fourteenth drop

437 38 16
                                    

"Jiminie, uyan. Uyan uyan hadi!"

Taehyung, o gün okul dönüşünde odasına geri dönüş yapmış gece Jimin'in yanına sızıp aynı yorganın altında onun kollarının arasında huzurla uyumuştu. Sabah da ondan önce uyanıp Jimin'in yanağına hızlıca parmağını dokundurup kaçırıyor yaptığına gülmeden de edemiyordu.

"Uyan hadi uyansana!!"

Bacağını üzerinden atıp karnına oturdu ve orada uyanması adına yavaşça zıplamaya başladı.

"Ya neden bu kadar uykucusun? Doğruyu söyle uykuyu benden daha mı çok seviyo-"

Kapının gıcırtısıyla kendini yatağın kenarına atacağım derken yere gürültülü bir şekilde kolunun izerine çakılmıştı. İnlememek için elleriyle ağzını kapadı.

Jimin, çıkan gürültü ile gözlerini açmış ve uyku sersemliği ile yatakta eli ile Taehyung'u aramıştı. Bulamayınca yatakta dikleşip etrafına baktı. Onu yerde görünce oturduğu yerden fırlayıp eli ile gözünü silerken diğer eli ile Tae'ye doğru eğildi.

"Senin yerde ne işin var? O ses senden mi geldi? İyi misin?"

Taehyung'u yerden kaldırıp tuttuğu kolunu hafifçe tutup bir şeyi var mı diye kontrol etti tüm bedenini. Hoseok ise içeri sakince girip olan olayları kavramaya çalışıyordu. Tae ile Jimin'in yanına gidip küçük kardeşlerine eğilerek baktı.

"İyi misin, Tae?"

"İ-iyiyim. Şey Jimin'i uyandırmaya çalışırken ayağım kaydı düştüm."

Hoseok hyunguna öyle yakalanacak olmasının utancı ile yanakları hemen pempeleşmişti Taehyung'un. Kolunu Jimin'den kurtarıp ortamdaki garipliği bozmak adına Hoseok hyungunun kucağına zıpladı ve bir kıkırtı bıraktı.

"Taşı beni canım acıyor Hobi~"

Tek yapmak istediği dikkatleri başka yöne çekmekti. Hoseok kollarını Tae'nin beline sarıp düşmemesi için sıkıca tuttu.

"Bak yine düşecektin tutmasam."

Jimin, yatağına dönüp tekrar oturdu ve uykusu geçsin diye birkaç dakika bekleyip ayaklandı. Kıyafet dolabına ilerleyip t-shirt ve pantolonunu alıp giyindi. Hoseok ile Taehyung'a tekrar dönüp kapıyı işaret etti sonra.

"Kahvaltı için çağırdın değil mi? Hadi inelim."

Taehyung, somurtarak başını arkaya doğru atmış Jimin'e baş aşağı bir şekilde bakmaya başlamıştı. Uzun gri saçları aşağı doğru sarkıyor ona sevimli bir görüntü veriyordu.

"Ben gelmeyeceğim. Size afiyet olsun."

Hoseok, Taehyung'un biraz da olsa sarkmasını engelleyip birazdan yapıcakları ile çırpınıp inmek isteyeceğini bildiği için sıkıca tutmuş ve Jimin'e bakmıştı. Göz kırpıp kapıya doğru ilerledi.

"Hayır Tae'ciğim sende geliyorsun kahvaltıya. Sensiz geçmiyor bu kahvaltı."

Taehyung, basbayağı kahvaltıya götürülmesiyle şaşıp kalmış bir süre tepkisizce Hoseok'un kucağında Jimin'e bakakalmıştı. Daha sonra kendine gelip Hoseok'un saçlarına dalmış hafifçe çekiştirmişti.

"İndir beni çabuk! Bak yolarım güzelim saçlarını!! Bıraksana. Sen de bir şey söylesene sev-"

Son anda ağzından kaçacak olan sevgilim lafını yutup dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini Jimin'den kaçırdı.

"Sevmiyorum kahvaltıyı!"

Jimin, Hoseok'un yaptığına gülüp Tae'nin ona seslenmesiyle iki elini havaya kaldırdı ve peşlerinden ilerlemeye başladı. 

milk drop | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin