§ Mini-Özel Seri 1 §

2K 91 53
                                    

Herkese Merhabaaaa!

Ben geldimmm!

Çok ama çok uzun bir süre sonra sizlerin karşısına mini-özel bir seri ile çıktım. Bu kadar uzun bir süreden sonra bölüm atmak beni gerçekten çook heyecanlandırdı.

Bu evde kaldığımız zor zamanlarda bizlere biraz moral olsun diye bu seriyi yazdım. Aslında daha önceden sizlere özel bir bölüm atmayı çok isterdim ama YKS öğrencisi olduğum için atamadım. Başta sabah dersleri hallederim akşam da yatmadan önce yarım saat yazsam haftada bir bölüm yazarım diyerek yeni bir kitaba başlamayı bile düşünmüştüm ama çok ama çok zor olduğunu ders çalışma tempom arttıkça anladım. Neyse uzatmayayım ben.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hadi bölüme geçelim.

İyi Okumalar

Hayat her zaman en mutlu olduğum anlarda indirdi bana darbesini. Özellikle o anları seçmiş gibi... Özellikle benim mutlu olmamı bekliyor, ben mutluyken üzerime cehennem ateşini atıyordu. O ateşte bedenim kavruluyordu. Yaşarken cehennem yaşıyordum.

Hayatın darbesini ilk yediğimde yedi yaşındaydım. Babam zaten evde vakit geçirmez, benimle oyunlar oynamazdı ama en azından geceleri evde olurdu. Güzelce uyuduğumu hissederdim. Ama yedi yaşımda o da gitti. Annemle babam boşandı. Zaten sevgisini verdiğini hissetmediğim babam tamamen gitti. Büyüdükçe onunla görüşmek istedim ama annem hiç izin vermedi. Vermemesi benim adıma hayatımda aldığı en iyi kararmış belki ama ben onu yeni fark ettim.

Hayattan yediğim ikinci darbe balede yükselişe geçtiğim ve çok mutlu olduğum lise yıllarımda annemin beni kariyeri önündeki engel olarak görüp doğurmak istemediğini öğrendim. Annem beni istememişti. Bir çocuğun annesinden yediği en büyük darbe bu olsa gerek.

Sırf beni sevsin diye baleyi bıraktım ben. Sırf annem mutlu olsun diye doktor olmaya karar verdim. Tamam, başlarda amacım annemin beni sevmesiydi ama sonradan bu mesleğin beni tamamladığını fark ettim. Ben doktorluktan başka bir meslek yapamam, dedim. Onca insanın doktora ihtiyacı vardı. Ben de onlar için çalışıp mücadele edecektim. Ettim de.

Karabayıra gelme kararı alışım hayatımda aldığım en güzel karardı benim için. Benim yerime kararlar veren herkesi geride bırakıp mutlu olacağım bir yere, Karabayıra, yerleşmek hayatımdaki dönüm noktasıydı.

Beni sevmeyeceğini bildiğim bir adama aşık olmak nereden baksan zarar olsa da bu konuda yanılmıştım. O, kalbini aşka kapattığını düşündüğüm adam beni kalbine almıştı.

Tersten ilerleyen ilişkimiz yüzünden bize adapte olmamız zor oldu. En çok da Yavuz için... Sevgili olmadan evlendiğimiz için medeni halimize alışmamız çok zor oldu. Yavuz hayatına birini almayacağını düşünürken benim kalbinin merkezine kurulduğumu söylediğinde eklemişti: Seni çok seviyorum Bahar. Ama biz sevgili olmadan evlendik. Sevdim ama ben bunu dile getiremedim. Bunun için özür dilerim. Senden sürekli beni anlamanı isteyemem ama alışmam zaman alacak. Belki alışana kadar gerçek evliler gibi canımlı cicimli konuşup seninle vakit geçiremem ama alışacağım. İkimizde evliliğini alışacağız.

Yavuz evliliğimize boşanmanın direğinden döndüğümüzde alıştı. Ama bu sefer tam anlamıyla alıştı bize.

Hayata yediğim bir diğer darbe de bu anda oldu işte. Yavuzla mutluydum. Çok mutluydum. Gerçek evlenme teklifi almıştım. Sevdim, seviştim, hissettim, anladım... Tam her şey güzelken hayat cehennem ateşini üzerime püskürttü.

Keşke Olsaydı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin