❀ 25'ten devam 1 ❀

2.9K 133 57
                                    

Bol bol bol satır arası yorumlarınızı bekliyorummm ☺

Hadi bölüme geçelim

____________________________________

Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşktan korkmak, yaşamdan korkmak demektir ve yaşamdan korkanlar şimdiden üç kez ölmüşlerdir.

Zaman durdu sanki o anda.

Sanki zaman olanın aksine işledi. Aynı o güzel anın kalbime işlediği gibi. Sanki dünya dönmeyi bıraktı. Kalbimin delice çarpmayı bırakmayışının aksine. İçimdeki o sevgiye muhtaç küçük kız çocuğu kahkahalarla gülüp kendi etrafında dönmeye başlayışı gibi döndü başım.

O an... Tüm hayallerime bir adım daha yaklaştığım o an... Sanki yüzyıllardır beklediğim o an... Yağmur yağarken bulduğum huzurdan bin kat daha fazla huzur vericiydi. Yıllar sonra gerçekten yaşadığımı hissettirdi. Benim, ben olduğumu; beni gerçekten karşılıksız seven biri olduğunu hissettirdi. Hiç hissetmediğim gibi hissettirdi. Özlediğimi hissettirdi. Sevmeyi, sevilmeyi özlediğimi...

Ben o anın içinde kaybolmuşken beni kendime getiren şey dudaklarım arasından kayıp giden dudaklar oldu. Sanki sevdiğim bir içecekmiş gibi sürekli içmek istediğim dudaklar...

Sarhoş olmuş gibiydim. Gözlerimi açamıyordum. Ama dünyanın döndüğünü hissediyordum. O karanlık, gözümün önünde deli gibi dönüyordu. Bunun olması normal miydi? Bilmiyorum. Tek bildiğim bana hiç iyi şeylerin olmadığıydı. Onun yanındayken tüm mantığımın yok olup gittiği, sadece duygularımın kaldığı...

Belimdeki kollar beni biraz daha kendine doğru çekti. Tüm bedenim bedenine temas ederken kulağımda nefesini hissettim.

"Hayatın ne kadar kısa olduğunu bir kez daha anladım. Ben hep benim ömrüm daha kısa olur derken, benimkinden de kısa olanların olduğunu daha net anladım. Bundan sonra hayatı ertelemeyi bırakıp günümüzü, anımızı, yaşayalım. Bizi yaşayalım."

Yavuzun fısıltıyla çıkan sesi kulağımı doldurdu. Oradan beynime değil direk kalbime gitti, deli gibi çarpan kalbime...

Bir süredir tuttuğum nefesim titrek bir şekilde dudaklarım arasından süzüldü.

"Bunları söyleyen gerçekten sen misin? "

Güldü. Gülerken dudakları arasından dökülen nefesi kulağımı yalayıp geçerken az önce öpüp de doyamadığım dudakları kulağıma temas ederken fısıldadı.

"Kalbim...Her şeyiyle senin yanında atmaya devam etmek isteyen kalbim..."

Yan tarafında duran elimi sıkıca tutup kalbinin üzerine koydu. Elini, elimin üzerinden çekmeden,

Keşke Olsaydı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin