beklemeye başlamıştım. Bana bakmadan gülmüş ve atışını yapmıştı. Top iddia maçımızdaki gibi çemberde dönüp sola sektiğinde gülmeye başlamıştım.

5'te 3...

Bir fazlasını yaparım ben ya.. Yani inşallah.. Umarım.. Amin.

"Hadi bakalım ufaklık 2 tane at da çilekli sütünü içelim." diyerek topu bana uzatmış yanımda dikilmişti. Benim ona yaptığımın aksine hiç sesini çıkarmamış. Atışlarımı saymamıştı. O sırada 2 şarkı daha bitmişti. Ali de şarkılardan memnun gibiydi.

4'te 3 yapmıştım deli gibi odaklanarak. Son atışımı da başarırsam yine yenecektim onu. Çikolatalı süt umurumda değildi. Bu piknik tüpünü yenmek bana yetiyordu.

"Beştee üç.." demişti tam nefesimi tutup atacağım sırada. Amacı odaklanmamı engellemekse başaramazdı etkilenmezdim ama dengesiz bir atış yaptığımdan girmemişti top.

Beraberliği tabi ki kabul edemezdim. Hemen ona dönüp "3'er atış daha o zaman." dedim heyecanla. "Olmaz.." diye karşılık verdiğinde tek kaşımı kaldırarak "Ne demek olmaz?" diye söylendim.

"Eğer kendine güveniyorsan birer tane üçlük atalım."

Al işte yine beni delirtmeye çalışıyordu. Geri vites de yapamazdım ki ben! Gaza da gelmiştim baya. Hem üçlüklerim gayet iyiydi güveniyordum kendime. Sadece bu kadar üstünde durulunca istemsizce afallıyordum.