forty-seventh drop

248 28 24
                                    

Bir an önce final vermek istemek 💆🏻‍♀️
Hepsini bir anda yayımlama fikri çık aklımdan ✍🏻

*

Yoongi tek eliyle elindeki poşetleri tutmaya çalışırken diğer eliyle kapıyı tıklatmış açılmasını beklemişti. Tüm gün karakolda olayla uğraşmış işi bitincede- ki bu gece oluyordu- kardeşlerini kontrol etmeye gelmişti evlerine kadar.

Taehyung'un en sonki halini hatırladıkça içi gidiyordu. Kapının açılmasını beklerken gözü park ettiği arabasına gitmiş o geceki yere park ettiğini fark etmesiyle istemsizce aklına tatsız şeyler doluşmuştu. Poşetleri tutuşu sıklaşırken soğuk yüzünden ağzından çıkan buharı dalgınca izleyip tek ayağıyla yerde ritim tutmaya başladı.

Duyamayacaklarını düşündüğünden bir kerede zile basmış rahatsızlık vermemek için kapının önünde öylece dikilmeyi sürdürmüştü. Eğer Taehyung uyumuşsa uyandırmak istemezdi.

Jungkook zilin çalması ile koltukta hafif uykusunda yerinde sıçramıştı. Abisi ile ilgili bir şey olacağından uyumamaya çalışmış koltukta uzanmıştı sadece. Jimin ise eşini göğüsünde uyutmuş uyanma ihtimaline karşı kımıldamamış ve uyuyamamıştı da. Zilin çalmasını duysa da Jungkook'un açacağını düşündüğü için kalkmamıştı.

Jungkook etrafa sersem bakışlar atmış abisini hatırlaması ile gözleri dolmuştu. Gece vaktiydi ve kim gelebilirdi ki?  Kapının önüne geldiğinde delikten bakmıştı dışarı. Yoongi'yi gördüğünde titrek bir nefes almış kapıyı açtığı gibi ağlamasını tutamayacağını hissetmiş boynuna sarılmıştı Yoongi'nin. Yüzünü omuza koyup gözyaşlarını dökmüştü tek tek.

"Yoongi-" Konuşamamıştı, devamını getirememişti. Boğazı düğümlenmiş gibi hissetmişti o an.

Kapının aniden açılışı hazırlıksız yakalandığı için yerinde sıçramasına neden olurken boynuna dolanan kollarla kendi kolları havada asılı kalmıştı Yoongi'nin. Şaşırdığından ötürü minik gözleri ağzı gibi aralanmış kendisine sarılarak ağlayan bedene birkaç saniye sadece bakakalmıştı.

Adını ondan böyle gözyaşları içerisinde duymak kalbindeki sızıyı ortaya çıkarırken gözlerini kaçırıp boşta olan elini beline sararak içeri doğru yürütmüştü Jungkook'la birlikte kendini. Kapıyı arkalarından ayağıyla kapatarak bir süre sesini çıkarmadan ayakta sarılışına karşılık vermiş daha sonra geri çekilerek etrafı yoklamıştı.

Gerçekten uyumuş olmalılardı. Elindekileri yere bırakıp Jungkook'un kolundan çekerek en yanınlarındaki üçlü koltuğa oturtarak karşısında çömeldi ve suratını ilgiyle izledi. Dokunamıyordu çünkü ileri gideceğini düşünüyordu.

Sevdiği biri varken ona dokunmak, kalbinde sevgisini taşırken dokunmak yanlış geliyordu.Yine de elini saçlarına atmadan duramadı ve yavaş yavaş okşadı iri gözlerinde kendini görürken.

"Her şeyin yolunda olduğunu biliyorsun. Yine de bir de benden duymak istiyorsun öyle mi?"

Kendini zorlayıp Jungkook'a kendinden samimi olması için uğraştığı bir gülümseme verdi. 

"Öyleyse her şey yolunda. Gün bitti, yeni güne merhaba."

Jungkook kafasını iki yana sallayarak ağlamaya devam etmişti gözlerini onun gözlerinden çekmeyerek. Ona göre her şey yolunda değildi. Abisi zorla uyumuştu zaten. Hıçkırıkları gitmiyordu kulaklarından. Eli ile  Yoongi'nin boşta kalan elini tutmuştu sıkıca bırakmamak için.

"Hayır yolunda değil."

Gözlerini silmiş kafasını öne doğru götürerek Yoongi'ye yaslamıştı kafasını tutamayarak.

milk drop | vminWhere stories live. Discover now