36

6.1K 396 89
                                    

Söylediklerim Meriç'i kelimenin tam anlamıyla yamultmuştu. Ben de iyi durumda sayılmazdım. Beklemiyorduk çünkü. Nereden bilebilirdik ki köpek gibi inatlaştığım çocuğa kapılacağımı?

Meriç deli gibi ısrar etse de gruptan yazma teklifini reddetmiş ve biraz kafamı toplamak için eve geçmiştim. Sınavlar geliyordu hem.. Kendimi düşünmüyordum da Meriç'e engel olmaktan çekiniyordum.

Kuzey'le iki gün önce sevgili olmuşlardı. Kuzey'in üniversite sınavı senesiydi ve onlar ailelerinden azar yememek için ya da ilişkilerine karşı çıkmamaları için deli gibi çalışmaya karar vermişlerdi.

Delilerdi ama akıllılardı da..

Ali'den hala ses çıkmamıştı. Gruptan da kimse yazmıyordu. Kafamı toplamak istemiştim ama yalnız kaldıkça kafayı yiyordum düşünmekten o yüzden aşağıya inmiştim. Babaannemle salonda otururken babam da nihayet gelmişti.

"Elis sana bir haberim var.. Baba-kız dedikodu.."

Babam kocaman gülüp bunu söylediğinde şaşırmıştım. Tabi bu şaşkınlık dedikodu yapmak istemesine değildi. Biz babamla iyi dedikodu yapardık. Şaşkınlığım beklemememdendi. Acaba ne olmuştu?

Babaannem merak bile etmeden mutfağa yemek hazırlığına geçtiğinde babam koltuğa oturmuştu.

" Bil bakalım bugün şirkete kim geldi?"

"Eeee tahmin edeyim.. Mimarlar? Mühendisler? Müşteriler?"

Babam inşaat şirketinde satış danışmanlığı yapıyordu. Çalıştığı yerin oteller hastaneler yaptığını biliyordum. Yani Bursa'da da kaç kişiyi tanıyordum ki sanki nerden bilebilirdim kimin geldiğini? Tek kaşım kalkık merakla cevap vermesini bekledim.

"Ne mimar ne mühendis.. Piknik tüpü.."

"Efendim?"

Pardon ne? Piknik Tüpü? Yok canım herhalde şeyden bahsediyor.. Gerçek bir piknik tüpünden..

"Yiğit Ali işte.. Yiğit Ali geldi.."

Aha eyvah hayal de görmeye başladım! Oysa o kadar kaptırdığımı düşünmüyordum ya..

"Baba ne Yiğit Ali'si?"

Zaten artık babamla onun hakkında konuşamıyordum.

"Kızım iyi misin sen? Yiğit Ali şirkete geldi diyorum. Meğer Vedat Bey'in oğluymuş.. Tüm gün beraberdik. Valla okulu niye astı bilmem de geldiği iyi oldu. Zehir gibi kafası var bu çocuk ya basketbolcu olur ya da şirkette.."

Babamın söylediklerine karşılık gülümseyerek mırıldanmış ve lafını bölmüştüm. "Veteriner.."

Babam ne dediğimi anlamamıştı. Ne diye sorguladığında telaşlanmamaya dikkat ederek "Hiç babacığım.." demiştim. Aslında hiç değildi. Hem çok şaşkındım hem de meraktan deliriyordum. Sormak istiyordum.

Neden gelmiş?

Bir şey söyledi mi?

İyi mi?

Nasıl bir tesadüf bu?

Orada ne işi vardı?

Beni sordu mu?

Hee sormuştur.. Babama hem de.. Yine müthişsin İrem Elis..

Babamın iş görüşmesini babaannem ayarladığına göre demek ki bir bağlantısı vardı. Babama dönüp "Bu işi sana babaannem ayarlamıştı. Tanışıyorlar mı acaba Ali'nin ailesiyle?" diye sordum.

Son Oyun Where stories live. Discover now