15

8.5K 484 90
                                    

Medya: İrem Elis Bulut

🏀🏀🏀

Gözlerimi zorlanarak alarm sesi yüzünden açtığımda milyonuncu kez tekrar etmiştim içimden.
Erken kalkmaktan nefret ediyorum!

Sürüne sürüne yataktan çıkarken babam kapımı çalmıştı. "Elis'im uyandın mı şampiyonum?"

"Hayıııır..." diye isyan ettiğimde içeri girip gülerek alnımdan öpmüştü. Sarılarak karşılık verdiğimde gözlerimi kapatmış "Bence bugün tatil yapalım ve baba kız sarılarak uyumaya devam edelim. Ayakta olmasına bile razıyım.." diye mırıldanmıştım.

"Hadi hadi." deyip elindeki parayı masaya bıraktıktan sonra odamdan çıkmıştı. O çıktığında ben de aynada korkarak kendime bakıp banyoya koşmuştum. Yüzümü yıkayıp hızlı hareketlerle hazırlandıktan sonra her sabah uyanıp bizi yolculayan babaannemi öpmüş kendimi dışarı atmıştım. Bugün yağmur mu yağacaktı ne? Ilık bir rüzgar karşılamıştı beni. Asiye hatunun dediğine göre Bursa'nın lodosu meşhurdu. Çoğu zamanda arkasından yağmur gelirdi.

Zaten çıkışta antrenmana da kalıp geç döneceğimden havanın serin olma ihtimalini düşünüp spor çantama hırka atmıştım. Bu yüzden servisi bekletmeden koşa koşa ilerledim.

Yine en öndeydik. Benim Meriç'e büyük ihtimalle de Meriç'in bana anlatacakları vardı ama ikimizde sabahları uykusuzken konuşkan olmuyorduk. Ben neyse de Meriç için düşünüldüğünde garipti tabi. İkimizde günaydınlaştıktan sonra yarı uyur halde kulaklık takmış okula gitmeyi beklemiştik.

Servis okula ulaştığında Hasan amcaya el sallayarak bahçeye geçtik. Rüzgarla yeniden buluştuğumuzda yavaştan ayılmıştık. Derse 10 dakika olduğundan bu defa sınıfta değil bahçede beklemeyi tercih etmiş bir banka oturmuştuk. O arada da ben Meriç'e piknik tüpüyle konuştuklarımızı özet geçmiştim o da Kuzey'le olan konuşmalarını.

Kuzey, yeniden özür dileyerek lafa girmiş ve sürekli kuzenine gittiğini nasıl hiç denk gelmediklerini filan sorgulamış  hatta lafı uzatarak geçen seneyi de dahil etmiş ve şakayla karışık hiç konuşmadıkları için kızmış. Meriç bunları heyecanla anlatmış ben de gülerek ve imalı bakarak dinlemiştim.

Ben, Sude konusunun açılmadığını Ali'nin direk geçiştirdiğini söylediğimdeyse Meriç "Yani ben olsam ben de öyle sümük gibi yapışan bir kız hakkında konuşmak istemezdim.." diye yorum yapmıştı. Bu yorumu beni güldürse de yine de merakımı giderememek canımı sıkmıştı.

Yine klasik değerlendirme ve bilgilendirme rutinimiz devam ederken zil çalmış ve fizik dersi için sınıfa geçmiştik.

🏀🏀🏀

Son teneffüs Meriç, sınıftan kızlarla muhabbet ettiğinden onu bırakıp çikolatalı sütümü almaya kantine gittim. Sırada beklerken fark etmiştim ki artık ilk günlerdeki kadar çok bakış yoktu üzerimde.. Belki de Ali'nin ya da Kuzey'in etrafımda olmamasıyla ilgiliydi diye aklımdan geçirdim.

Sıra bana geldiğinde sütümü aldım ve boş masalardan birine geçtim. Kantinde ilk kez tek oturuyordum bu da aklıma önceki okulumu getirmişti. Orada her günüm şuan ki gibi geçerken burada işler değişmiş ilk kez yalnız kalmıştım. Derken bu kısa yalnızlığım yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle sona ermişti.

"Afiyet olsun.."

Başımı kaldırıp sesin sahibine döndüğümde şaşırmıştım. Sude kaşları çatık bana bakıyordu.

Son Oyun Where stories live. Discover now