§ Mini-Özel Seri 2 §

1.2K 82 39
                                    

Herkese merhabaa!

Evlerdeyiz değil mi?

Bölüme geçmeden önce bir şey demek istiyorum. Uzun zamandır bölüm atmadığım için okunma oranının düşük olacağını tahmin ediyordum ama oyların ve yorumların bu kadar düşük olacağını düşünmüyordum. Özellikle yorumların... Bu düşüklük yazma motivasyonumu düşürmedi değil.

Lütfen satır arası yorum yapın🙏


İyi Okumalar

Her insanın hayatında, hayatının hiç beklemediği bir anında tam ortadan kırıldığı zaman vardır. Hayatına süratle devam ederken okkalı bir tokat yersin hayattan. O tokatla kendine gelirsin. O tokatla hayatın tam ortadan ikiye kırılır.

Ben o tokadı bu hastanede yedim. Benim hayatım bu hastanede tam ortadan ikiye kırıldı. Benim hayatım bu hastanede öncesi ve sonrası oldu. Yavuzdan öncesi ve Yavuzdan sonrası. Karabayırdan öncesi ve Karabayırdan sonrası.

Elimde hissettiğim sıcak elle hastaneye bakmayı bırakıp Yavuza döndüm. Güven verici bir şekilde gülümsedi. Ama hala tedirgindim. Hem bu hastanenin kapısından girdiğim an o günü tekrar yaşayacağım için hem de aylar sonra annemle karşılaşacağım için. Annemle karşılaşmam bir ihtimaldi ama içimden bir ses bunun ihtimal olamayacağı kadar kesin bir şey olduğunu söylüyordu.

Parmaklarımı Yavuzun parmaklarına sıkıca kenetledim. Bora önden ilerlerken biz arkadan ilerliyorduk. Çok gerginim. Gerginlik yüzünden mideme kramplar giriyordu. Midem sanki alevlerin içinde kalmış gibi cayır cayır yanıyordu.

Hastaneye girdiğimde üçüncü kata çıkacağımıza emindim. Hatta üçüncü kat asansörden inip sağ koridora gireceğiz. Oradan sola ve müdahale odası...

Bora telefonda Erdem ağabeyle konuştuğu için gideceğimiz yeri biliyordu. Biz de onu takip ediyorduk. Asansöre geldik. Binince üçüncü kata bastı, Bora. Asansör durdu. İndik. Önce sağa sonra sola döndük.

Nazlı geldiğimizi görünce yaşlı gözlerle bize doğru geldi. Kollarını bana dolayında Yavuzun elini bırakıp sarıldım Nazlıya.

"Şükürler olsun iyisin," dedi.

"Ben iyiyim. Güler abla nasıl? " diye sordum.

Benden ayrıldı. "Bilmiyoruz. İçerdeler daha. Funda Hanım da içerde."

Annem Güler ablanın yanındaydı demek. Demek böyle karşılaşacaktık aylar sonra.

Boğazıma yükselen hıçkırığı, boğazımı temizleyip yok ettim. Olanlar yüzünden iyice duygusal bağlamıştım. Üstüne bir de annem olunca...

"Ben bir bakayım. Belki bir şeyler öğrenirim," dedim.

Nazlı dolu gözlerle kafa sallayınca Yavuza kısa bir bakış atıp ilerledim. Kadın doğuma ait müdahale odalarına giden sensörlü kapının önünde durup parmak izi okuyucuya işaret parmağını koydum. Bundan nefret ediyorum ama bazen bu hastanenin küçük bir hissesine sahip olmak işe yarıyor. Burada çalışmasam bile istediğim yere istediğim zaman girebilmem gibi...

Okuyucu parmak izimi algılayınca kapı açıldı. İçeriye girip sola döndüm. Gördüğüm ilk hemşireye "Güler Kaçmaz hangi müdahale odasında? " diye sordum.

"Beş numaralı odada."

Teşekkür edip beş numaralı odanın kapısını iki kez tıklatıp içeriye girdim. Tüm bakışlar bana dönerken gözlerim önce annemle kesişti. Bakışlarımı hemen ondan çekip Güler ablaya baktım. Ağlıyordu. Sertçe yutkunup bakışlarımı burada çalıştığım süre zarfında yakın olduğum kadın doğum uzmanı arkadaşım Damlaya çevirdim.

Keşke Olsaydı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin