J-24

173 29 1
                                    

"daha önce kim değiştirdi sargını?"

taehyung.

"kim oluyor o? doktorunuz mu?"

"hahah, kendisi bir seri katil."

*ifadesiz bakışlarımı jongin'in suratına dikip onu 'sikici ifadem' tarafından baskı altına almak istedim. o ise pişkin pişkin kaşlarını kaldırmış ve beni kışkırtacak yeni laflar etmek ister gibi, omuzlarını dikleştirip dudaklarını aralamıştı. ama konuşmasına müsaade etmedim, ondan önce atıldım.*

odama gidelim, hem sargı sonrası biraz yatarım.

"aman tanrım- ta-"

*felix, ağzını açmaya yelteniyordu ki söyleyeceği şeyi anladığımdan ânında ayaklanıp lafını kesmesi için işaret ettim. doktor, benimle beraber ayaklandığında kimsenin yüzüne bakma gereği bile duymamış, odadan çıktığım gibi odama yönelmiştim.

biraz sonra odama ulaştığımızda seni bu odada bırakalı yaklaşık üç-dört saat olduğunu yeni idrâk ediyordum, bedenin, yatakta kıvrılmış hâlde, gözlerin ise kapalıydı. çoktan uyumuş olmalıydın.

ses çıkarmamaya özen göstererek yatağa ulaştım ve koca yatağımda zaten pek de yer kaplamayan bedeninle arama mesafe bırakacak şekilde o yumuşak zemine yerleştim.

doktor da yanıma ulaşmış, seni fark ettiğinde bir anlığına duraksayacak gibi olsa da benim rahat tavrım sebebiyle buna takılmamıştı. çantasını yanıma bırakıp işlemine kaldığı yerden devam etmeye başladı.*

ne zaman duş alabilirim? bir hafta olacak neredeyse, kafayı sıyırırım ben uzun süre su içerisine girmezsem.

*kısık sesim, doktora nasıl konuşması gerektiğini öncülük ediyordu. amacım seni rahatsız etmek değildi ama sırf uyuyorsun diye susacak da değildim.*

"henüz dikişler taze, jungkook. eğer onları ıslatırsan enfeksiyon kapıp iltihaplanabilir. riske girmeye değer mi?"

sikeceğim o olacak. içerideki ahmak sürüsü beni sinirlendirip duruyor. kafayı yiyeceğim cidden.

"sakinleş, görevden alınmışsın diye duydum zâten."

tanrım!

*yanlışlıkla sesim biraz yüksek çıktığında sinirle solumuş ve sesimi kesmiştim. yeniden konuştuğumda ise daha dikkatliydim.*

yoongi hyung, beni deli ediyor. şu olayın saçmalığına bak.

"için rahat olsun, geçici bir durumdur muhakkak. sensiz eksik kalırlar."

umarım öyledir, hyung.

*görüşmek için pek sık vaktimiz olmasa da ekibin esas doktoru seokjin hyung oluyordu ve sanırım, bana ılımlı yaklaşan nadir isimlerden birisiydi. çoğu insan, bizi beraber gördüğünde abi kardeş olup olmadığımızı sorardı ama seokjin hyung dalgasına, benim gibi esaslı birini onun kardeşi olamayacak kadar zayıf gördüğünü söylerdi. hah, hâlbuki onu bir kaşık suda boğabilirdim.*

"tamamdır, işte oldu. sargını yapan adam da fena iş çıkarmamış, ekipman olmamasına rağmen. sargı bezini sabitleme işi, teknik ister."

adam değil, o daha çocuk.

*seni tanımaksızın kurduğu cümlelerde takıldığım tek nokta buydu evet. belki kimisine göre adam olarak nitelendirilebilirdin fakat benim gözümde, bedenini geç, ruhuna göre sâhiden çocuk gibiydin. hemen arkamda yatanın sen olduğunu söylemeyecektim. nedense bu bilgiyi paylaşma fikri hoşuma gitmemişti.

bad guys | taekookWhere stories live. Discover now