milk drop | vmin

first drop

Taehyung ve Jimin 5
Jungkook 3
Hoseok 6
Yoongi 7 yaşında.

İyi okumalar.

*

Seokjin yeni uyanmış bebeği Jungkook'u kucağına alıp merdivenlerden aşağıya doğru inmişti kahvaltı hazırlamak için. Minik bebeğinin saçına bir öpücük kondurup bebek sandalyesine koymuştu.

Küçük kardeşi Jungkook'un ağlayarak uyanmasına kalkan Taehyung ise gözlerini yaptığı minik yumruğuyla ovuşturarak babasının yanına gelmişti paytak adımlarla. Mavi üzerinde küçük koyunlar olan hırkasının içinde kayboluyordu. Babasından zorla ağlayarak almıştı gece ve üzerinden bir an olsun çıkarmamıştı. Beyaz çorabının teki merdiven basamağında dururken diğerini de huylanıp çıkarmak için eğildi ancak hırkaya takılıp poposunun üstüne düştü.

"Uff yah! Babiş ben acıktımmmm!"

Yere uzanıp dudaklarını büzdü ve babasından gelecek cevabı ayaklarını sallarken sabırla bekledi.

"Hazırlıyorum bir tanem mutfağa gelip bana neden yardım etmiyorsun?"

Kahvaltıyı hazırlamak ile meşgul olan Jin, oğlunun sesini duyduğunda duraksamış cevabını verip geri işine devam etmişti. O arada Jungkook açlıktan masadaki oyuncakları şapırdatarak yemeye çalışıyordu.

Seokjin en küçük oğlunun acıktığını anlamış şimdilik oyuncakları ısırması yerine muz püresini önüne koymuştu
yanağına kocaman öpücük kondurarak. Sonra da geri işine dönmüştü.

Yerde sürünerek salona geçen Taehyung ise kumandayı bulup en sevdiği çizgi filmi izleme uğraşı içerisindeydi. Kumandayı her yerde arayıp bulamayınca yanaklarını şişirip of'lamış yere ayaklarını vura vura mutfağa gelmişti.

"Babiş bu kumanda kaçmış yah!"

Masada yemek yiyen Jungkook'u görünce kumandayı unutup bir sandalye çekmiş üzerine çıkarak oradan da masaya çıkmıştı.

"Ahahaha bak senden daha büyüküm Kookie hatta babişten bileee!"

Ayağa üzerinde kendisine büyük gelen hırka yüzünden zorlukla kalmış kıkırdayarak aşağı doğru sarkan hırkanın kolllarını sağa sola doğru savurmuştu.

"Büyüküm, büyüküm büyük~"

Jungkook abisine bakıp kahkaha atmıştı ve zorla tuttuğu kaşığını bırakarak ellerini onun uzun olduğunu göstermek için yukarıya kaldırmıştı.

Seokjin ise oğullarına dönüp gülmüş ve kahvaltı tabaklarını eline alıp masaya ilerlemişti.

"Buradan kocaman gözüküyorsun ama birazdan inmen lazım küçük bey."

Masaya tabakları bırakıp Tae'nin yanaklarını tek eliyle tutup burnunun ucuna bir öpücük kondurdu.

"Çünkü burada yemek yenecek değil mi?"

Taehyung suratındaki eller yüzünden büzülen dudaklarıyla konuşmuş babasını doğrulamıştı hemencecik.

"Eveet, evet yemek yiyeceğiz! Babiş balık oldum ben kkkkk~"

Gözlerini şaşı yapıp büzülen dudaklarına indirsede aradığı görüntüyü görmesi çok zordu yine de çaktırmayıp kıkırdamaya kaldığı yerden devam etti ve babasının onu indirmesi için kollarını iki yana açtı, Taehyung.

"İndir beni babiş~ Çok açımmmm çok çok~"

Jin, oğlunun sevimliliğine dayanamayıp minik burnunu hafifçe ısırmış ve kollarının altından tutup kaldırmıştı.