KOLEJE DÜŞTÜK (Düzenlenecek.)

Par nazarozkan

2.2M 130K 67.4K

Ahenk; gittiği yeni kolejde yaşadığı olaylar yüzünden, "Acaba bu koleje gelmekle hata mı yaptım?" diye düşüns... Plus

Karakterler
1. Bölüm / Karahan Koleji
2. Bölüm / Gözleri, Hâlâ Gözlerimdeydi
3. Bölüm / Yeni Bir Arkadaş
4. Bölüm / Haz Edilmeyen Okul
5. Bölüm / Hay Ağzını Öpeyim
6.BÖLÜM •NEDEN DEĞİL, KİMİN İÇİN•
7.BÖLÜM •KAMERA SORUNSALI•
8.BÖLÜM •NE ZAMAN ANLAYACAKSIN?•
9.BÖLÜM •ARKADAŞ•
10.BÖLÜM •BENİM YANIM•
11.BÖLÜM •MASUM ÖPÜCÜK•
12.BÖLÜM •ÜZÜLMENİ İSTEMİYORUM•
13.BÖLÜM •DEĞİŞEN RİTİMLER•
14.BÖLÜM •ERTELEME•
15.BÖLÜM •BURAY?•
16.BÖLÜM •SANA İHTİYACIM VAR ANNE•
17.BÖLÜM •YOK DAHA NELER!•
18.BÖLÜM •KENDİME KIZIYORUM•
19.BÖLÜM •KALBİNİ KAZANABİLİRİM•
20.BÖLÜM •BİR SENEDİR Mİ?•
21.BÖLÜM •BENİM KIVIRCIĞIMSIN•
22.BÖLÜM •İYİ Kİ BU KOLEJE DÜŞMÜŞÜM•
23.BÖLÜM *GÜN*
24.BÖLÜM *KIZ KAVGASI*
25.BÖLÜM *FARK ETMİYOR*
26.BÖLÜM *PİJAMA PARTİSİ*
KARAKTERLERE SORULAR
27.BÖLÜM *SEVDİĞİM KIZ?*
28.BÖLÜM *KAZA*
29.BÖLÜM *BİZİ BIRAKMADI*
30.BÖLÜM *HATIRLAMIYORUM*
31.BÖLÜM *KÖPEK*
32.BÖLÜM *KORKTUM*
33.BÖLÜM *ZAMANLA*
34.BÖLÜM *SEN BENİM SEVGİLİMSİN*
35.BÖLÜM *AHENK...*
36.BÖLÜM *MAVİLİ*
37.BÖLÜM *ATEŞİN VAR*
38.BÖLÜM *YOK ANASININ GÖZÜ*
39.BÖLÜM *SAPIK MISIN?*
40.BÖLÜM *KAÇIRILMA*
41.BÖLÜM *SENİ KORUYAMIYORUM*
42.BÖLÜM *İZİN VERMEYECEĞİM*
43.BÖLÜM *ÖZLÜYORUM BE MAVİLİ*
44.BÖLÜM *SENİ SEVİYORUM*
45.BÖLÜM *BEN BUNA DAYANAMAM*
46.BÖLÜM *KALBİM ACIYOR*
47.BÖLÜM *PİŞMAN OLACAKSIN*
48.BÖLÜM *KÜÇÜK SARHOŞ*
49.BÖLÜM *TAKINTILI MANYAK*
50.BÖLÜM *NE OLUR GİTME*
51.BÖLÜM *YENİDEN*
52.BÖLÜM *GÜZELİMSİ BİR AKŞAM*
53.BÖLÜM *MAVİLİ'NİN GICIĞI*
54.BÖLÜM *ANNEANNE MAĞDURLARI*
55.BÖLÜM *SADECE BENİM*
56.BÖLÜM *BİZİM*
57.BÖLÜM *YEMEK*
58.BÖLÜM *YİĞİT SORUNSALI*
59.BÖLÜM *SEN ÖYLE SAN*
60.BÖLÜM *ŞEFTALİLER AŞKINA*
61.BÖLÜM *TEŞEKKÜR EDERİM*
KARAKTERLERE SORULAR 2
62.BÖLÜM *İYİ UYKULAR KIVIRCIĞIM*
63.BÖLÜM *O...GİTTİ*
65.BÖLÜM *ÖLEYİM Mİ BEN?*
66.BÖLÜM *SÖZ*
67.BÖLÜM *EMİNİM*
68.BÖLÜM *NELER OLUYOR?*
69.BÖLÜM *KABUL*
70.BÖLÜM *YANIMDA KAL*
71.BÖLÜM *BENİ SEVİYORUM*
72.BÖLÜM *"A" HARFİ*
73.BÖLÜM *ÖZLEYECEĞİM*
74.BÖLÜM *ARAMIZA HOŞ GELDİN*
75.BÖLÜM *NEDEN HÂLÂ YANIMDASIN?*
76.BÖLÜM *BELKİ DE BİLEREK*
77.BÖLÜM *ÇİFTE SÜPRİZ*
78.BÖLÜM *MESAJ*
79.BÖLÜM *KARŞILIK*
80.BÖLÜM *AHENK RÜZGÂRLARI*
81.BÖLÜM *PİŞMANIM*
82.BÖLÜM *ÖZLEDİM*
83.BÖLÜM *BENİM YILDIZIM*
84.BÖLÜM *ZAMANI GELDİ*
85.BÖLÜM *YENİ BAŞLANGIÇLAR*
86.BÖLÜM *KENDİNİ SUÇLAMA*
KARAKTERLERE SORULAR 3
🍬BAYRAMA ÖZEL BÖLÜM🍬
87.BÖLÜM *SAKLI GERÇEKLER*
88.BÖLÜM *BİR SUÇUM YOK*
89.BÖLÜM *BEN SÖZÜMÜ TUTARIM*
90.BÖLÜM *YALVARIRIM*
91.BÖLÜM *DAYANAMIYORUM LAN!*
92.BÖLÜM *KIYAMAM Kİ*
93.BÖLÜM *ÇOK EĞLENECEĞİZ*
94.BÖLÜM *SİYAH KAPI*
95.BÖLÜM *ABİ*
96.BÖLÜM *GÜVENİYORUM*
97.BÖLÜM *ANIL ve KISKANÇLIKLARI*
98.BÖLÜM*SINIR*
99.BÖLÜM *KOCAMAN KOCAMAN*
🌸100.BÖLÜM🌸
101.BÖLÜM *PROBLEMLİ ESKİ SEVGİLİ*
102.BÖLÜM *YALNIZ DEĞİLSİN*
103.BÖLÜM *İLK HAMLE*
104.BÖLÜM *ÇOK YAKINDA*
105.BÖLÜM *YÜKSEK YÜKSEK TEPELERE*
106.BÖLÜM *SENİ BIRAKMAM*
107.BÖLÜM "JUNIOR KARAHAN"
108.BÖLÜM *KARAHAN AİLESİ*
109.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 1)*
110.BÖLÜM *DÜĞÜN TELAŞI (Part 2)*
🌼YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM🌼
111.BÖLÜM *KİM BİLİR?*
112.BÖLÜM *BAŞARDIN*
KARAKTERLERE SORULAR 4
🌼FİNAL🌼
•ÖZEL BÖLÜM•
•ÖZEL BÖLÜM 2•
•ÖZEL BÖLÜM 3•

64.BÖLÜM *BENİ BIRAKMA*

12.2K 822 301
Par nazarozkan

İyi okumalar.✨

Medyada Ece🌸

Can'ın Ağzından

Telefon yüzüme kapanınca bizimkilere döndüm.

"Emre arabanı alıyorum, siz de polise haber verin sonra oraya gelin. Peşimden gelmeyin. Yiğit'i orada döverken ayırmanızı istemiyorum."dedim.

"Saçmalama Can, birlikte gidelim."

"Hayır Ahenk. Anahtarı alayım."dedim elimi Emre'ye uzatarak. Anahtarı bana uzatınca elinden alıp odanın çıkışına doğru ilerledim. Arkamdan söylenmelerini umursamadan kapıya koşup dışarı çıktım.

Hızlı adımlarla arabaya doğru gittim. Kapıyı açıp arabaya bindim. Arabayı çalıştırınca derin bir nefes aldım. Sakin ol Can. Tamam buldun onu. Şimdi gidip onu kurtaracaksın ve her şey bitecek. Titreyen ellerimle direksiyonu tuttum ve gaza bastım. Araba kullanmayı biliyordum aslında ama eksikliklerim var. Emre'nin bir ara bana araba kullanmayı öğrettiği gün az kalsın denize uçmamızın sebebi de Emre'ydi. Çünkü sürekli şikayet ediyordu. Ben de onunla konuşayım derken dikkatim dağılmıştı ve az kalsın denize uçuyorduk ama benim suçum değildi.

Ana yola girince gaza biraz daha basıp hızımı artırdım.

Yiğit Ece'ye zarar verir mi ki? Bu düşünceyle hızımı biraz daha arttırdım. Ona bir şey olmayacak.

Yaklaşık 35 dakikanın ardından ormanın ortasında iki katlı bir evin önünde durdurdum arabayı. Arabadan inip koşarak kapıya doğru ilerledim. Kapının önüne gelince kapıyı yumrukladım. Kapıyı açan olmayınca bir adım geri gidip kapıya tekme attım ve kapı açılıp duvara çarparak gürültülü bir ses çıkarttı. İçeriye girip etrafa göz gezdirdim.

"Ece?"dedim bağırarak. Bir anda üst kattan Ece'nin çığlığını duyunca olduğum yerde durup kafamı merdivenlere çevirdim. Koşarak merdivenlere doğru ilerleyip üst kata çıktım.

"Ece?"dedim tekrardan bağırarak.

"Yiğit lütfen dur."

Ece'nin sesini tekrar duyunca sesin geldiği yere doğru ilerledim. Kalbim korkudan çok hızlı atıyordu. Kapının önüne gelince kapıyı açtım. Gördüğüm şeyle kaşlarım anında çatıldı.

Karşımdaki masada bir bilgisayar vardı ve Ece'nin sesi ondan geliyordu. Kandırıldım mı?

Bilgisayara doğru ilerledim. Yanındaki not dikkatimi çekince onu elime aldım ve okumaya başladım.

"Can DOĞAN beni hiç dinlemiyorsun. Ece'yi bir daha göremeyeceksin derken ben çok ciddiydim, boşuna uğraşma, o attık benim."

Notu hırsla elimde buruşturup yere attım. Bilgisayarı da alıp yere fırlattım. Öfkemi eşyalardan çıkartıyordum ama bu bile beni sakinleştirmiyordu. Ben Ece'yi, Kıvırcığım'ı istiyorum. Yatağın üstündeki saç tokası dikkatimi çekince yatağa doğru ilerleyip yatağa oturdum. Tokayı elime alıp burukça gülümsedim.

Nerdesin be Kıvırcığım? Bir süre boş boş elimdeki tokaya baktım.

Sıkıntılı bir nefes alıp cebimden telefonumu çıkarttım ve Emre'yi arayıp beklemeye başladım.

"Can? Buldun mu Ece'yi?"

"Hayır, kandırılmışız, geri dönün ben de geliyorum."dedim mırıldanarak.

"Tamam biz geri döneriz ama polisler gelsinler oraya. Belki bir şey bulurlar."dedi.

"Tamam."diyerek telefonu kapatıp ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Galiba Yiğit'in dediği doğruydu, Ece'yi bir daha göremeyecektim.

Yavaş adımlarla merdivenlerden inip dış kapıya doğru ilerledim. Evden çıkınca arabaya doğru ilerleyip açık bıraktığım kapıdan içeriye girdim ve kapıyı kapatıp derin bir nefes aldım.

Umudumu kaybetmemem gerekiyordu ama ben yapamıyordum. Onu çok özlemiştim ve kalbimin acısı zaman ilerledikçe daha çok artıyordu.

Son kez eve bakıp gaza bastım ve ormanın çıkışına doğru ilerledim. Saat tahminimce bire geliyordu. Görünürde bir araba yoktu ve yolu sadece arabanın farları aydınlatıyordu.

Kısa bir süre sonra ormandan çıkınca yolda hızımı biraz daha arttırdım.

Belki de arabayı bir ağaca vurup kaza yapabilirim ve sonra da mutlu son.

Gülerek kafamı iki yana salladım. Karşıdan birinin koşarak benim olduğum tarafa geldiğini görünce kaşlarımı çatıp yüzünü seçmeye çalıştım. Ne işi var bunun bu saatte yolda? Arabanın farları sayesinde koşan kişiyi görünce anında frene bastım. Lan bu Ece.

Hızla arabadan indim. Beni görünce yerinde durup şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

"Can?"dedi bağırarak.

Buldum mu ben şimdi Kıvırcığım'ı?

Gülerek ona doğru ilerledim, o da bana doğru koşmaya başladı.

Ece biraz daha hızlı koşup yanıma geldi ve boynuma sarıldı. Kollarımı beline sarıp onu biraz daha kendime çektim.

Allah'ım sana şükürler olsun, buldum onu.

Geri çekilip ona baktım. Yüzünü avuçlarımın içine alıp fısıldadım.

"Sen gerçeksin değil mi? Buldum seni."dedim.

Kafasını salladı.

"Can gidelim burdan Yiğit arkamdan geliyor."dedi korkuyla.

"Daha iyi ya gelsin, görüşecek bir hesabımız var."dedim gülerek.

"Can lütfen gidelim, ben korkuyorum."dedi. Yanağını öpüp geri çekildim.

"Korkma ben seni bu sefer koruyacağım."dedim.

"Sen beni her zaman korudun Can."dedi.

"Ne duygusal bir sahne."

Gelen sesle kafamı kaldırıp Ece'nin arkasında bize gülerek bakan Yiğit'e baktım. Ece'yi kenara çekip Yiğit'e doğru gittim. Elini beline atıp silahını çıkartınca yerimde durdum.

"Yerinde olsam hiç denemezdim."dedi gülerek.

"Yiğit indir o silahı."dedim.

"Hayır."dedi ve silahı Ece'ye çevirdi.

"Ece seni çok seviyorum ama bir başkasına sarılmana da dayanamam."dedi.

"Bak ona bir şey olursa seni kendi ellerimle öldürürüm lan."dedim bağırarak. Beni umursamadan konuşmaya devam etti.

"Benim olmazsan başkasının hiç olamazsın."dedi. Hayır ona bir şey yapmasına izin veremem. Yavaş adımlarla Ece'ye doğru ilerledim.

"Seni sevmiyorum anlamıyor musun? Hastasın sen. Bırak artık peşimi."dedi Ece ağlayarak. Yiğit güldü.

"Sevmeyi deneyebilirdin ama sen denemedim. Belki de öteki dünyada görüşürüz Kıvırcığım."dedi ve tetiğe bastı. Hızla Ece'nin önüne geçince karnımda hissettiğim acıyla bir adım geri gittim.

"Can?"dedi Ece bağırarak. Yiğit şaşkınlıkla bana bakıyordu.

Ben yere düşerken Ece'de anında yanıma diz çöktü. Yiğit zaten koşarak buradan uzaklaşmıştı.

"C-can? Sen ne yaptın?"dedi Ece karnıma bakarak.

"Seni koruyacağımı söylemiştim."dedim zorlukla.

"Böyle mi koruyorsun? Allah kahretsin. Can sen s-sen...Benim yüzümden oldu her şey."dedi ağlamaya devam ederken.

"Hayır kendini suçlama."dedim.

Beni umursamadan kafamı kaldırıp bacaklarının üstüne koydu.

"Tamam sakin ol bak kurtulacaksın. Ben ambulansı arayacağım."dedi elini cebime atarak. Gözlerim yavaşça kapanıyordu.

"Can kapatma gözlerini yalvarırım. Ben korkuyorum Can. Can bırakma beni."dedi ağlayarak. Elimi havaya kaldırıp onun göz yaşını sildim.

"Ağlama...lütfen, benim canım acımıyor."dedim yutkunarak.

"Hayır yalan söylüyorsun."dedi kafasını iki yana sallayarak. Elindeki telefondan bir numara tuşlayıp kulağına götürdü. Görüşüm bulanıklaşmaya, sesler uğultu gibi gelmeye başlamıştı.

"Can, geliyorlar, kurtulacaksın lütfen gözlerini açık tut."dedi Ece. Son kalan gücümle gözlerimi zorlukla araladım. Ece üstündeki tişörtü çıkartıp yarama bastırınca acıyla inledim. Neyseki üstünde sporcu atleti vardı.

"Buraya kadarmış Kıvırcığım."dedim gülümseyerek.

"Hayır, hayır, kurtulacaksın Can, böyle söyleme."dedi Ece.

Gülümseyerek gözlerimi kapattım.

"Can beni bırakma yalvarırım."dedi Ece yanağıma okşayarak.

Gözlerimi açmaya çalıştım ama göz kapaklarım çok ağırlaşmıştı ve olmuyordu.

"Seni seviyorum Kıvırcığım."dedim fısıldayarak. Umarım sesimi duymuştur.

Son duyduğum ses Ece'nın hiçbir zaman aklımdan çıkartmayacağım sesiydi.

Mutlu ölecektim hiç değilse.

Ahenk'in Ağzından

Emre arabasını evimin önünde durdurunca üzgünce ona döndüm.

"İyi geceler."dedim.

Emre bir şey diyecekken telefonu çaldı. Cebinden telefonunu çıkartıp açtı.

"Söyle Can."dedi.

Karşıdan her ne söylendiyse bir anda yüzü düştü ve telefonu kulağından çekti.

"Emre? Ne oldu?"dedim endişeyle.

"Can, o vurulmuş."dedi.

"Ne?"dedim bağırarak.

"Yiğit yapmış, Ece'yi bulmuş, hastaneye gidiyorlarmış."dedi etrafa boş boş bakarak.

"Emre?"dedim ama bir tepki vermedi.

"Emre? Kendine gel."dedim sesimi biraz yükselterek. Hızla bana döndü.

"Ona bir şey olmayacak."dedi kafasını iki yanan sallayarak.

"Olmayacak, hastaneye gidelim lütfen."dedim. Derin bir nefes alıp arabayı çalıştırdı. Cebimden telefonumu çıkartıp göz yaşlarımı sildim. Dolunay'ı arayıp beklemeye başladım. Telefon çalarken Emre'ye döndüm.

"Hangi hastane?"dedim. Hastanenin adını söyleyip önüne döndü.

"Efendim Ahenk?"

"Dolunay h-hastaneye gelin. C-can vurulmuş."dedim. Bir süre ses gelmedi.

"H-hangi hastane?"

Hastanenin adını söyleyip telefonu kapattım ve camdan dışarıyı izlemeye başladım. Gözümden bir damla yaş düşünce hızla onu silip Emre'ye döndüm. Çenesinin gerilmesinden dişlerini sıkmış olduğunu anladım.

Tekrar önüme döndüm.

Allah'ın ne olur ona bir şey olmasın.

Kısa bir süre sonra hastanenin önünde durunca arabadan indik. Emre koşarak hastaneye doğru ilerleyince ben de ona yetiştim.

İçeriye girince bilgisayarın başında duran kadının yanına gittik.

"Can DOĞAN nerede o?"dedi Emre.

Kadın bilgisayardan bir şeyler yaptıktan sonra bize baktı.

"Az önce ameliyata aldılar, 2.kat."dedi. Emre koşarak merdivenlere doğru ilerleyince ben de arkasından gittim.

2.kata çıkınca etrafa baktım. Ece yere oturmuş ameliyathanenin kapısına bakıyordu. Emre ile birlikte Ece'nin yanına gittik. Ece bizi görünce ayağa kalkıp bana doğru geldi.

Bana sarılıp ağlamaya başladı. Emre telefonuyla konuşmak için yanımızdan uzaklaşmıştı. Kollarımı ona sarıp gözlerimi kapattım ve benim de gözümden bir damla yaş düştü.

Bir süre öyle kaldıktan sonra Ece benden ayrılıp burnunu çekti.

"B-benim yüzümden oldu."dedi. Ağzımı açmış bir şey diyecekken benden önce Emre konuştu.

"Evet hepsi senin yüzünden."dedi sinirle. Ece kafasını yere eğince şaşkınlıkla Emre'ye baktım.

"Ne dediğinin farkında mısın sen Emre?"

"Yalan mı Ahenk? Hepsi onun ve eski sevgilisinin yüzünden oldu. Benim kardeşim şu an orada uyursa bunun tek bir sebebi var o da Ece."dedi bağırarak.

"Emre şu an sinirlisin ve ne dediğini bilmiyorsun, istersen dışarıya çıkalım."dedim.

"Ne dediğimi gayette iyi biliyorum."dedi.

"Emre gider misin buradan?"dedim sinirle.

"Oğlum?"

Arkamdan gelen sesle bakışlarımı oraya çevirdim. Elif teyze, Emin amca, Anıl ve Dolunay bize doğru geliyordu.

"Oğlum nerede?"dedi Elif teyze ağlayarak.

"Ameliyatta."dedim mırıldanarak. Elif teyze Ece'yi görünce ona doğru gitti.

Ece kafasını kaldırıp Elif teyzeye bakınca Elif teyze ona sarıldı. Derin bir nefes alıp Dolunay'a baktım. Anıl'a sarılmış bir şekilde ağlıyordu. Ameliyathanenin kapısı açılınca bakışlarımız oraya döndü. Doktor yanımıza gelip konuşmaya başladı.

"Hastanın yakınları siz misiniz?"dedi.

"Evet."dedi Emin amca.

"Hayati tehlikesi yok. Kurşunu çıkartmak kolay ama hasta çok kan kaybetmiş acil 0 rh (-) kana ihtiyacımız var."dedi.

Ama bu kan grubu zor bulunuyor.

"Batu."dedi Dolunay bağırarak. Anlamayarak ona döndük.

"Batu'nun kan grubu o."dedi sevinçle.

"Ara kızım gelsin Batu buraya."dedi Elif teyze. Dolunay kafasını sallayıp yanımızdan uzaklaştı. Gülümseyerek bizimkilere baktım. Elif teyze Emin amcaya sarılmıştı ve Ece'de gülümseyerek ameliyathanenin kapısına bakıyordu. Onun yanına gidip koluna dokundum bana bakınca gülümsedim.

"Sen Emre'nin dediklerini umursama Ece, öfkesine yenik düştüğü için öyle dedi. Anlar hatasını birazdan."dedim gülümseyerek.

"Doğru Ahenk, Emre'nın söylediği her şey doğru."dedi üzgünce.

"Hayır Ece değil, olay nasıl oldu bilmiyorum ama..."

"Yiğit o silahı bana sıkmıştı ve Can'da kurşunun önüne atlayınca ona geldi. Benim yüzümden oldu her şey."dedi üzgünce.

"Seni sevdiği için böyle bir şey yaptı Ece, sen de böyle düşünerek kendini üzme. Bak o iyi. Sabah onu göreceğiz ve her şey eskisi gibi olacak."dedim. Bir şey demeden önüne döndü.

Dolunay yanımıza gelip konuşmaya başladı.

"Birazdan burada olurlar."dedi. Gülümsedim. Şükürler olsun Allah'ım.

Ece gözlerini kapatıp bana tutununca hemen kolundan tuttum.

"Ece sen iyi misin?"dedim endişeyle.

"Başım döndü biraz."dedi bana bakarak.

"Açlıktan olmuş olmalı."dedi Dolunay.

"Ne kadar süredir yemek yemiyorsun Ece?"dedim kaşlarımı çatarak.

"Bir günden fazla olmalı."dedi gözlerini kaçırarak.

"Yuh ama Ece. Gel biz kantine gidelim."dedi Dolunay onun kolundan tutarak. Ece itiraz etmeden onu takip etmeye başladı. Dolunay giderken Anıl'ı da peşinden sürüklemişti.

Ben de Emre'ye baktım ama yerinde olmadığı gördüm.

Elif teyzenin yanına gittim.

"Emre nerde Elif teyze?"

"Dışarı çıkacağını söyledi."dedi. Kafamı sallayıp merdivenlere doğru ilerledim. Telefonum çalınca cebimden çıkartıp kim olduğuna baktım. Annemin aradığını görünce hızla telefonu açıp kulağıma görürdüm.

"Efendim anne?"

"Kızım var mı bir haber?"

"Ece bulundu anne ama biz hastanedeyiz."dedim.

"Hastane mi? Kızım Ece'ye bir şey mi oldu?"

"Hayır anne Ece iyi. Sadece genel kontrol yapmak için geldik buraya. Sabaha kadar burada kalması gerekiyormuş biz de yanında kalacağız."dedim.

Onları endişelendirmemek için yalan söylemiştim.

"Tamam kızım. Hastaneden çıkınca haber ver."derdi.

"Tamam."diyerek telefonu kapattım.

Merdivenler bitince çıkışa doğru ilerledim. Dışarı çıkınca Emre'nin arkası dönük bir şekilde bankta oturduğunu gördüm. Ona doğru gidecekken elinde iki tane kağıt bardakla onun yanına giden Simge'yi görünce olduğum yerde durdum. Ne işi var bunun burda?

Emre gülümseyerek elindeki bardağı alınca Simge yanına oturdu.

Derin bir nefes alıp sakin olmaya çalıştım.

Sakinleştiğime emin olduktan sonra onlara doğru ilerledim.

Benim geldiğimi fark edince Emre gülümserken uzun bacak göz deviriyordu.

"Gel otur sevgilim."dedi Emre. Senin de ağzına vuracağım sevgilim sen hiç merak etme.

Uzun bacağı itip aralarına oturdum.

"Merhaba tatlım."dedim Simge'ye dönerek.

"Merhaba."dedi gülümseyerek.

"Ne yapıyorsunuz burada baş başa?"dedim ikisine de bakarak.

"Biraz rahatsızdım onun için gelmiştim Emre'yi de burada görünce ne olduğunu sorayım dedim. Kötüydü biraz, ben de çay getirdim ona."dedi gülümseyerek. O karton bardağı yedireceğim ben sana.

"Teselli edecektin yani?"dedim alayla. Bir şey demedi. Emre'nin elindeki kağıt bardağı alıp Simge'ye verdim.

"Sen şimdi al bunu ve ameliyata git. Can vuruldu. Hadi git biraz da Elif teyzeye teselli ver."dedim.

"Can vuruldu mu?"dedi şaşkınlıkla.

"Nasıl bilmezsin? Hiç yakıştıramadım. Bir de çocukluk arkadaşı olacaksın."dedim kaşlarımı çatarak.

"Ben gideyim."dedi ayağa kalkarak.

"Geç bile kaldın."dedim. O yanımızdan uzaklaşınca Emre'ye döndüm. Gülerek kolunu omzuma attı. Tek kaşımı havaya kaldırarak koluna baktım. Kolunu omzumdan uzaklaştırıp bankta biraz kenara kayıp ondan uzaklaştım. Kaşlarını çatarak ne yaptığımı anlamaya çalıştı.

"Gidip Ece'den özür dileyeceksin." dedim. Sıkıntılı bir nefes alıp gözlerini kaçırdı.

"Yanlış yaptım değil mi?"dedi bana bakarak. Kafamı onaylar bir şekilde salladım.

"O an çok korkmuştum, Can'a bir şey olacak sandım ve öfkeyle söyledim o sözleri."dedi üzgünce.

Biraz kayıp ona yaklaştım.

"Özür dilersin olur biter."dedim gülümseyerek ve elimi kaldırıp yanağına doğru götürdüm. O da gülümseyince yanağına doğru götürdüğüm elimle hızla ağzına vurdum. Şaşkınlıkla kafasını geri çekip eliyle ağzını kapattı.

"Ne yapıyosun kızım?"dedi sinirle.

"Lafların çok ağırdı ve Simge denen moda dergilerden fırlamış kızla aynı bankta oturuyordun getirdiği çayı aldığını saymıyorum bile."dedim ben de sinirle.

Söylediklerime güldü.

"Kıskanılmak güzel duyguymuş."dedi önüne dönerek.

Koluna vurdum bir tane.

"Bak Emre valla seni döverim."dedim.

"Gel buraya kıskanç sevgilim benim."dedi beni kendisine çekerek. Gülümseyerek ben de kolumu karnının üstüne koydum.

"Çok korktun değil mi ona bir şey olacak diye?"dedim kafamı kaldırıp ona bakarak. Kafasını eğip bana baktı,bir süre yüzümü inceledikten sonra gülümsedi.

"Kardeşim o benim Ahenk."dedi. Bakışlarını arkamda bir yere sabitleyince geri çekilip baktığı yere baktım. Asi ve Batu hastaneye doğru ilerliyordu.

"Bundan yardım aldığımıza inanamıyorum."

Emre'nin homurdanmasıyla sinirle ona döndüm.

"Bak bir tane daha vururum ağzına."dedim.

Gülerek ayağa kalktı.

"Hadi gel gidelim."dedi elini bana uzatarak. Elini tutup ayağa kalktım. Birlikte el ele hastaneye doğru ilerledik.

Hastaneye girip ameliyathanenin bulunduğu kata çıktık. Ece, Dolunay ve Anıl gelmişlerdi. Batu ortalıkta yoktu. Asi, Ece'yle konuşuyordur, Elif teyzeyle Emin amca da koltuklara oturmuşlardı. Simge denen kızda ortalıkta görünmüyordu.

Birlikte Ecelerin yanına doğru ilerledik.

"Ece boşuna üzülme bak iyiymiş, kendini de suçlama artık."dedi Asi. Bizim geldiğimizi fark edince Asi göz devirdi.

"Ece? Ben özür dilerim. Söylediklerim yanlıştı."dedi Emre.

"Doğruydu Emre."dedi Ece. Asi kaşları çatık bir şekilde olanları anlamaya çalışıyordu.

Emre Ece'nın yanına oturup gülümsedi.

"Ece gerçekten özür dilerim. Seni suçlamam yanlıştı ama ben çok korkmuştum. Ona bir şey olacak sandım."dedi. Ece'de gülümseyip konuşmaya başladı.

"Önemli değil Emre."dedi. Emre ayağa kalkınca ben de gülümsedim. Anıl yanımıza gelip konuşmaya başladı.

"Emre benimle gelir misin?"dedi. Emre kafasını sallayıp Anıl ile birlikte merdivenlere doğru ilerleyince ben de Ece'nin yanına oturdum

Anıl'ın Ağzından

Emre ile birlikte dışarıya çıkıp bir banka oturduk.

"Yiğit'i bulmuşlar."dedim ona bakarak.

"O zaman yarın gidiyoruz?"dedi sırıtarak.

"Bana kalırsa şimdi gidelim."dedim.

Güldü ve önüne döndü. Babamın adamları Yiğit'i bulmuşlardı ve boş bir depoya görürmüşlerdi. Yarına kadar beklemek zorundaydık. Benim kardeşime kurşun sıkmak büyük cesaret gerçekten.

Bu yaptığı tabiki de yanına kalmayacak. Biraz dövdükten sonra polise teslim ederdik.

Yanımıza Dolunay gelince Emre ayağa kalktı.

"Ben gidiyorum."dedi. Kafamı salladım. O gidince Dolunay'ın kolundan tutup yanıma çektim.

Bana sarılıp kafasını göğsüme koydu. Ben de kolumu omzuna atıp onu kendime biraz daha çektim.

"Can'ın vurulduğunu öğrenince nasıl korktuğunu Can duysa artık dilinden kurtulamazsın."dedi Dolunay.

"O iyi olsun da ben başka bir şey istemiyorum."dedim gülümseyerek.

Dolunay yerinden doğrulup bana baktı. Ben de ona bakmaya başladım.

"Dolunay?"dedim fısıldayıp ona yaklaşarak.

"Hı?"dedi yutkunarak.

"Ben seni iki gündür öpmüyorum değil mi?"dedim gülerek. Kaşlarını çatıp geri çekildi.

"Bunu mu düşündün gerçekten?"dedi hayretle.

"Beni özlemişsindir diye düşündüm."dedim.

"Anıl saçmalama hastanedeyiz."dedi gülerek.

"Peki."dedim önüme dönerek.

Dolunay'ın kahkahasını duyunca anlamayarak ona döndüm.

"Anıl KORKMAZ trip mi atıyor?"dedi gülmeye devam ederek. Ben de gülüp onu kendime çektim. Burunlarımız birbirine deyince şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.

"Dolunay ÖZTÜRK heyecanlandı mı?" dedim alayla.

"Hayır."dedi mırıldanarak. Gülerek ona yaklaşmaya başladım ama bize seslenen biriyle geri çekilip arkama baktım. Bir tane kadın elindeki çiçek sepetiyle bize bakıyordu.

"Abe vereyim abime bir çiçek?"dedi. Göz devirdim. Öpecektim ne güzel kızı.

"Ay evet ver, ver."dedi Dolunay heyecanla.

"Ver abla ver."dedim.

"Abe hangisini vereyim güzel ablama?"dedi kadın Dolunay'a bakarak.

"Bilemedim ki şimdi. Hepsi çok güzel."dedi gülümseyerek.

"Hepsini alalım biz."dedim.

Kadın elindeki sepeti bana verince cebimden cüzdanımı çıkartıp ücreti ödedim. Kadın gidince Dolunay'a döndüm. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Bence daha erken karar vermeyi öğrenmelisin."dedim gülerek ve sepeti ona uzattım.

"Sevgilim teşekkür ederim ama bunlar çok fazla. Benim daha iyi bir fikrim var."dedi ayağa kalkarak. Sepeti elimden alınca anlamayarak ona bakmaya başladım.

"Kalk ayağa."dedi. Ayağa kalktım. O önden hastaneye doğru gidince ben de arkasından onu takip ettim.

Birlikte hastaneye girince Dolunay bilgisayar başında duran kadına doğru ilerledi. Ben de arkasından gittim.

"İyi akşamlar."dedi Dolunay. Kadın bize bakıp gülümsedi.

"İyi akşamlar nasıl yardımcı olabilirim?"dedi.

Dolunay elindeki sepeti havaya kaldırıp masanın üstüne koydu.

"Bu çiçekleri hastalara dağıtır mısınız?"dedi gülümseyerek.

Duyduğum şeyle ben de gülümsedim.

"Tabi dağıtırım. İsminizi söyleyecek misiniz?"dedi kadın şaşkınlıkla.

"Hayır, tekrardan teşekkür ederim."dedi ve merdivenlere doğru ilerledi. Hızlıca sepetten bir çiçek alıp peşine takıldım. Dolunay'ı kolundan tutup temizlik malzemelerinin bulunduğu odaya soktum ve kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladım. Şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

"Bu kadar iyi olmak zorunda değilsin bence. Çünkü sana daha çok aşık olmamı sağlıyorsun."dedim ona yaklaşarak.

"Bana daha fazla aşık olman güzel bir şey."dedi kaşlarını çatarak.

"Kalbim aynı şeyleri söylemiyor ama."dedim dudaklarına bakarak.

Gözlerini kapatıp o da bana yaklaşınca gülmedim ve dudaklarımızı birleştirdim.

Dolunay burunlarımızın deyeceği kadar mesafe bırakarak geri çekildi.

"Fazla güzel, fazla iyi ve fazla özelsin."dedim gülümseyerek.

"Güzel seviyorsun, güzel bakıyorsun ve güzel hissettiriyorsun."

•instagram;
•  nazozkan_
•_justreaders_

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

18.7K 2.4K 46
Havuzun rengi kan kırmızısı. Havuzun içinde bir kadın. Havuzun içinde ölmek üzere olan bir kadın. ✨ 0538*: Hayatta kalmam için bir şey bul veya ya...
TAKINTI +18 Par asranixa

Roman pour Adolescents

1.5M 26.1K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
Eftalya Par esmaa

Roman pour Adolescents

386K 18.6K 23
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
23.7K 2K 28
Aslında ikisinin iyi anlaşması için yapılmıştı....