⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 12/3

42.7K 2K 85
                                    

-12/3-

❝Valentino❞

Karşımdaki görüntüden dolayı toplantıya odaklanamıyordum. Bu kız beni delirtmek için her şeyi yapacaktı. Toplantı konuşmalarına katılım sağlarken bir gözüm de Pietro'yla Lâl'in hararetli konuşmasındaydı. İkisinin de hâl ve tavırlarından tartıştıklarını anlayabiliyordum. Muhtemelen Pietro onu ikna etmeye çalışıyordu ama inat konusunda iddialı olan Lâl elbette onu hiç de dinlemiyor gibiydi.

Bir süre sonra toplantının ortasına yetişen Pietro sessizce içeri girip yanıma geldi ve eğilip kulağıma fısıldadı. "Geri adım atmıyor."

Başımı alayla sallayıp "Atar mı hiç!" derken sinirden gülüyordum.

"Burada onu bekliyorum, gelsin ne yapacaksa yapsın dedi."

"Aynen böyle mi söyledi?"

Pietro başını salladığında sağ elim usulca bir öfkeyle çenemde dolaşıyordu. "Tamam, gerisini ben hallederim." Pietro masadaki yerini aldığında öfkemi dizginlemeye çalışıyordum. Ah, Lâl... Neden bu kadar zordu, anlamak güçtü doğrusu. Onunla ne yapacağımı bilmiyordum. Böyle bir kadın nasıl dize getirilirdi ki? Hiçbir fikrim yoktu. Belki de doğru cevap dize getirilemez olmalıydı. Öfkeleniyordum ama ateşli bir öfkeydi bu. Lâl'e olan kızgınlığım beni ona daha çok bağlıyordu.

Bir yanım toplantıyı takip ederken gözüm çoğunlukla ondaydı. Bana nispet yapar gibi havuzda bacaklarını savurup duruyordu keyifle. Kıvrımlı vücut hatlarını gözler önüne sermişti. Tanrım, delirecektim. Telefonla konuştuğunu gördüğümde kiminle görüştüğünü merak etmekten kendimi alamamıştım. Geçmişine dair hiçbir şey bilmiyordum. Nasıl bir yerden geliyordu, bir ailesi var mıydı? Ya da bir sevgilisi. Bildiğim tek şey o uçurumdan atladığı gün sayıkladığı isimdi.

Batur...

Unutmamıştım. Hatta çoğu zaman aklımdan geçiyordu. Kimdi bu Batur? Onu neden sayıklamıştı? Şuan bile onunla konuşuyor olabilirdi. Ölüm kalım hâlindeyken bile sayıklıyorsa onun için önemli biri olmalıydı Batur. Ama kim? Bunu düşündükçe tepeden tırnağa öfkeden alev alev oluyordum.

Toplantının bitmesini iple çekmiştim. Daha çok uzayacağını hissetseydim o an toplantıyı sonlandırabilirdim ama neyse ki masadaki diğer herkes üzerimdeki gerginliği fark etmiş olacak ki toplantının bitmesi için karar aşamasını hızlandırdılar. Zaten konuşulacak pek de bir şey kalmamıştı. Baştan aşağı alevler içindeydim. İçimde kaynayan sıcak bir öfke hissediyordum.

Cam binadan dışarı çıkarken koluma abanan Pietro'nun "Bir delilik yapma." sözünü bile duymazdan gelmiştim. Luigi ise onun aksine bir yorumda bulunmuyordu. Şahsen ben demiştim tarzı yaklaşımlarındansa sessiz kalmasını tercih ederdim. Ayrıca Pietro'nun korktuğu şey neydi ki? Andrea... Yani Lâl'i öldürüp havuza mı gömecektim?

Havuza doğru yürürken beni gören kadının telefonu aceleyle kapatmasına şahit olduktan sonra anlamıştım. Onunla konuşuyor olmalıydı. Batur'la. İyi de neden? Madem onu bu kadar çok seviyordu, neden ayrılıp Bodrum'a kadar gelmişti? Neden benimle Halikarnas'ta bir gece geçirmeyi kabul etmişti? Aklım almıyordu. Onun için bu kadar değerliyse neden ayrıydı? Pişman mı olmuştu? Onu özlüyor muydu? Daha fazla dayanamayacaktım. Bir an önce onu ve hayatını araştırmalıydım. Bu merakla ve şüpheyle yaşanmazdı.

Hiçbir şey olmamış gibi davranan Lâl'in havuz başında bacaklarını sallarken keyifli şakıması daha da canımı sıkıyordu. "Ah, su çok güzel gelsene!"

"Lâl."

"Valent."

"Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun?" Asi bir kadın olduğu doğruydu. Ama o benim kadınımdı. Tanrı aşkına, benim gibi bir adam kadınına etraftaki erkeklerin böyle bakmasına nasıl müsaade edebilirdi? Üstelik hemen hemen herkesin beni tanıdığı bir yerdeydik. Bana misilleme yapıyordu.

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now