twenty-nine drop

297 25 34
                                    

"Taehyungie, günaydınlar! Kapıyı aç hadi sizin evin önündeyiz!"

Sabahın köründe çalınan telefonuyla yüzünü buruşturup Jimin'in göğsüne daha çok sığınmıştı, Taehyung. Sanki beni bu manyaktan kurtar der gibi.

"Seojoon başka bir zaman gelsen olmaz mı?"

Ağlar gibi çıkan sesiyle zorlukla telefonunu kulağında tutuyordu ve cidden şu güzel anlarını bozmak istemiyordu hiç. Ama karşı taraftaki arkadaşı buna katılmıyordu.

"Mızmızlanma hadi bekliyorum!"

Jimin gözlerini hafifçe açıp ne olduğunu algılamak için bakınmıştı. İlk başta elini Tae'nin saçlarına götürüp öpücüğünü kondurmuş bir bacağını bacağının üstüne atarak kendine daha çok çekmişti. Tae'nin telefonda konuşması onu rahatsız ettiğinde elini Tae'nin telefonuna götürüp almıştı hızlıca.

"Bizi rahatsız etme ve kapa şu telefonu her kimsen."

Sesi boğuk ve uykulu çıkmış telefonu uykusundan bırakıp kulağında sabitlenmesini sağlamıştı.

"Aaa Jimin sen misin- Seojoon ne bekletiyor açsada girsek ya! Ayaklarım ağrıdı!"

Seojoon'un sözünü arkadan bağırarak kesen Taemin'in sesi gayet net bir şekilde Taehyung'un kulağına iliştiğinde gözlerini büyütüp sevgilisi Jimin'in kulağından telefonunu kaptığı gibi telaşla ondan kurtularak yatak başlığına dayamıştı sırtını.

"Ya sabahın köründe ne ziyareti bu? Seojoon lütfen sonra gel. Tek başına."

Jimin'in kızmasından endişe ediyordu. Zaten ilişkileri çalkantılıydı.

Jimin tek kaşını kaldırıp sesi gayet iyi tanıdığından dikleşmiş hızlıca telefonu Tae'nin kulağından alarak ayağa kalkmıştı.

"SİKTİR GİT LAN NE İŞİN VAR BURADA?!"

Taemin'in sesini duymak hatta evlerine gelmesi onu dahada sinir etmişti. Sinirine hakim olamayıp Tae'ye zarar vermekten korkutuğu için yataktan kalkmıştı ya zaten.

"Seojoon geri dönün kapıyı falan açmıyoruz!"

Taehyung endişesinde haklı olduğunu Jimin'in agresif hallerinden anlamış onunla birlikle yataktan kalkarak tatlı çoraplarının giyili olduğu ayaklarını Jimin'inkilerin üzerine koyup dudaklarına kapanarak daha fazla konuşup sinirlenmesini engellemeye çalıştı kendince. Dikkati dağılmışken elindeki telefonunu alıp kapatmış cebine yerleştirerek kollarını sevgilisinin boynuna dolamıştı.

Jimin dudaklarını hafif emip tadı daha net alarak ıslatmıştı dudaklarını. Ellerini Tae'nin beline koyup alnını alnına yaslayarak gözlerini sıkıca kapattı sakinleşmek için.

"Yüzsüz gibi geliyor inanamıyorum ya. Sikeceğim bir gün görecek!"

Alnını çekip Tae'nin dudaklarına birkaç öpücük kondurdu ayriyetten dilini Tae'nin dudaklarının üzerinde gezdirerek bu güzel anı yaşamak istedi.

"Nasıl yapıyorsun bunu?"

Taehyung Jimin'in haline kıkırdayıp biraz yaramazlığın kafasını iyice dağıtacağını düşünerek dudaklarının üzerinde tehlikeli bir gezintide olan dili dişleri arasına kıstırdı.

Zilin çalışınaydı belkide bu küstah hareketi. Kopacak kıyameti ertelemek için elinden geleni yapıyordu. Kollarını sıkılaştırıp bacaklarını sevgilisinin beline dolamış dengesini sağlamaya çalışmıştı. Eğer Jimin gibi kıskanç ve ne yapacağı belli olmayan bir sevgiliniz varsa Taehyung gibi birçok numaraya ihtiyacının olacaktı. O sevgilisiyle nasıl oynayaracağını iyi biliyordu. Az mı zaman geçirmişti onunla? Yaramazlığını sürdürüp başını yana yatırmış Jimin için ağzını yavaşça aralamıştı.

milk drop | vminWhere stories live. Discover now