73

2.2K 226 111
                                    

Bahçenin çimlerine serdiğimiz battaniyenin üzerinde yıldızlara bakarak konuşmadan geçirdiğimiz 5.dakikaydık. Ufaklık da yanıma kurulmuştu. Babam söze benim girmem için bekliyordu. Bense karmaşık yumağın içinde ipin ucunu arıyordum. Bulsam her şey arka arkaya gelecekti de..

Birkaç saniye daha yıldızlara baktıktan sonra dudaklarımı araladım. Ufaklık başını bacaklarımın üzerine koymuştu. Babam da aynı anda sanki cesaret vermek ister gibi elimi tutmuştu.

"Aşık olmak böyle bir şey mi baba? Biliyorum belki bunu anlamak için çok küçüksün daha diyeceksin ama.. Ben hem çok mutlu hem de çok mutsuz olabiliyorsam.. Hem çok güvenip hem çok korkuyorsam.. Hem her an onu görmek isteyip hem de karşıma çıkmasın diyorsam.. Aşık mıyımdır yani?"

Konuşurken gözlerimi babama bir kere bile değdirmemiştim. Zaten zorlanıyordum. Babam da bana bakmıyor ama pür dikkat beni dinliyordu.

"Karşıma çıkmasın derken bile çıksın istiyorsan?" dedi babam içimi okurcasına.. Çok istiyordum evet.. Öyle diyordum.. Şu an burada olsaydı mesela. O yanımdayken sinirlenseydim.. Cevap veremedim babama. O zaten biliyordu cevabı.

"Elis.. Dünya güzelim.. Bazen olması gerekeni istemeyiz.." diye başladı babam uzun olacağını anladığım konuşmasına. Dinleme sırası hızlıca bana geçmişti.

"Çok severiz.. Aşık oluruz.. Hatta mutsuzluğa da varım deriz ama ben seni aşkın için her şeyi yapmalısın diyerek büyütemem. Sana aşkı böyle öğretemem güzel kızım. Mutsuz oluyorsanız ayrılın da diyemem. Sadece bazen, bazen iç sesini bile susturmayı bilmelisin. Bazen sadece kendini dinlemen gerekir. Uzaklaşman. Toparlaman. Müsaade etmen ve müsaade istemen gerekir. Bazen öğrendiklerini öğretmen gerekir. Kimi ilişkide de yan yanayken öğretemezsin.."

Babamın söyledikleri kafamdaki olaylarla harmanlanıp boğazıma bir yumru halinde oturmuştu. Gözlerimi kısa süreli kapatmıştım gözyaşlarım arka arkaya düşmesin diye. Derin bir nefes aldım sesimin titrememesine dikkat edebilmek için.

"Benden bir şey saklamasına dayanamıyorum baba. Ve küçük bir şey değildi. Sorun çıkmasın aramız bozulmasın diye saklıyor ama çıkıyor işte. Bak ben burada kafayı yiyorum.."

"O da orda.." diyerek kıkırdamıştı babam. Dalga geçip geçmediğini anlamak için sorarcasına yüzüne bakmıştım.

"Beni de aradı az önce sen kızlarla konuşurken. Korka korka nasıl olduğunu sordu. Geri dönmemişsin aramalarına.."

Önceki tartışmalarımızın aksine bu defa aramıştı beni evet. Emre'yi de aramıştı merak edip. Ama babamı aramasını hiç beklemiyordum. Babamı arayacak kadar yürek yiyordu ama Sude konusunu bana anlatacak kadar bir et parçası bulamıyordu anlaşılan. Gerizekalı!

"Güzelim.. Bir daha ne yaşarsan yaşa böyle ani kararlar fevri çıkışlar istemiyorum.."

"Baba bir de onu savun istersen.." diye cırladım babamın söylediklerine karşılık. Babam yalandan kaşlarını çatmıştı.

"Yiğit'e çıkışından bahsetmiyorum.. Onu istersen dövseydin.." diye açıklamaya başlayıp güldüğünde ben de gülümsemiştim şaşırıp.

"Ben ani bir kararla kimseye haber vermeden buraya gelmenden bahsediyorum. Elis.. Kırılabilirsin.. Sinirden gözün hiçbir şey görmeyebilir ama ben seni kendini bilen güçlü bir kız olarak yetiştirdim. Çantan, eşyaların Turanlarda. Onlara, Emre'ye, kızlara.. En önemlisi bana haber vermeden otobüse atlayıp buraya gelmek ne? Başına bir şey gelse ruhumuz duymazdı. Bir daha böyle bir şey istemiyorum fındık.."

Haklıydı..yani 17 yaşında özgür kız triplerine girmem çok yerinde olmamıştı. Bu defalık affetseydi. Kıpırdanıp iyice sokulmuştum babama anlaştık der gibi. Kollarıyla beni sararken çenesini başıma dayamıştı.

Son Oyun Where stories live. Discover now