26. Bölüm...KISKANÇLIK

Começar do início
                                    

...

Alev, saatlerdir ayna karşısında şirkete işe gideceği için mutlu bir şekilde hazırlanıyordur. Birden telefonu çalmaya başlar. Gülümseyerek telefonu açar.

Alev: Ooo Mert Bey.. siz beni arar mıydınız..
Mert: Nasılsın Alev., uzun zaman oldu..
Alev: Iyiyim sen nasılsın. Türkiyeye mi geldin.. özledim seni..
Mert: Bir kaç gün oluyor. Ben de.. yaa aslında senden bir şey rica etmek için aramıştım..
Alev: Tabiki seni dinliyorum..
Mert: Şey.. benim bir arkadaşımın işe ihtiyacı varda cvsi de çok iyi.. Benimde aklıma sen geldin çok iyi bir kariyerin olduğunu biliyorum.. Ona yardımcı olur musun?
Alev: Aslında ben.. ( İyilik ve ben..) peki.. Personel müdürüyle görüşüyüm bir ihtiyaç varsa yönlendirirm seni.. ama bir şartla.. akşam yemeğine geleceksin konağa.. ( Ömeri kıskandırmak için harika bir fırsat.. Belki beni bir erkekle görmediğin için böylesin..)
Mert: Çok teşekkürler ama bunu ertelesek 2 gün sonrasına inan çok yoğunum..
Alev: Olur.. görüşürüz. Unutmak yok ama..
Mert: Mert sözü diyip Gülümser.

...

Ömer odada volta atıyor, Zehrada oturuyordur.

Zehra: Ya bir otursana düşünemiyorum senin yüzünden..
Ömer: Tabi tabi.. her şeyi sen yap ama benim yüzümden olsun..
Zehra: Bilerek mi yaptım öyle anlaştık diye.. nerden biliyim Leylanın eve geleceğini.. dediğinde Zehrayı Leyla aramıştır.
Zehra: Efendim Leylacığım..
Leyla: Canım bütün gece sana ulaşamadım.. Ömer hastanede diyince ne kadar korktum bir bilsen iyisin dimi.. geliyim mi yanına geldi mi ilaçların..
Zehra: İyiyim canım sadece şarjım bitmişti o kadar. Sonra konuşuruz olur mu canım..
Leyla: Anladım müsait değilsin.. tamam canım iyisin ya sorun yok..
Zehra: Görüşürüz canım.. diyip telefonu kapatmıştır. Ömer, Zehraya bakıp gözünü kısmıştır. Zehra ne dercesine bir bakış atmıştır.
Ömer: Buldum.. sen beni kıskanmışsın ve küsüp gitmişsin..
Zehra: Ben mi seni kıskanacağım.. Ayşe bile inanmaz buna bence tam tersi olsun sen beni kıskanmış ol..
Ömer: Peki ben neden kıskanacakmışım.. Asla kıskanmam..
Zehra: Aman iyi tamam.. O zaman.. küçük bir yanlış anlaşılma diyelim hallettik deriz.. hadi ya çok sıkıldım odada ben..
Ömer: Tamam madem bir şekilde idare edeceğiz durumu.. diyip çıkmak üzere olduklarında Ömerin telefonu çalar ve gülümseyerek telefonun ekranına bakar. Bunu farkeden Zehra gözlerini kısıp..
Zehra: Gelmiyor musun..
Ömer: Sen git konuşup geliyorum..
Zehra: Peki.. diyip telefonun ekranındaki yazıyı görmek için başını uzatır. Ömer ne oluyor dercesine baktığında sessizce arkasına bakarak odadan çıkar. Ömer telefonu gülümseyerek açıp..
Ömer: Salim babacığım nasılsın..

...

Zehra, Ömerin kimin aradığını düşünüp dalgın dalgın yürürken birden çalan kapı sesiyle kapoya doğru yönelir. Karşıdan geşen Nazan eliyle dur işareti yapıp gönderir. Kapıyı açtığında ilacının geldiğini öğrenir ve kapıyı açanın kendisi olduğu için derin bir nefes alır. Kapıyı kapattığında sessizce odaya doğru yürürken Ömer odadan çıkıp ona doğru yürümeye başlar. Hemen kutuyu elleriyle arkasına saklar. Ömer bunu farkedip..
Ömer: Arkanda ne var..
Zehra: Hiç bişey..
Ömer: Sakladığını gördüm..
Zehra: Şey.. bir paket bekliyordum da o ..
Ömer: Ne var içinde.. diyip almak için yeltenir Zehra geri çekilir.
Zehra: Bayanların öyle her şeyine karışılmaz özel..
Ömer: Kargoyla bayanlara özgü bişey ne olabilir ki fön makinası falan mı..
Zehra: e..evet..
Ömer: Ama kutu biraz küçük gibi.. sanki başka bişey var.. diyip almak için tekrar yeltenir.
Zehra: Yaa bırakır mısın göstermek istemiyorum dedim..
Ayşe: Abi.. yoksa yine mi kavga ediyorsunuz..
Ömer: Şey Canım .. aslında..
Zehra: Hemen geliyorum.. diyip odaya girmiştir Ayşe kutuyu fakretmeden.. Kutuyu çantasına koyduktan sonra geldiğinde Ayşe kollarını birleştirip..
Ayşe: Dökülün bakalım.. noluyor.. benden kaçmaz..
Ömer: Ayşeciğim yok bişey.. diyip Zehraya bakar..
Zehra: canım onun öyle dediğine bakma büyük bir sorun var..
Ömer: Öyle mi.. neymiş o sorun.. demiştir dişlerinin arasından Ayşeye bakıp sırıtarak..
Zehra: Hiç benimle ilgilenmiyorsun.. sürekil iş iş.. evlendik evleneli şöyle güzel bir akşam yemeği yemedik.. bir çiçektir bir tatlı sözdür.. sen olsan kırılmaz mısın Ayşeciğim.. dediğinde Ömer şok olmuş bir şekilde bakıyordur. Ayşe gülümseyip..
Ayşe: Haklısın canım benim abim birazcık küçücük odundur. Çok aklına gelmez öyle şeyler.. Ama abiciğim bilşyorum istedin mi en güzelini yaparsın sen.. neyse anlaşıldı derdiniz..
Ömer: Ama canım.. bunun için trip atılır mı.. Hem çiçek alınca ne oluyor ki gereksiz yani..
Zehra: Kadınlar çiçekleri değil çiçek alabilecek kadar ince ruhlu erkekleri sever aslında..
Ayşe: Ooo.. abiciğim fena bozguna uğradın neyse ben kaçıyorum.. artık bu sözlerden sonra akşam yemeğine beklemeyelim sizi.. diyip Gülümser.

Ayşe gittikten sonra Ömer, Zehraya gözlerini dikmiş bakıyordur.
Zehra: Ne.. diye öyle bakıyorsun.. aklıma geldi uydurdum işte bişeyler..
Ömer: Tamam canım bişey demedik..
Zehra: Ama abarttım sanırım.. akşam yemeği falan..
Ömer: Yok yok gayet iyiyidin.. Dışarda yemek lazım şimdi.. gitmezsek iyice şüphe çeker..
Zehra: Madem öyle.. tamam.. diyip gitmek üzereyken..
Ömer: Haa bu arada unutmadım ne vardı o kutuda öğreneceğim bir şekilde..
Zehra: dedim ya seni ilgilendirmez diye.. Özel..
Ömer: Peki öyle olsun.. diyip Gülümser. Zehra salona doğru giderken arkasından bakıp..
Ömer: Akşam yemeği tamam.. peki çiçek almalı mıyım.. Ömer sakin ol.. bu gerçek değil sadece formalite bir yemek.. Acaba ona gerçekten bir sürpriz mi yapsam diyip Gülümser.

Nasıl buldunuz..
Farkındayım her şeyi biribirine kattım inşallah karıştırmam :)
Kamtık hatası bulursanız telafi edeyim.. sevgiler :)
beğeni ve yorumları eksik etmezseniz minnettar olurum :)

ÇÖL ÇİÇEĞİ  Onde as histórias ganham vida. Descobre agora