fourth drop

714 85 24
                                    

Jimin odasına girip sertçe çantasını yatağının yanına fırlattı. Taehyung'u bugün okulda öyle görmek onu bayağı germişti. Tae'nin odada olduğunu bildiği için ilk önce kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Tae'nin nerede olduğunu hemen tahmin etmişti, her zaman böyle anlarda koyunlu hırkasını giyinip dolabın içine girerdi zaten. Sakinleştiğinden emin olduktan sonra dolaba ilerleyip açmıştı kapağını ve eğilerek Taehyung'a baktı.

Taehyung gelenin Jimin olduğunu biliyordu, tıkanan burnu yüzünden komik bir sesle konuşarak onu uzaklaştırmak istemişti. Çok çirkin görünüyordu şu an.

"Yalnız kalmak istiyorum. Git."

Hırkasına sarılıp bacaklarını daha çok kendine çekerek küçüldü ve burnunu çekip gözyaşlarının yerine yenilerini ekledi. Artık alışmıştı. Her şey aynıydı. Ne o gelmişti ne de Taehyung beklemekten vazgeçmişti. Kendini kandırılmış gibi hissediyordu.

Jimin ise Taehyung'u umursamayıp yanına ilerledi ve ağlayan bedeni kollarının arasına aldı.

"Neden hep yalnız ağlıyorsun? Böyle daha kötü değil mi?"

Hırkasının üstünden saçlarını öpüp iç çekmişti. Ağlamalarına dayanamıyordu, onu ağlatanı bulup öldürene kadar dövmek istiyordu. Kollarını daha sıkı sarıp kendi göğüsüne yatırdı Taehyung'u.

"Jimin git lütfen."

Taehyung, Jimin'in kendisini böyle görmesini istemiyordu. Birazdan titremeye başlayacağına adı kadar emindi. Yediği şey dandik bir mısır gevreğiyken iki gündür kimsenin bittiğinin farkına varamaması ayrı komikti. Kendine acıyordu. Hiçbir zaman olmayan birine bağlı kalarak yavaş yavaş ölüyordu. Gözleri karardığında başı halsizce Jimin'in omzuna düşmüştü.

"Buraya başımı koyabilir miyim acaba?"

Burukça gülümseyip yok olmak üzere olan sesini yakalamaya çalıştı. Olmadı. Kuşlar uçuşuyordu sanki. Cıvıltılar vardı ve başı dönüyordu.

Jimin, endişe ile kafasını eğip Taehyung'a baktı. Kötü görünüyordu. Aniden Tae'nin kafasını kaldırıp iki eliyle yüzünü tuttu hem solgun hem bitkin görünüyordu.

"Neyin var senin? Neden bu kadar solgunsun? Bir yerin mi acıyor?"

Elini Taehyung'un vücudunda gezdirip bir yerinde bir şey var mı diye kontrol etmişti ama sorunun ne olduğunu anlamamıştı, Jimin.

"Y-yemek mi yemedin? Tae söyle bana güzelim?"

Jimin, korkusundan biraz paniklemiş Taehyung'un başını geri omzuna koymuştu. Taehyung ise bunun üzerine hmm'lamış en sevdiği iki kokunun birbirine karışmasının fırsatıyla içine bolca çekmişti. En azından daha iyi hissediyordu şimdi.

"Çok açım."

Ama onun sevgisine, senin sevgine diyemedi. Yuttu ve geri gelmemesi için uğraştı. Elleri titremeye başladığında kendisine olan siniri tekrar gün yüzüne çıkıyordu.

"Uyumak istiyorum."

Mırıldanıp Jimin'e biraz daha sokuldu.
Kendini bir bok çuvalı gibi görüyordu. Bu kadar kıymetsiz miydi? Buna değer miydi?

-

-

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
milk drop | vminDonde viven las historias. Descúbrelo ahora