milk drop | vmin

thirty-eighth drop

Jimin ve Taehyung 24
Jungkook 22
Yoongi 26
Hoseok 25 yaşında

İyi seyirler jdkrmxjdkek

*

Jimin kafasını camdan dışarı eğerek havanın nasıl olduğuna bakmıştı. Bugün onlar için planladığı güzel bir gündü. Önündeki sepete yer için sereceği örtüyü koyup eline almış arka bahçeden geçerek arabasına doğru ilerlemişti. Bütün ailesi ilişkilerini öğrenmiş biraz şaşırsada kabul etmişlerdi. Namjoon babası öğrendiğinde kızacağını hatta ilişkilerini son vermesini istiyeceğinden korkmuştu ama babası adeta tam tersini yapıp şaşırtmıştı tüm aileyi.

Arabanın arkasına sepeti yerleştirip yukarıda belki uyanmış ya da hala uyuyan sevgilisinin yanına çıktı. Gözlerini odada gezdirmiş uyuyan güzelini gördüğünde yanına seke seke ilerlemişti. Önünde diz çöküp yüzünü parmakları ile ellemiş huylandırmak istemişti onu.

"Sevgilim, hadi uyan. Birazdan gideceğiz."

Jimin'in yüzünde gezen parmaklarıyla burnunu kırıştırıp mızmız bir şekilde yana dönerek bacaklarını göğsüne çekmişti, Taehyung. Dün giydiği eteği çıkarmadığını hatırladığında her şeyin için çok geçti. Altında soğuk yeller esmeye başlamıştı bile girdiği pozisyonla. Dudaklarından istemsiz bir feryat koparken yattığı yerde telaşla toparlanıp kendine çeki düzen vermiş uzun kirpiklerini hızlı hızlı kırpıştırarak sevgilisinin yüzüne şokla bakmıştı. Cidden neden böyle sinsice yaklaşırdı ki? Müsait değildi belki?

"S-sen ne zaman geldin?"

Jimin, kocaman gülümseyip Tae'nin saçlarını daha da karıştırmıştı ardından ellerini kenetlemişti.

"Geldim işte güzelim ama birazdan çıkacağız bir yere götüreceğim seni."

Dudaklarına uzanıp öpücüğünü kondurmuş uyku sersemi olan sevgilisini tuttuğu gibi kucağına alarak dolaba doğru hızla ilerlemişti.

"Ve seni bir güzel hazırlamalıyız. Bugün en güzel gün olucak bebeğim."

Taehyung ise algıları açılmadığı için sevgilisinin kucağında etrafa boş bakışlar atıyor dediklerine bir anlam veremiyordu.

"Ama ama benim uykum var ~"

Yüzünü Jimin'in göğsüne gömüp kollarını boynuna dolamıştı. Böyle de güzel uyunurdu şimdi.

"Uyusak ya, olmaz mı?"

Huysuzlanıp gözlerini yummuş Jimin'in onu indirmemesi için sıkı sıkı boynuna sarılmıştı.

"Hayır olmaz hem güzel bir kahvaltı yapacağız ve seveceğin bir yere gidiyoruz bebeğim."

Yanağına öpücük kondurup Tae'yi bırakmadan tek eli ile kahverengimsi bir etek üstüne açık gri çizgili bir gömlek almıştı, Jimin. Uykusundan yapamayacak halde olan sevgilisinin kıyafetini değiştirmiş saçlarını tarayarak yatağa oturtmuştu. Kendisi de gömleğini düzeltmiş ceplerindekini kontrol ederek Tae'ye eteğin rengindeki ceketi giyindirdi.

"Hadi sevgilim uyumak yok gidiyoruz."

Tae'nin elini tutup heyecanlı hali ile merdivenlerden hızla indirmişti.

Jimin'in heyecanlı hali Taehyung'a da bulaşmış gözlerini ovuşturarak kendine gelmeyi beklemişti. Sanıyordu ki bir sürpriz vardı onu bekleyen.

"Köpek aldın değil mi? Hadi, hadi söyle.
Göreceğim zaten! Ne sürpriz yapacaksın? Ne ne ne-"

Şeklinde upuzun bir 'ne' yağmuruna tutmuştu sevgilisini uykusu açılır açılmaz. Uyanır uyanmaz şımarıklığa ayarlı gibi Jimin'in elini aşağı doğru çekiştirip söylemesi için aralıksız sorular soruyordu belki ağzından bir şeyler kaçırır diye. Ama Jimin'in ağzından bir şey alamayacağını en iyi bilenlerden biriydi Taehyung.