milk drop | vmin

eighth drop

Jimin çoğunlukla yaptığı gibi bugünde kantinde duvara yaslanmış gözleri ile Taehyung'u arıyordu. Bugün biraz daha düzelmiş olduğu için onu zorla okula getirmişti çünkü devamsızlığı çoğalmıştı ve sınıfta kalmasını istemiyordu. Ayriyetten devam etseydi Seokjin babası ile bir kez daha kavga edebilirlerdi ve bunu istemiyordu.

Yanına adımlayan sevimli hallere bürünmeye çalışan ve utanan kızla şaşırmış kafasını bir şey mi oldu manasına sallayıp kıza bakmıştı. Kız ise utanarak önüne gelen saçını arkaya atıp Jimin'e selam vermişti. Jimin de ayıp olmasın diye selam demişti. Kızın bir anda elini uzatmasıyla şaşırmış ve eline bakmıştı.

"Merhaba ben Hyunji. Tanışmak istemiştim de."

Taehyung ise geçenlerde edindiği yeni arkadaşı ve diğer onun kadar olmasada yeni arkadaşıyla her zamankinden biraz geç kantine geldiğinde karşılaştığı görüntü yüzünden duraksadı ve yanındakilerin de durmasına neden oldu.

"Ne oldu, Taenie?"

İlk arkadaşı yani Seojoon konuştuğunda omuz silkti. Gözlerini hâlâ Jimin ve o kızın üzerinden çekebilmiş değildi.

"Hiç. Siz burada bir beklesenize beni. Bir işim çıktı halledip geliyorum."

Kafasındaki hardal rengindeki şapkayı çıkarıp Seojoon'un eline tutuşturdu ve bugün sivil gelmesinin rahatlığıyla ikilinin yanına doğru yürüdü. Adımları aceleciydi ve şimdiden gözleriyle kızı bin parçaya bölmek üzereydi.

"Burada mıydın? Bende seni arıyordum."

Yapmacık gülümsemesi çok uzaktan bile fark edilebilirdi ki Seojoonlar arkadan buna kıs kıs gülüyordu. Jimin kıza doğru eğilip samimi görünsede samimi olmayan bir gülümseme sunup elini sıktığında kıskançlığı hat safhaya ulaşmıştı Taehyung'un.

"Bende, Jimin. Ah ama hiç vaktinde gelmedin işim vardı benim."

Elini hemen çekmiş kız fark etmesede pantolonuna sürerek temizlemeye çalışmıştı, Jimin. Kız sevimli görümeye çalışıyordu ama Jimin'e itici gelmişti işte. Kız ise hâlâ aynı utangaçlıkla başını önüne eğmiş ayakkabısına bakıyordu.

"Ah biliyorum adını ve şey bir işin yok gibi görünüyordu. Biraz takılmak istersin diye sormuştum."

Kız duraksayıp bir şey düşünüyormuş gibi yaptı ve konuşmaya devam etti. Pes etmekten yana değildi.

"Yanında kalabilirim o zaman."

Jimin kıza kısa bir bakış atmış ardından gözlerini ayakkabılarına indirerek cevap vermemeyi tercih etmişti. Taehyung'un sinirlerine daha çok dokunmıştu Jimin'in onu görmezden gelmesi.  Yumruklarını sıkarak gözlerini dolmamaları için iyice açmış Jimin'in bu kızla neden muhattap olduğuna bir anlam verememişti.

Birdenbire çıkan bu kızı tanımasada emindi ki çok kötü biriydi. Emindi işte illa tanıması mı gerekiyordu yani? Suratından ne mal olduğunu çıkarmıştı bir kere.

"Yah Jimin bana bak çabuk!"

Normalde Jimin'in şimdiye kadar gözleri Taehyung'un üzerinde olmalıydı. Tam buna kızıp yanlarına gidecekken bir el tarafından tutuldu eli ve etrafında bir tur döndürüldü.

Şaşkınlık içinde karşısındaki çocuğa bakıyor bakıyor ve tekrar bakıyordu ki öksürüp kendine geldikten sonra ne yaptığını sormak aklına yeni gelmiş gibi yumuşak sesini duyurdu. Şu anda hiç sırası değildi.

"Ne yapıyorsun acaba?"

Elini kurtarıp ona bıyık altından bir gülümseme yollayan çocuğa göz devirip gri saçları savrula savrula Jimin'lerin önünde durdu ve ellerini hesap sormaya hazır bir şekilde beline koydu.