twentieth drop

331 34 16
                                    

"Jimin, konuşabilir miyiz?"

Jimin'in o günden beri yüzüne bakmaması Taehyung'u çok üzmeye başlamıştı. Bir iki gün Taehyung onunla konuşmaya çekinsede buna bir dur demesi gerektiğini düşünmüştü artık. Hiçbir suçu yokken ona sırtını dönmesi koyuyordu.

"Beni hiç dinlemedin. Lütfen dinle."

Hoseok'un odasında yatıyordu, Jimin. Taehyung buna katlanamayacağını anladığında kollarını gitmemesi için sıkıca Jimin'in beline dolamış vaziyette bulmuştu kendini.

"Yemin ederim söylenenlerin doğruluk payı yok sevgilim."

Jimin duymamazlıktan gelip ilerleyecekken Tae'nin sıkı sarılması ile durmuş ellerini tutarak bedeninden ayırmıştı. Dinlemek istemiyordu. Duydukları hakkında geceleri hâlâ düşünüyordu, şimdi konuşmak sadece her şeyi daha kötü ederdi.

"Konuşacağımız bir şey yok ki Taehyung. O kavganın neden olduğunu bir Jungkook bir de abim biliyordu."

Tae'yi yavaşça ve zarar vermeyerek kenara çekip ilerlemişti koridorda Hoseok'un odasına girmek için.

"Hayır, hayır Yoongi hyung yalan söylüyor. Neden yaptığını bilmiyorum öyle bir kız yok. Jimin göremiyor musun?"

Onu kaybetme korkusuyla yaşlar teker teker serpilmeye başlamıştı Taehyung'un yanaklarına. Eline uzanıp güven vermek ister gibi sıktı. Paniklemiş hissediyordu.

"Jungkook'a sorsan o zaten böyle bir şey olmadığını söyleyecek yemin ederim. Bizi boşu boşuna ayrı koyuyorsun."

Burnunu çekip Jimin'in parmaklarıyla oynamaya başlamıştı kafa dağıtmak için. Bu duruma düştüğüne inanamıyordu.

Jimin, gözlerini Taehyung'un ellerine indirdiğinde yaralı olduğunu görünce endişelenmişti her şeyi bir kenara bırakıp. Bu ne zaman olmuştu ve neden şimdi fark ediyordu?

"Bu eline noldu? Kim yaptı böyle? Kendine zarar mı verdin?"

Elini elleri arasına alıp yandaki duvara Tae'yi yasladı ve dikkatle inceledi güzel elini. Yaraların üstünde parmaklarını gezdirip üstüne öpücük kondurdu hafifçe. Ayrılıp gözlerini Tae'ye çıkardı daha sonra.

"Abim neden yalan söylesin ki. Bilmiyorum, Taehyung."

Taehyung gözyaşlarını durdurmak için büyük bir savaş verip özlediği kokuyu almak için Jimin'in boynuna gömmüştü yüzünü. Yine olmamıştı. Aptallığı tekrar gün yüzüne çıkıyordu.

"Ben sadece Hyunji'ye gününü göstermek istemiştim. Böyle olacağını bilmiyordum."

Hıçkırığını yutup elini Jimin'den kurtararak kollarını boynuna sarmıştı. İnanması için ne yapması gerekiyorsa yapardı. Sadece bu küslük bitmeliydi.

"Ben Yoongi hyung seni öğrendi sandım o yüzden ama o yalan söyledi."

Daha fazla konuşamayacağını hissettiğinde susup Jimin'in boynunu sessizce ıslatmaya devam etti.

Jimin, Tae'nin belini tutup yandaki boş olduğundan emin olduğu Hoseok'un odasına girip kilitlemiş ve Tae'yi kapıya yaslamıştı. Elini uzun zamandır sevemediği saçlara götürüp gri saçlarını karıştırdı.

"Hişş tamam ağlama daha fazla."

Saçına öpücük kondurup sakinleştirmeye çalıştı. Her ne kadar kırgın ve kızgın olsada ona kıyamıyordu. Bu yanını güçlendirmesi gerektiğini not etti aklına.

"Ama hâlâ neden ona gününü gösterdiğini söylemedin, Tae."

Taehyung yutkunup kafasını salladı. Ne olursa olsun her şeyi söyleyecekti. Neden saklaması gerekiyordu?

milk drop | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin