66

3K 269 43
                                    

"Yani hanımlar sizin tarafınızdayım biliyorsunuz zaten.. Hem bu defa ciddi ciddi.. Çözelim şu işi.."

Kuzey, elindeki çay bardağını güne giden teyzeler gibi tabağına bırakıp arkasına yaslandı bunları söylerken. Dün ki olayın üstüne kimse çıt çıkaramamıştı. Meriç akşam eve geldiğinde benden sonra Ali'nin çekip gittiğini, Sera'nın da müsaade isteyerek onun arkasından çıkıp eve geçtiğini anlatmıştı bana. Egemen'se masada olanların şokunu 10 dakika içinde atlatıp gayet normal davranmış akşama kadar.

Meriç'e Emre'yle olanları anlattıktan sonra, bugün bize gelmesi için Kuzey'e yazmıştık. Aileler sorarsa maksat ders çalışmaktı. Ama biz oturmuş Sera ve Egemen'i çözmeye çalışıyorduk. Sabah Sera'ya da bize gelmesi için mesaj atmıştım. İşi olduğu için saat 2 gibi geleceğini söylemişti. Yani 1 saate filan bizim evde olacaktı. Ali'nin lafını kimse açmıyordu korkudan. Meriç Kuzey'e döndü. "Aşkım sen daha iyi tanırsın tabi de.. Ben de birazcık tanıdıysam Egemen dün rol yaptı baya bize.. Kıskandı deli gibi. Eminim ya hoşlanıyor Sera'dan.."

"Ya bizim mal herif bu konularda bize hiçbir şey anlatmaz.. Çaktırmaz da.. Yani kız ayarlayın demeyi çok iyi bilir ama ben bu kızı seviyorum demeyi bilmez. O yüzden bilmiyorum sevgilim. Olayı çözme konusunda size güveniyorum ben. Yapabileceğim bir şey varsa söyleyin yapayım.." diye karşılık verdi Kuzey.

"Emre'nin söylediklerinden sonra Egemen'in bakışlarını görmediniz mi? Rengi değişti çocuğun.. Hoşlanmak az kalır aşık oldu bence. Ama ikisi de özürlü oldukları için kesin uzatacaklar bu işi.." dedim bıkkınlıkla.

İkisi de beni gülerek onaylamışlardı. Ben Egemen ve Sera'yı nasıl birbirlerine açılacak kıvama getiririz diye düşünmeye başlamışken Kuzey sonunda korkusunu yenip malum soruyu sordu.

"Yiğit'le konuşmayacak mısınız İrem?"

Meriç dudağının kenarını ısırarak bana baktığında ben de derin bir nefes almış doğrulmuştum.

"Bilmiyorum Kuzey.. Yani konuşuruz tabi.. Ama ne zaman sinirim geçer bilmiyorum.." diyerek geçiştirmeye çalıştım ama karşımdaki çiftin geçiştirilecek yanları yoktu tabi. İki deli bir araya gelmişti. Belki de bu kadar sevmemelilerdi...

"Ya ben Sera-Egemen meselesi çözülsün istedim.. Olay nereye geldi.." dedi Meriç. Dün Emre'nin neden gelmesini istediğini açıklıyordu kendince.

"Yiğit'i hemen affet demiyorum da İrem.. Ben de Emre'nin senden hoşlandığından bir küçük şüphelenmedim değildi.." diye çekine çekine lafa girdi Kuzey. O böyle söyleyince benden önce Meriç atladı.

"Bana baaaak.. Şüphelenmek ayrı öyle imalarda bulunup kavga çıkarmak çok ayrı.. Tamam biz de affetmesini istedik fındığımın ama kafede herkesin içinde öyle yapmamalıydı eniştem.."

Onlar benden daha çok bu konuya odaklanmışlarken ben de yine sinirime rağmen Ali'yi ne kadar çok özlediğimi düşünüyordum.. Daha birkaç gün önce karlarda yuvarlanıyorduk biz ya.. Neden şimdi böyle olduk?

Düzgün kıskansan ne olurdu sayın Yiğit Ali Yaman?

Dışımdan verdiğim sıkıntılı nefes Kuzey'in de Meriç'in de bakışlarını bana çevirmişti. Konuyu kapatmalarını gerektiğini anlamışlardı bence.

"Egemen'i ara Kuzey.. Buraya gelsin.." dedim birden. Aklıma gelen ilk fikir buydu. "Eee sonra?" diye sordu Meriç merakla. "Nazlarıyla uğraşmayalım. Sera da birazdan gelecek zaten. Odama mı kitleriz ne yaparız bilmiyorum. Oturur konuşurlar.." dedim tek nefeste. Bakışlarım gayet ciddiydi. Kuzey kendini gülmemek için zor tutarken Meriç şaşkın gözlerini bana dikti. "Kafayı yedi sonunda.." dediğinde hepimiz salak gibi gülmeye başlamıştık. Birkaç saniye sonra kendimi toparlamaya çalıştım.

Son Oyun Where stories live. Discover now