seventh drop

644 67 133
                                    

Birkaç gündür olduğu gibi Jimin kıyafetlerini giyinmiş ve yatağına oturarak Tae'ye bakmıştı. Babasıyla ettikleri büyük kavga sonrasında Seokjin hem ağlayarak hem sinirle adeta kıyafetleri fırlatarak geri vermişti Taehyung'a. O günden beri ikisi de iyi değildi. Bu sefer Taehyung ne yemek yiyiyor ne de yatağından kalkıyordu. Jimin, ayağa kalkıp Taehyung'un onu görebileceği bir şekilde önüne gelerek dizlerinin üzerinde yere oturmuştu.

"Tae, hadi kalk okula gidelim. Hem hava da alırsın olmaz mı?"

O günden beri olduğu gibi tek kelime etmeyip Jimin'e sırtını dönmüştü, Taehyung. Kendini bundan daha kötü hissedemezdi. Gözlerini duvara dikip sadece öyle bekledi tek yaptığı buydu zaten. Duvardaki kusurları ezberlemişti. Yutkunup yaşananları unutmak aklından çıkarmak istedi imkazlığını bile bile. Babasına haksızlık ettiği doğruydu kabul ediyordu ama o da canını az yakmamıştı.

Jimin, derince nefes almış ve Tae'nin yattığı yatağın başına oturarak elini omzuna koymuştu.

"Tae, daha ne kadar devam edeceksin böyle? Ne yemek yiyorsun ne yatağından çıkıyorsun."

Ellerini sırtına birkaç kez sürtüp biraz düşünmüştü ne yapabilirim diye.

"Eğer... Eğer ayağa kalkmazsan okula gitmiyorum Taehyung ve yatağından da kalkmıyorum."

Yerinde oynama yapmayıp sessizliğini sürdürdü, Taehyung. Okula gitmemesi işine gelirdi. Burada düşünceleri onu boğuyordu tek başına. Yüzünü unutmasına az kalmıştı annesinin. Elindeki tek fotoğrafı da bir yıl önce Jin tarafından yakılmıştı. Aklına geldikçe gözleri doluyordu. İç çekip cenin pozisyonunu aldı ve Jimin'in ne yapacağını bekledi.

Jimin, Tae'nin omuzlarından kendine çekip kafasını omzuna koydu. Onu böyle görmeye dayamıyordu işte, anlamalıydı.

"Tamam zorlamıyorum, nasıl istersen o olsun ama biraz olsun yemek yesen olmaz mı? Senin için çok endişeleniyorum, lütfen."

Ellerini elleri ile birleştirmiş yavaşça Taehyung'un avuç içlerini seviyordu parmaklarıyla.

"Jimin.."

Taehyung ise yarı uyanıktı. Sarhoş gibi kısık gözlerini zorlukla açık tutarken çatlayan sesiyle uzun zamandır ilk söylediği şey yine onun adı olmuştu. Aslına bakarsanız gibisi yoktu, sarhoştu. Kimse bilmiyordu, gece herkesten saklı Namjoon babasının içkilerinden aşırmıştı ve başı deli gibi zokluyordu. Boş olan midesine almasının bedelini gece yarısı hepsini boşaltarak ödemişti.

"Seni se-" Dilini yanlışıkla ısırmasından dolayı cümlesini tamamlayamamıştı.
Jimin yüzünü Taehyung'a doğru eğmiş boşta kalan kolunu omzuna atarak Tae'yi rahatlatmak için kolunu ovmuştu.

"Bana sadece yemek yiyip yemeyeceğini söylesen yeter, Taehyung. kendini zorlama bir şeylere olur mu?"

Sarhoşluğunu anlamaması endişesinin fazlalığından olsa gerekti, Jimin'in.

"Yemek?"

Bayık bakışlarını Jimin'in dudaklarına çıkarmıştı, Taehyung. Kuruyan dudaklarını dili yardımıyla ıslatıp başını istekle salladı. İçkinin izlerini zayıf bünyesinden ötürü hâlâ taşıyordu. Yanakları pembeydi.

"Yiyebilir miyim?" Gözlerini yumup sevimli bir şekilde dudaklarını öne doğru uzatmıştı. İstediği yemek, Jimin'di.

Jimin ise bunu anlamamış gülümseyerek kafasını olumlu anlamda sallamıştı.

"Yani bence yiyebilirsin değil mi?"

Elini omzundan çekmiş ve Tae'nin pembeleşmiş yanağını tutarak sevmişti.

"Seni böyle görmeyi sevmiyorum, yani yemelisin."

Taehyung'u o kadar çok seviyor ve herkesten sakınıyordu ki onu göğsüne gömüp bir daha kimseciklere göstermek istemiyordu.

"Seni yemek istiyorum. Sende acıkmadın mı?"

Elini Jimin'in ensesine atıp yüzüne doğru yaklaştırmıştı onu, Taehyung. Ne yaptığının farkında olsa bir haftaya yakın yataktan çıkmayı bırak bir ay çıkmazdı. Dilini sütü önüne itilmiş bir kedi gibi istekle çıkarırken Jimin'in alt dudağını sakince yalayıp geri çekildi.

"Tadını çok seviyorum biliyor musun? Keşke yemekte hep sen olsan."

Kıkırdayıp kendini yatağa sırt üstü bırakmış üzerindeki sersemlikle parmaklarını dudağına bastırmıştı.

"Dudakların beni bulutlara çıkarıyor."

Jimin bu sözleri hiç beklememişti ve garibine gitmişti elini Tae'nin alnına koyup ateşi mi var diye kontrol etmişti bu yüzden.

"Sen iyi misin? Cidden dediklerinin farkında mısın?" Elini alnından çekip ateşinin azda olsa olması meraka düşürmüştü, Jimin'i.


"Hasta mı oldun sen yoksa?"

Hasta lafını duymasıyla huysuzlanan Taehyung yatağa vurdu ayaklarını güçsüzce. Kendini bunu her duyuşunda rahatsız hissetmekten alıkoyamıyordu.

"Hasta değilim diyorum neden anlamıyorsunuz? Sadece çok sevdiim ve bu dünya seven kalpler için acımasız dostum!"

Kıkırdayıp ardından gözlerinin dolması hızla değişen duygularının getirdiği şeylerdi. Bugünlerde sıklıkla yaşıyordu. Elini koluna götürüp sıktığında aldığı acı onu tatmin etti. Kendisinin bir bok çuvalı olduğunu tescillemesi babası sayesinde gerçekleşmişti.

Taehyung'dan nefret ediyor olmalıydı. Sevmediği birini hatırlatmak bunu gerektirirdi nasıl olsa, bolca nefret.

"Dünya çok acımasız Jiminsshi ve benim kalbim sanki patlayacak!"

Kollarını iki yana açıp hareketsizce yatağın üzerine bıraktı.

"Bu kadar çok seviyorum işte."

Jimin de Taehyung gibi yatağa uzanıp yan dönerek Tae'ye daha çok yer açmıştı. Elini yeniden pembeliklere götürüp parmak uçlarıyla dokunuyordu hafifçe.

"Senin için endişeleniyoruz, ondan sana soruyoruz değil mi?"

Elini Taehyung'un yanaklarından çekip kalbine götürdü. Kalp atışlarını avcunun içinde hissediyordu ve bu kalbin onun için atmasını istiyordu. Elini hızlıca Tae'nin göğsünden çekerek kafasının altına koydu.

"Belki de sana zarar verenleri sevmemelisin."

"Sen böyle deyince çok kolaymış gibi geldi biliyor musun?"

Taehyung'un dudaklarına minik bir tebessüm asılmış varla yok arası yukarı doğru kıvrılmalarına neden olmuştu. Şimdi o da yatakta yan bir şekilde Jimin'e bakmak için dönmüştü.

"Ama öyle yapacak olursam kalbim bomboş kalır."

Gözleri yaşlarla parıl parıl parlıyordu. Düşmemeleri için ağır ağır kırptı güzel uzun kirpiklerini ama başarısız oldu yine de. Pembeliğini koruyan yanaklarına kayıp düştüler teker teker.

"Öyle yaparsam kaybolurum ben o kocaman boşlukta. O zaman ne yaparım, nasıl nefes alırım?"

Kendini iyice mayışmış hissediyordu. Dilinin ucuna ne geldiyse çekinmeden söylemesi bundandı. Gözlerini yorgunlukla yumup yakınındaki güzel gelen kokuyu içine çekti, Taehyung.

"Kaybolurum."

-

Hü Taehyung kalbimiz buruş buruş oldu ne yapıyorsun çucum 😭😭😭💔🔪

Oy ve yorum bırakmak bu kadar zor olamaz değil mi? Bunları yazmak için emek verip saatlerimizi harcıyoruz lütfen saygı.

>:( bb 🏃🏃🏃

milk drop | vminWhere stories live. Discover now