Keşke Olsaydı

Від bidesvu_

206K 12.9K 9.8K

Sadece keşke olsaydı dediklerimiz... YavBah #1 Більше

☘ 51'den devam 1 ☘
☘ 51'den devam 2 ☘
☘ 51'den devam 3 ☘
☘ 51'den devam 4 ☘
☘ 51'den devam 5 ☘
ꕥ 51'den devam ꕥ
ღ 51'den devam 1 ღ
ღ 51'den devam 2 ღ
ღ 51'den devam 3 ღ
Yazarınızı Tanıyın
Bölüm 17
Bölüm 17 / 2
⌘ 51'den devam 1 ⌘
⌘ 51'den devam 2 ⌘
⌘ 51'den devam 3 ⌘
⌘ 51'den devam 4 ⌘
❅ 12'den devam 1 ❅
❅ 12'den devam 2 ❅
❅ 12'den devam 3 ❅
✮ 45'ten devam 1 ✮
✮ 45'ten devam 2 ✮
◈ 49'dan devam 1 ◈
◈ 49'dan devam 2 ◈
◈ 49'dan devam 3 ◈
✢ 43'ten devam 1 ✢
✢ 43'ten devam 2 ✢
✢ 43'ten devam 3 ✢
✢ 43'ten devam 4 ✢
✢ 43'ten devam 5 ✢
✢ 43'ten devam 6 ✢
✠ 39'dan devam 1 ✠
✠ 39'dan devam 2 ✠
✠ 39'dan devam 3 ✠
✠ 39'dan devam 4 ✠
✠ 39'dan devam 5 ✠
❀ 25'ten devam 1 ❀
❀ 25'ten devam 2 ❀
❀ 25'ten devam 3 ❀
❀ 25'ten devam 4 ❀
Sadece bir şey...
✧ 66'dan devam 1 ✧
✧ 66'dan devam 2 ✧
✧ 66'dan devam 4 ✧
〄 51'den devam 1 〄
〄 51'den devam 2 〄
〄 51'den devam 3 〄
〄 51'den devam 4 〄
〄 51'den devam 5 〄
❁ 41'den devam 1 ❁
❁ 41'den devam 2 ❁
❁ 41'den devam 3 ❁
❁ 41'den devam 4 ❁
❁ 41'den devam 5 ❁
ÖNEMLİ
❁ 41'den devam 6 ❁
❁ 41'den devam 7 ❁
❈ 23'ten devam 1 ❈
❈ 23'ten devam 2 ❈
❈ 23'ten devam 3 ❈
❈ 23'ten devam 4 ❈
❈ 23'ten devam 5 ❈
❈ 23'ten devam 6 ❈
❈ 23'ten devam 7 ❈
❈ 23'ten devam 8 ❈
❈ 23'ten devam 9 ❈
❈ 23'ten devam 10 ❈
❈ 23'ten devam 11 ❈
❈ 23'ten devam 12 ❈
❈ 23'ten devam 13 ❈
❈ 23'ten devam 14 ❈
❈ 23'ten devam 15 ❈
❈ 23'ten devam 16 ❈
❧ 51'den devam 1 ❧
❧ 51'den devam 2 ❧
❧ 51'den devam 3 ❧
❧ 51'den devam 4 ❧
♧ Özel Bölüm ♧
§ Mini-Özel Seri 1 §
§ Mini-Özel Seri 2 §
§ Mini-Özel Seri 3 §
§ Mini-Özel Seri 4 §
§ Mini-Özel Seri 5 §
§Mini-Özel Seri 6§
§Mini-Özel Seri 7§
DUYURU (10.12.2023)
KO-1
KO-2
KO-3
KO-4
KO-5
KO-6
KO-7
KO-8
KO-9
KO-10
KO-11
KO-12
KO-13
KO-14

✧ 66'dan devam 3 ✧

1.8K 162 50
Від bidesvu_

Herkesin içinde bir heyecan varken görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalıştı.

Kızlar, Bahara kız kıza bir şeyler yapacaklarını söyleyerek onu ikna ettiler. Erkeklerse, erkek erkeğe takılacaklarını söylediler.

Başta kızlar Galatanın orada bir kafeye gideceklerdi. Hava biraz kararınca Su ve Nazlı alış veriş yapma bahanesiyle yanlarında ayrılacaklardı. Eylem, Baharı dağ evine getirecekti.

Erkeklerde aynı şekilde bir bahaneyle Yavuzun yanından ayrılacaklardı. Fethi ise Yavuza dağ evine getirecekti.

Dağ evi ise tamamen hazır olacaktı. Dolaplar tamamen dolu olacaktı. Yemekleri ise önceden pişirilip bırakacaklardı.

Her şey olması gerektiği gibi gitti. Başta Bahar ve Yavuza eski anılarını hatırlattı, sevenleri. Ardından en başından ayarladıkları gibi, Eylem ve Fethi hariç herkes bir bahane uydurup gittiler.

Şu anda ise Fethi Yavuzu, Eylem Baharı dağ evine götürüyordu.

Bahar radyoda kendine göre bir şarkı arama işine koyuldu. Bulamayınca oflayarak yerini biraz daha rahatlattı.

"Burası şehirden çok uzak değil mi? "

"Ne güzel işte, kafa dinleyeceğiz" dedi Eylem.

Araba durunca Bahar kemerini çıkarttı. Arabadan indi. Karşısındaki tek katlı, iki tarafı cam olan bir ev gördü. Hayranlıkla eve bakarken yan tarafta duran siyah arabaya gözü takıldı.

"Bizden başka birisi daha mı gelecekti? " diye sordu

"Fethi bir ara uğrayacaktı" diye cevap verdi Eylem

Bahar başıyla onayladı ve soğuktan korunmak için kollarını önünde bağladı. Minik adımlarla kapıya doğru ilerledi.

Eylem Baharın arkasından geldi. Anahtarı yuvasına sokacağı sırada kapı sertçe açıldı. Bahar karşısında Yavuzu görünce Eylemin planını anladı.

Eyleme kırıldığını belli eden bir bakış atıp gitmek için arkasını döndü. Eylem hemen Baharın kolunu tuttu. "Bana teşekkür edeceksin kardeşim"

Eylem, ilk önce Yavuzu içeriye itti. Ardından Baharı. En son ise içeride olan Fethinin kolunu tutup dışarıya çıkarttı.

"Güle güle. İyi eğlenceler" dedi Fethi ve kapıyı yüzlerine kapatıp kilitledi.

Bahar içeriye itildikten çok kısa bir süre sonra silkelenip kendine geldi. Kapıyı yumruklayıp "Aç şu kapıyı Eylem" diye bağırdı

"Fethi açın şu kapıyı yoksa kötü olur" dedi Yavuz

"Kusura bakmayın komutanım, elinizden gelecek her cezaya razıyım. Bu kapı açılmayacak" dedi Fethi

"Eylem seni gebertirim. Aç şu kapıyı" diye bağırdı Bahar

"Bende seni seviyorum kardeşim" diye karşılık verdi Eylem.

Bahar ve Yavuz ne kadar dil dökseler de işe yaramadı. Bir süre sonra duydukları araba sesiyle pes ettiler.

Bahar öfkeyle soluyarak kollarını önünde bağladı ve içeriye geçti. Kendini kanepeye bıraktı. Soğuk iliğine işlerken kollarını kendine daha sıkı doladı.

Yavuz nefesini sesli bir şekilde dışına verip ceketini çıkarttı. Baharın omzuna bırakırken "Ben şömineyi yakana kadar bununla idare et" dedi

Bahar ceketi omzundan atıp "İstemiyorum" dedi

Yavuz ceketi tekrar Baharın omzuna koydu. "Çocukluk yapma Bahar. Kendini düşünmüyorsun bile bebeğimizi düşün"

"O sadece benim bebeğim, senin değil" diye tısladı Bahar

Yavuz başını önüne eğip gözlerini kapattı. Derin bir nefes alıp "Tamam, o zaman bebeğin için" dedi sesi titrerken

Bahar ceketin iki yakasından tutup önünü kapatmaya çalıştı. Dolan gözlerini kapatıp başını kanepenin arkasına yasladı.

Yavuz da Baharın yanından ayrılıp şöminenin yanına geçti ve yakmak için odunları içine yerleştirmeye başladı.

Şömine kısa bir süre de yandı. Büyüyen alevler kendini iyiden iyiye belli ederken Eylem ve Fethi biraz ileriye bıraktıları arabalarından indiler. Eve doğru ilerlerken Fethi,

"Gece, yatmalarına yakın ikisi de sakinleşir. O zaman şartelleri açarız. Kombiyide ayarlarız, o saatte açılır. Gece şömine sönünce hasta olmasınlar" dedi

"İyi düşündün. Kaş yapalım derken göz çıkartmayalım" dedi Eylem

Eve yaklaştıklarında Eylem aklına gelen şeyle duraksadı. "Fethi biz onları içeriye kilitledik. Nasıl girip kapatacağız şarteli"

"Şartel dışarıda güzelim" dedi Fethi sırıtarak

Yavuz, şömine iyice tutuşunca ayağa kalkıp koltuğa oturdu. Bahar kapalı gözlerini açıp dans eden alevleri izlemeye başladı. İkisi de konuşmadı. Sadece alevleri izlediler.

Oda sonunda ısınınca Bahar Yavuzun montunu çıkarttı. Ardından da kendininkini...

Sırtını tekrar kanepeye yasladı ve karnını severek alevlerin dansını izlemeye devam etti.

Odanın birden kararmasıyla içeriyi sadece alevlerin oluşturduğu turuncumsu ışık aydınlattı. Baharın ağzından minik bir çığlık koptu.

Yavuz, karısının, tabuta konulduktan sonra karanlıktan korkmaya başladığını bildiği için oturduğu kanepeden kalkıp Baharın yanına oturdu.

Baharın elini tuttu. "Sakin ol canım" dedi

Bahar gözlerini kapatıp derin derin nefes almaya çalıştı. Yavuz, tuttuğu eli dudaklarına götürüp öptü. "Sen bekle, ben mum bulup geleceğim"

Bahar başıyla onaylayınca Yavuz telefonunun fenerin açıp mum bulmak için salona bitişik mutfağa gitti.

Baharın eli korkuyla titremeye başlarken tabutta kaldığı o zamanın görüntülerini beyninden silmeye çalıştı.

Titreyen elinin üzerinde başka bir el hissetti. Gözlerini yavaşça araladı. Yavuzun duygu yüklü mavileriyle karşılaştı. "İzin ver biraz kokunla durayım. O kadar özledim ki..."

Bahar sesinin çatlak çıkmasından korktuğu için gözlerini yavaşça yumup açarak cevap verdi.

Ne kadar öfkeli olsa da özlemişti kocasını. Bir yandan hala ona öfkeliydi. Ama, hem dün gece Yavuzun dedikleri ve de bugün Deryanın dedikleri...

Yavuz aldığı onayla Baharı kendine çekti. Başını göğsüne yaslamasını sağlayıp beline sarıldı. Burnunu sevdiğinin saçları arasına gömdü. Öpüp koklamaya başladı.

Baharın gözleri özlediği kokunun burnunu doldurmasıyla kapandı. Bir yaş firar etti gözünden. O yaşın akmasına fırsatı olmadan Yavuzun beyaz kazağı tarafından içine çekildi.

Yavuz elini Baharın yanağına koydu. "Lütfen bugün kavga etmeden konuşalım Bahar, lütfen"

"Peki" dedi Bahar ve başını Yavuzun göğsünden kaldırdı. Kanepenin kenarındaki şal gözüne çarpınca uzanıp aldı. Şalı omzuna atınca ayağa kalktı ve önündeki sehpanın önünden bir mum aldı.

"Nereye? " diye sordu Yavuz

"Valla seni bilemem ama ben acıktım. Bir şeyler hazırlayacağım. Yeriz" dedi Bahar. Ardından Yavuza dönüp "Ahh, pardon sen benim yemeklerimi sevmiyordun, değil mi? Şimdi telefonlar çekmediği için dışarıdan da söyleyemezsin" dedi alayla

Yavuz sıkıntıyla nefesini dışına verip ayağa kalktı. Baharın iki kolundan tuttu. "Seninle uğraşmayı sevdiğim için öyle dediğimi biliyorsun"

"Bilmiyorum, tamam mı? Bilmiyorum. Ben senin için yemek yapıp, bize sofra kurduğum zaman hep aynı şeyi yapıyorsun. Ben çabaladıkça..." Durdu. Diliyle dudağını ıslattı. "Ben kime laf anlatıyorum" dedi. Yavuzun elleri arasından kurtulup mutfağa yöneldi.

Masanın üzerindeki sürahiden su katıp içti. Bardağı masaya geri bıraktı. Mutfağa göz gezdirirken karnına inen darbeyle dudaklarından minik bir inilti döküldü. Yüzünde bir gülümseme oluştu. Bebeğinin tekme attığı yeri severek "Vur annecim, vur. Senin vurduğun yerde güller açıyor" dedi

Bahar oturduğu kanepeden kalktı. Pencereye doğru ilerledi. Önüne gelince pencereyi açtı. Kollarını önündeki mermere koyarak dışarıya doğru eğildi ve karanlığın içini taramaya başladı.

Bulundukları evden başka ev yoktu çevrede. Zaten ev ormanın içindeydi. Dışarıda esen soğuk rüzgar ağaçların arasından uğultuyla süzülüp giderken gülümsedi, Bahar.

"Ne yapıyorsun bu soğukta? "

Duyduğu sesle gözlerini devirip pencereyi kapattı. "Dışarıda kazma kürek var mı diye bakıyorum"

"Neden? " diye sordu Yavuz

"Mezar kazacağım. Sonra bizi buraya kilitleme planını yapan herkesi oraya gömeceğim"

"Güzel plan" dedi Yavuz kahvesinden bir yudum alıp

Bahar ağrımaya başlayan belini tutarak kanepeye oturdu. Yavuzun uzattığı bardağı eline aldı. Kahve beklerken meyve suyuyla karşı karşıya kalınca dudağını bükerek "Peki, tamam, sen karşımda iç kahveni ballandıra ballandıra..." dedi. Meyve suyunu burnuna yaklaştırıp kokladı. Ardından yüzünü buruşturup "Bende bu vişneli meyve suyunu içerim" dedi

"Sen vişneli meyve suyunu severdin" dedi Yavuz

"Hala seviyorum ama her zaman ki kahve öncelikli tercihim"

"Zararlı olduğunu biliyorsun Bahar"

"Günde bir bardaktan fazla içmediğim sürece sorun değil" dedi Bahar ayağa kalkarak.

Yavuz Baharın arkasından ayağa kalktı. Karısının koluna elini koydu. "Sen otur, ben yaparım"

Bahar başıyla onaylayıp kalktığı yere geri oturdu. Bacaklarını aralayıp yerini rahatlattı. Karşısındaki şömineyi izlemeye başladı.

Bir süre izledikten sonra karnındaki hareketlilikle bakışları karnını buldu. Yüzünde bir gülümseme oluşurken karnındaki durmayan hareketlilikle kalçasını kaydırıp başını kanepenin arkasına yasladı. Nefes alış verişi hızlanırken "Bu kadar çok hareket etmene hala alışamadığım için özür dilerim annecim" dedi karnını severek.

Gözlerini kapatıp bebeğinin hareketlerini hissetti. Nefesi de yavaş yavaş düzene girmeye başlamıştı.

Masanın üstüne koyulan bardak sesleriyle kapattığı gözlerini araladı. Sol tarafındaki kanepede oturan adama baktı.

Her ne olursa olsun Yavuz, onun bebeğinin babasıydı. Ondan bazı güzel duyguları esirgeyezdi.

"Gel" dedi Bahar

"Ne? " dedi Yavuz anlamayarak

Bahar göz devirdikten hemen sonra "Gel diyorum, gel" dedi

Yavuz kahve bardağını bırakıp Baharın yanına oturdu. Bahar kısa bir süre tereddüt etse de Yavuzun elini tuttu. Kendi eline nazaran daha sıcak olan eli karnına koymadan önce "Ne olsa olsun sen onun babasının. Ne doğumdan önce ne de doğduktan sonra senin ve onun arasına mesafe koyamam. Bu güzel duyguyu senden esirgeyemem" dedi.

Yavuzun elini karnının üzerine koydu. Bebeği hissetmiş gibi tam Yavuzun elinin olduğu yere tekme atınca dolan gözlerini kapattı.

Yavuz elinin altında hissettiği tekmeyle nefesini titrek bir şekilde dışarıya verdi. "B-bu..." Dolan gözleriyle tekrar titrek bir nefes verdi. Bahara biraz daha yaklaşıp elini karısının karnında gezdirdi. Hissettiği hareketlerle gözünden bir damla yaş aktı. "Babacım..."

Bahar hissettiği daha sert tekmeyle istemsizce inledi. Yavuz yüzünü Baharın karnına yaklaştırdı. Eli usul usul hareket ederken "Şşş, annenin canını yakmak yok ufaklık" dedi.

Baharın kapalı gözlerinden bir damla yaş süzülürken Yavuz, dudaklarını Baharın karnına bastırdı.

Bahar tüm gerçekleri öğrenmeden rahat edemeyeceğini bildiği için yanağındaki yaşı sildi. Kanepeden destek alarak oturuşunu biraz dikleştirdi. "O gece neden o kadının evine gittin? Neden seni öptü? " Sesi oldukça sert ve tok çıkmıştı.

Yavuz yüzünü Baharın karnından uzaklaştırdı. Yanağındaki yaşı silmeden "Beni çağırdı. Bende acil bir durum var diye gittim" dedi.

"Acil bir durum olduğunda yanına gitmek neden sana düşsün. Neden annesi veya babası değil? " diye bağırdı Bahar

"Çünkü annesinin veya babasının yardımcı olabileceği bir konu değildi."

Beklemediği bir şekilde Yavuzun sesinin yüksek çıkması Baharın irkilmesine neden olurken ayağa kalktı. Öfkesi daha da artarken "Senin yardımcı olabileceğin ne olmuş olabilir. Aniden canı birini mi öpmek istemiş? Ha? Neden sen? "

"Çünkü Dragan denen şerefsiz onu rehin almış. Ve beni çağırmasını istemiş. Tehdit etmiş" dedi Yavuz

"Bir de, bir zamanlar Çolak'ın beni öpmek için seni zorladığı gibi Draganda Deryayı zorladı de tam olsun" diye bağırdı Bahar

"Evet. Tam da öyle oldu"

Bahar kanepede oturan Yavuzun önüne geçip biraz eğildi. "Benim alnımda enayi mi yazıyor? Sence ben buna inanır mıyım? "

"Neden inanmamak için di..."

Yavuz oturduğu yerden öfkeyle ayağa kalkmıştı. Ayağa kalkmasıyla aralarındaki yakınlıkla duraksadı. Gözleri Baharın dudaklarına kayarken sertçe yutkundu. Elini ürkekçe Baharın yanağına koydu. Özlem duyduğu dudakları öpmek için uzandığı sırada Bahar başını önüne eğdi. "O kadını öptüğün dudaklarınla beni sakın öpme"

Yavuz sinirle arkasını dönüp kanepeye tekmesini savurdu. Tekrar Bahara dönüp "Neden anlamak istemiyorsun? Ben onu öpmedim, o beni öptü. Bak sana yemin ederim ona karşı hiç bir şey hissetmiyorum. Benim kalbimde sadece sen varsın" dedi sesi sonlara doğru kısılırken

"Neden bir kere bile mezarıma gelmedin o zaman? Neden? O hastane odasında senden sadece mezarıma sevdiğim çiçekleri getirmeni istedim. Neden getirmedin? " diye bağırdı Bahar ağlayarak

"Yapamadım. Senin orada yattığı düşünmek, benden gittiğini düşünmek canımı yaktı. Çok yaktı. Ben sana doyamamışken, kokunu doyasıya içime çekmemişken..."

Gözlerinden bir damla yaş akarken başını önüne eğdi. "Yapamadım. Anlıyor musun? Yapamadım"

"Peki sen anlıyor musun? Ben her gün sana kavuşacağımız günü bekledim. Sana hamile olduğumu nasıl söyleyeceğimi hayal ettim. Tabii zaman ilerledikçe karnım büyüdü. Beni görünce direkt anlarsın dedim. Başka bir hayal kurdum. Ama içinde hep sen vardın. Seninle mutlu oluşumuz. Hastane haricinde dışarıya çıkmam yasak olan evde hep seni düşündüm ben. Sonra bir gün kapıma geldiler. 'Artık kocana kavuşabilirsin' dediler. Ben koşarak sana geldim. Ama, sen o kadına gitmiştin. Sonra..."

Baharın dudakları arasından firar eden hıçkırık konuşmasına engel oldu. Elleriyle yüzünü kapatıp iç çeke çeke ağlamaya başladı.

Baharın ağlaması Yavuzun canını yakarken karısının yanına gitti. Yavaşça Baharın belini sardı. Baharın başını göğsüne yasladı.

Bahar hıçkırarak Yavuzun göğsüne yumruklarını indirmeye başladı. "Senden nefret bile edemiyorum! Kahretsin! Bana yaşattığın onca şeye rağmen senden nefret edemiyorum! Senin yaptığın bir hata yüzünden hayatımız boka döndü! Sırf intikam almak için gittiğin için! Gitmeseydin böyle olmayacaktı! Allahın belası domuz herif!"

Yavuz Baharın bileklerini tuttu. Alnını Baharın alnına yaslayıp gözlerini kapattı. Yaşlar birer birer akarken "Kendimden nefret ediyorum" dedi kısık sesle

Bahar bileklerini Yavuzun ellerinden kurtardı. Geri geri gidip sırtını duvara yasladı. "Etmelisin zaten"

Bahar göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. Burnunu çekip duruşunu dikleştirdi. "Biliyor musun? Aslında sana teşekkür etmem gerek. Bana beni gerçekten sevmediğini göstermiş oldun. Ben seni hiç hak etmediğin kadar severken senin beni sevmediğini..."

Baharın sözleri kalbine bir ok gibi saplanırken kolunu Baharın göğsüne koydu. Baharın sırtıyla duvar arasındaki bir kaç santimi kapatıp duvara yumruğunu geçirdi.

Bahar korkuyla Yavuza bakarken titreyen dudağını ısırdı. Yavuz, burnu Baharın burnuna sürterken "Ben mi seni sevmiyorum? Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Ben senin için ölümü bile göze aldım. Her şeyi geçtim, ben her gün senin acınla yaşadım. Her gün senin kokunu aradım. Ben seni her şeyden çok sevdim lan. Sana güvendim, kalbimi açtım. Ben bugüne kadar senden başka kimseye kalbimi açmadım. Ama, sana açtım. Çünkü seni sevdim. Hala da seviyorum. Biliyorum seni kırdım. Ne şimdi ne de bundan önce sana olan sevgimi sana gösteremedim. Ama, şimdi... Şimdi izin ver yapamadığım şeyi yapayım diyorum. Sen izin vermiyorsun. Ne bekliyorsun daha Bahar, ne?! Seni seviyorum diyorum, aşığım diyorum. Ne istediğini söyle? Beni affetmen, kendimi affettirmem için ne yapmam gerektiğini söyle" dedi bağırarak

Bahar gözlerini kapatıp başını duvara yasladı. Sağ yumruğunu kaldırıp Yavuzun göğsüne vurarak "Hissetmek istiyorum gerizekalı, hissetmek. Söylemek yetmiyor işte. Bazen o iki kelime çok anlamsız kalıyor. Ve ben sadece hissetmek istiyorum. Senin beni gerçekten sevdiğini hissetmek istiyorum" diye bağırdı.

⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯

Bir bölüm daha bittiii.

Umarım bölümü sevmişsindir.

Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın 💋 💕

Продовжити читання

Вам також сподобається

143K 12.9K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
227K 21.9K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
270K 20.4K 14
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!
3.5K 260 5
Uzay boşluğunda, uçsuz bucaksız bir galakside evren enerjisinin dengesini sağlayan bir gezegen, Pearl... Gezegendeki canlılar dünya insanına benziyor...