fiftieth drop

243 28 11
                                    

Jimin yataklarında biraz daha dileşerek her zaman okumaktan vazgeçmediği hamilelik ile ilgili bilgileri bilsede tekrar tekrar okuyordu o gece. Taehyung'u doğuma kadar nasıl rahatlatabileceğini ve nasıl kolay doğum gerçekleştireceğini öğrenmeye çalışıyordu. Her öğrendiği bilgiyi uygulardı zaten.  Mesela gece yatmadan önce Taehyung soğukluğunu sevmese bile çatlamaması için karnına zorla kremlerini sürerdi.

Gözlerini biraz telefondan uzaklaştırarak eşine baktı. Ay ne kadar da güzel vuruyordu o yüzüne. Karnının etrafına daha rahat yatması için yastıklar sermişti ve saçları dağınıktı. Telefonu tamamen unutup onu izlemeye başlamıştı o dakika Jimin.

Ekranı kapatıp parmak uçları ile gri saçları geriye atarak alnına öpücük kondurmuştu dayanamayarak. Ardından karnına götürdü yüzünü ve oraya bir öpücük kondurdu. Sevgisini onların üstünden asla kaldırmak istemiyordu, Jimin.

Taehyung ise huylanarak yorgunca bir mırıltı bırakmış ağzını şapırdatmıştı uyku arasında. Okula gitmiyordu artık izinliydi ancak bu yorulmasına engel değildi. Nefes alıp vermek bile bazen yorucu geliyordu. Karnındaki sızıyla yüzünü buruşturup Jimin'in adını huysuzca sayıklamıştı kirpikleri titrerken. Şu sıralar uykuya dalmak ne kadar kolaysa uyanmakta o kadar zordu. Bomba patlasa yanı başında uyanacağını sanmazdı bedenindeki ağırlıkla.

Jimin bir elini Tae'nin yanağına bir elini ise yalnız hissetmesin diye bebeğinin üstüne koydu. Burada olduklarını bilsin diye.

"Hmm." Taehyung'un mırıltılı sesini duymuştu ve birazdan uyanacağından emindi. Böyle olurdu her zaman. Gece bazen bir anda uyanır ve Jimin'den bir şeyler isterdi ve Jimin zevkle istediği şeyi yapardı. Her şekilde işini kolaylaştırmaya çalışıyordu onun için. Birkaç adımda bile yorulurdu Taehyung ve Jimin onu sıkıca sararak her şeyine yardım ediyordu.

Minik karnı eskisine göre büyümüştü, Tae'ye o kadar yakışıyordu ki bebekleri doğduğunda o zayıf haline tekrar nasıl alışacağını bilmiyordu Jimin.

Uykulu çıkan sesiyle ortalığa bir işlem attığında burnunu kırıştırıp düşünmeye başlamıştı, Taehyung. Bir türlü cevabı bulamıyordu. O soru aklına takılmıştı.

"Cevap anahtarı yanlış."

Gözünü kısık bir şekilde açıp isyan ederek güçlü bir nefes vermiş karnında duran ellerinden birini yumruk yaparak gözlerini ovuşturmakta kullanmıştı. Yavaştan uykusu açıldığında kısık gözleri kocasının yüzünü bulmuş dudağını büzmüştü istemsizce.

"Hamlamışım galiba. Çözemedim."

Soruyu da hatırlamıyordu şimdi. Oflayıp elini bu sefer karnındaki Jimin'in elinin üzerine koymuş sıcaklığından faydalanmıştı.

"Son sınavı ben hazırlamak istiyordum."

Son zamanlarda derslere giremediği için sınav kağıtlarını hazırlamayı da diğer matematik hocalarına bırakmıştı müdire ve bu durum Taehyung'u üzmüştü. Çünkü sınav sorusu hazırlarken çok eğleniyor arada şeytani kahkahalar atıyordu hep. Her neyse dedi içinden ve kocasının yüzünü dikkatlice izlemeye başladı. Şu an düşünmek istediği kesinlikle sınav kağıdı değildi.

Jimin eşine kocaman gülümseyip yanağında olan eli indirip Tae'nin ellerinin üstüne koymuştu.

"Bir sonraki sınavı hazırlayacağın zaman bebeğimizle birlikte hazırlarız."

Yanaklarını öpüp etrafındaki yastıkları yataktan aşağıya atmıştı. Kendi göğüsüne saklamak istemişti onu şu anda.

"Hem bebeğimize o şeytani kahkaha atışlarını öğretmemiz lazım."

milk drop | vminWhere stories live. Discover now