78

2.4K 220 186
                                    

5 ay sonra...

"Hazır mısın sen fındııık.." diye bağırdı Meriç banyodan.

"Hazırım hazırım.. Birinin daha gidecek olmasına tabi ki hazırım.." dedim. Eskisi kadar canımı yakan bir şey değildi ama birinin gitmesi. Zaten alt tarafı Sera mezun oluyordu ve muhtemelen üniversite için İstanbul'a gidecekti. Oradan İngiltere'ye gitmezse sorun yoktu.

Çok yüksek sesle söylemediğimden büyük ihtimalle Meriç sadece hazırım dediğim kısmı duymuştu. O da banyoda makyajına son kez bakmış yanıma gelmişti.

"Ayy çok heyecanlıyım.." dedi gülerek. Heyecanlıydı ama Sera'nın mezuniyetine gideceğimizden çok, Kuzey'le gideceğimiz için. Birazdan gelip bizi arabasıyla alacaktı ve partiye beraber geçecektik. Ben kavalyem olan Ahmet'le parti mekanının kapısında buluşacaktım. Egemen de Sera'yı alacak ve başbaşa geleceklerdi. Parti mekanına kadar da olsa 3.kişi olmak canımı sıkıyordu. Tek tesellim Kuzey'le aramızın düzelmiş olması ve birbirimizi özlemiş olmamızdı.

Kuzey belki haklı, belki haksız olarak Ali'nin gitmesinden beni sorumlu tutmuştu. İstanbul'dayken, beraber Bursa'ya geldikten sonra ve daha sonraları birkaç kez gidip gelişindeki buluşmalarımızda birbirimize bozuktuk. Fakat sonra Egemen sayesinde barışmıştık. Egemen, aylar önce Sera'yla  aralarını düzelttiğim için hâlâ bana minnet duyduğunu söyleyip duruyordu.

Aynada son kez kendime baktım. İyi görünüyordum. Saçlarım uzamıştı.. Eski gülümsemem az da olsa yerini almıştı. Artık yansımama bakıp iç çekmiyordum. Toparlanmış sayılırdım.

Ondan haber almıyordum. Tek bildiğim yeni üniversitesini sevdiği ve gittiği yere alıştığıydı.

Ben de alışmıştım bir kere!

Takım kaptanı olarak şampiyonluk yaşamıştım mesela bu sene.. Sonra bir müzik yarışmasına katılmıştık Sera'yla. Finale kadar yükseltmiştik. Küçük bir yarışmaydı ama kendimizi denememiz için çok iyi bir fırsattı. 2.olmuştuk ama bizce biz kazanmıştık.

Ufaklık kocaman olmuştu.. Komutlar ezberletmiştim mesela ona.. Söz dinleyen bir yol arkadaşıydı artık..

Derslerim iyiydi sınav kaygılarım yoktu. 11.sınıfı gayet iyi bitirmiştim. Meriç'le daha sık gezip tozuyorduk. Dönem ortasında bile İstanbul'a gitmiştik. Emre beni İpek'le tanıştırmıştı. Her şey gayet iyiydi. Onsuz da oluyordu işte.. Ben de alışmıştım!

Derken gözüm elbisemin belime oturan kısmına kaydı. Ve tekrar laflarımı yedim. Hiç unutmamak ve sonsuza kadar yanımda taşımak istediğim birinin yokluğuna nasıl alışabilirdim ki?

1 ay önce herkesten gizli, belimde O'nunla aynı yere, aynı şekilsiz çocuğa yaptırdığım, aynı dövme yerli yerindeyken ne kadar kaçabilirdim ki asla alışamayacağımdan?....

🏀🏀🏀

"Vay vay vay vay... Tosuno ağzı burnuu.."

Kuzey'in bizi evin bahçe kapısındaki olağanüstü karşılamasını Meriç'in gülerek söyledikleri bölmüştü.

"Aşkım saçmalama.."

Yalandan omuz silkerek bana döndü Kuzey. "Fındııık.." diyerek önümde durdu. Barıştıktan sonra ilk yüz yüze gelişimizdi. Gülümsedikten sonra sıkıca sarıldık birbirimize. Meriç bizi gülerek izlerken ellerini şaklattı. "Off hele şükür.." dediğinde biz de mahcup mahcup gülmüştük.

Arabaya geçtiğimizde Kuzey şarkı açıp gaza basmıştı. Hal hatır fasıllarından sonra muhabbet etmiş ve yolu güle eğlene geçirmiştik. Kuzey'in ilk seneyi alttan ders bırakmadan tamamlamış olduğunu, Meriç'le ikimizin son sene için ne kadar heyecanlandığımızı, şampiyonluk kutlamalarımızla Kuzey'in finallerinin çakışmasına delirdiğimizi... He bir de Kuzey'in kuzeni Tuna abinin birkaç ay sonra nişanlanacağını konuşmuştuk.

Son Oyun Where stories live. Discover now