twenty-eighth drop

290 29 93
                                    

Jimin gecenin ikisinde ayakta sevgilisiyle ortak olan odalarının kapısı ile bakışıyordu. İçeri girip girmemekte kararsızdı. Sabah yaptıkları bir bir aklına düşmüştü. Lavabo kabininden hızlıca çıkarak okuldan kaçmıştı Tae'yi o halde bırakıp. Yaptıkları ile içi parçalanıyor kendini parçalamak istiyordu.

Ona nasıl zarar verebilmişti sadece bir etek için? İçeri girmeye korkuyordu. Ona tekrar zarar verebilmekten korkuyor kapının kulpundan ellerini çekiyordu. Kalbi açmasını söyleyip bütün yaptıklarını geri almalısın desede korkusu geçmiyor giremiyordu içeri.

Uyuması için dua etti o dakika, sırf onun için gelmemişti zaten eve. Daha fazla duramayıp elinde tuttuğu kulpu indirip yavaşça ses çıkarmadan açmıştı. Biraz girmeden bekleyip içeriyi taramıştı Tae'yi görmek için.

Gözleri kendi yatağına değdiğinde içi titremiş geri gitme isteği artmıştı. Jimin'in yatağında Jimin'in kıyafetleri ile Jimin'in yastığına sarılıyordu. Saçları gözlerine düşmüş uyuduğunu anlayarak içeri girip önünde dikilmişti.

Yanına yatmak istiyordu ama bunu yapamazdı. Kendini buna layık göremiyor kendini yiyip bitiriyordu. Parmak uçlarını Tae'nin gözlerinin üzerine düşmüş saçlarını geriye çekmek için nazikçe tutup kenara çekmiş kulağının arkasına koymuştu.

Yere oturup kolunu yatağa sabitleyerek Tae'nin ay gibi parlayan yüzüne bakmıştı nefessiz kalarak. Nasıl yakmıştı canını bu güzelliğin. Gözyaşını tutamayıp akıtmış tek eli ile silmişti hızlıca.

"Minie?"

Uykulu çıkan sesiyle mırıldanıp gözlerini yavaşça kırpıştırarak karşısındaki sevgilisinin ağlayan yüzünün gerçek mi yoksa bir hayal ürünü mü olduğunu anlamaya çalıştı, Taehyung. Ancak o an buna bir yanıt bulmak onun için oldukça zordu.

"Sen benim sevgilim Jiminie misin?"

Hafifçe gülümseyip üşüyen soğuk parmak uçlarını Jimin olduğunu düşündüğü kişiye, sevgilisinin suratına uzatıp gözyaşlarının parmak uçlarına bulaşmasına neden oldu.

"Ağlama ama.."

Bayık bakışlarıyla hâlâ uykusunun tam olarak açık olmadığını gösteriyordu ve kolları, kollarında hiç derman kalmamıştı ve öylece yatağa yığılmışlardı. Onu gördüğü için mutlu hissediyordu. Ağladığı içinse tam aksini.

"Neden ağlıyorsun? Ağlama lütfen."

Titrek çıkan sesiyle dudaklarını büzüp gözlerini ovuşturdu. Bir an önce ayılması gerekti.

Tae'nin dedikleri ile ağlaması daha da şiddetlenmişti, Jimin'in. Gözlerini kapatıp yüzündeki parmakları hissetmek istedi fakat ardından aklına düşenler ile kafasını geriye çekerek Tae'den azda olsa uzaklaşmıştı. Kafasını iki yana sallayıp duruyordu hızlıca.

"H-hayır bana dokunmamalısın zarar veriyorum hep sana."

Ellerini yüzüne kapatmış kendini sakinleştirmeye çalıştı. Taehyung'a zarar verdiğini kabullenemiyordu.

"Ben sana bir canavar gibi davrandım, özür dilerim. Ne yaptuğımı bilmiyordum sadece-"

Yüzünü yatağa gömüp ağlamasını orada devam ettirdi. Yaptıkları herkes için korkunçtu. Oysa o etekle o kadar güzel durmuştu ki bunu içinden de geçirmişti birkaç defa ama o sadece sinirine ve hırsına yenik düşüp hıncını Tae'den çıkararak ağlamasını sağlamıştı.

"Seni haketmiyorum. Resmen iğrenç biriyim."

Uykusundan ayılır gibi hissettiğinde yatakta bağdaş kurup bir süre gözlerini açık tutmaya çalışarak Jimin'e bakmıştı, Taehyung. Üzerine giydiği Jimin'in t-shirtü büyük gelmiş omzunu açıkta birakmıştı neredeyse düştü düşecek şekilde. Aynı şekilde altındaki eşofmanda yine Jimin'e aitti ve içinde kayboluyordu.

"Sen iğrenç değilsin. Sen benim sevgilime böyle diyemezsin."

Mızmız çıkan itiraz dolu sesi üzerine başını daha fazla dik tutamayarak Jimin'in omzuna doğru düşürmüş kokusunu derince içine çekmişti. Bu Jimin'iydi değil mi? Jimin'i değilse kimdi?

"Uh..başım dönüyor."

Yutkunup Jimin'in kıyafetine tutunmuştu sıkı sıkı.

"Jiminie bana isteyerek zarar vermez tamam mı?"

Jimin ağzından hıçkırığını kaçırmış kafasını yan çevirip Tae'nin boynunu uzunca koklayarak ellerini korkarakta olsa Tae'nin eline götürüp tutmuştu sıkıca. Bir kez dahi olsa ağlaması dinmemiş ağlamasını arttırmıştı.

"Ben üzgünüm yapmamalıydım ama kendimde değildim. Özür dilerim, Taehyung."

Kendisinden ayrılmak isteyeceği düşüncesi içindeki tüm organları biri tarafından eziliyormuş gibi hissettiriyordu. Diğer elini Tae'nin üstündeki kıyafete götürüp sıkmış kokusunu daha sık almak için biraz kendine çekmişti.

"Ne olur beni bırakma. Ben Jimin'im. Senin Jimin'in. Özür dilerim, özür dilerim-"

Jimin'in artan ağlayışları Taehyung'u kendisine getirirken başını koyduğu yerden kaldırıp Jimin'e bakmaya çalışmıştı. Şu an gerçek olduğuna inanması gerekiyordu.

"Jimin?"

O olduğuna karar verdiğindeyse kendiliğinden akmıştı boncuk taneleri sırayla. Onun gözyaşları ateştendi, Taehyung cayır cayır yanıyordu şimdiden.

"Seni nasıl bırakabilirim? Bunu nasıl düşünebildin? Ağlama, ağlama Minie. Bırakılacak biri varsa o benim."

Burnunu çekip bu sefer Jimin'e bakmayı kesip başını göğsüne sokup gizlemişti yüzünü.

"Ben seni hep kızdırıyor, üzüyor ve endişelendiriyorum. B-ben çok kötü bir sevgiliyim."

Titreyen alt dudağını sertçe ısırıp kanattığında ağzına yayılan metalimsi tatla daha kötü olmuş kollarını sevgilisinin gövdesine sarmıştı onu bırakmamasını istercesine her zaman olduğu gibi.

"Ben senden gitmem, sende gitme n'olur."

Jimin kendini biraz geriye verip Tae'yi yataktan indirerek kucağına aldı ardından sıkı sıkıya sarıldı miniğine. Gözyaşları bir bir Tae'nin saç diplerine konarken kesemedi ağlamasını.

"Hayır kötü bir sevgili değilsin. Hemde çok iyi bir sevgilisin ben zarar veriyorum sana."

Yüzünü Tae'nin saçlarına gömüp kokusunu iyice içine çekti. Boğuluyor gibi hissediyordu tam da şu anda.

"Senden gidemem ki ben. Ben sende hayat buluyorum. Özür dilerim çok özür dilerim."

Sesi ağlamaktan konuştukça kısılmıştı. Ellerini Tae'nin belinden çekip Tae'nin ayaklarına götürerek kendine daha çok çekmiş geri açık olan omuza koymuştu ellerini. Isıtmak için orayı ovuşturmuştu hızlı hızlı.

"Seni seviyorum, lütfen beni affet."

Taehyung ne cevap vereceğini bilmiyordu bu yüzden aklına gelen en iyi cevabı göstererek vermeye karar verdi. Sevgilisinin dudaklarını kendi dudaklarıyla örttü. Onun cevabı buydu, Jimin'i de bundan anlardı en çok gerçi..

****

Helü ben geldiim dmjsmwkskwl son bir bölüm kaldı hazırda hü

#nua

milk drop | vminWhere stories live. Discover now